Yeni yıl, yeni ruh
2021 yılı bitiyor, 2022 yılı başlıyor. Yeni bir yılın başlangıcında umutları tazelemeye, yaşama coşkusuyla dolmaya ihtiyaç vardır. Yeni yıl, insanın kolektif bilinçaltında umut, dirilme ve coşku demektir. Yeni yıla bütün olumsuzluklara rağmen, umutla, aşkla, coşkuyla ve inançla girmek şeklinde bir meydan okuma önümüzde durmaktadır. Şiddet, fanatizm, ayırımcılık, nefret, yapay gündemler, sonu gelmeyen güç mücadeleleri yerine hukuku, özgürlüğü, barışı, düşünmeyi, eşitliği, güzeli ve iyiyi önceleyen bir bakış açısıyla hayata ve geleceğe yönelmeliyiz.
Yeni yıl konusunda din üzerinden bir kültür savaşı cephesi
açmaya gerek yoktur. Yeni yıl, dini bir cepheleşme sorunu değil, insani bir
bütünleşme fırsatıdır. Irk, din, dil, cinsiyet, kültür, mezhep ayırımı olmadan
hepimizin yeni yılda ruhen tazelenmeye ihtiyacımız vardır. Yapacağımız tartışma
yeni yıl üzerinde değil, yeni yılda insani bir tazelenmeyi gerçekleştirme
üzerine olmalıdır.
Yeni yılda kendimizi yenileyebilmek için öğrenmemiz gereken
en önemli şey, hayatı israf etmemeyi öğrenmektir. Biz insanlar, hayatlarımızı
çoğu zaman sahte kurgular, kişiler ve kurumlar uğruna israf ediyoruz. Hayat,
sahip olduğumuz en değerli sermayedir. Hayatımızı, güç, sömürü, şiddet,
fanatizm ve saplantılarımız için israf etmemeliyiz. Hayatımızı, doğruluk,
güzellik, iyilik ve çalışma ile verimli hale getirmeliyiz. Hayatın israf
edilmesi, en ciddi insani problemdir. Yeni yılda hayatı her şeyiyle israf
etmeden dolu dolu dolu yaşamanın yolunu bulumalıyız. Sabahattin Ali, Çocuklar Gibi isimli şiirinde hayatı
hiçbir şekilde israf etmeden yaşamayı anlatmaktadır: “Bende hiç tükenmez bir
hayat vardı / Kırlara yayılan ilkbahar gibi / Kalbim hiç durmadan hızla
çarpardı / Göğsümün içinde ateş var gibi / Bazı nur içinde, bazı sisteyim / Bazı
beni seven bir göğüsteyim / Kah el üstündeydim, kah hapisteydim / Her yere
sokulan bir rüzgar gibi / Aşkım iki günlük iptilalardı / Hayatım tükenmez
maceralardı / İçimde binlerce istekler vardı / Bir şair, yahut bir hükümdar
gibi / Hissedince sana vurulduğumu / Anladım ne kadar yorulduğumu / Sakinleştiğimi,
durulduğumu / Denize dökülen bir pınar gibi / Şimdi şiir bence senin yüzündür /
Şimdi benim tahtım senin dizindir / Sevgilim, saadet ikimizindir / Göklerden
gelen bir yadigar gibi / Sözün şiirlerin mükemmelidir / Senden başkasını seven
delidir / Yüzün çiçeklerin en güzelidir / Gözlerin bilinmez bir diyar gibi / Başını
göğsüme sakla sevgilim / Güzel saçlarında dolaşsın elim / Bir gün ağlayalım,
bir gün gülelim / Sevişen yaramaz çocuklar gibi.” Hayat ve insan israfına son
vererek yeni bir hayata yeni yılda başlayabiliriz.
Yeni yılda ihtiyaç duyduğumuz şey, yeni bir ruhtur.
Yediğimize, içtiğimize, giydiğimize, sözümüze, ilişkimize, öğrenmemize,
kısacası yaptığımız her şeye yeni bir ruh katmalıyız. Ruhtan yoksun olarak
2022’ye girmek, yeni yıla girmek değildir. Yeni yıla, yeni bir ruhla
girmeliyiz.
Yeniyi, eskinin üstüne kurma yanılgısından vazgeçmeliyiz.
Yeni bir inancı, felsefeyi, bilimi ve düşünceyi tamamen yeni olarak inşa
etmeliyiz, Hep eskinin köhne anlayışlarına hapsolmuş inançlarımız,
felsefelerimiz veya alışkanlıklarımız bize yeni bir ruh ve hayatın kapılarını
açmıyor. Yeni yıla her açıdan yenilenmiş olarak girmek şeklinde çok zor bir
soru önümüzde durmaktadır. Güzel ve güneşli günler görmek için, güzel ve
güneşli bir ruha sahip olmalıyız.
Yeni yıla yeni bir ruhla girebilmek için hayatımıza çöken
bütün karanlık ve kirli ağırlıklardan kurtulmalıyız. Hayatımızı hafifleterek
normalleştirmeliyiz. Bütün gereksiz ve verimsiz ilişkilerden, işlerden,
kişilerden ve kurumlardan kurtulmalıyız. Ruhumuzu karartan ve kötüleştiren
kişiler ve ilişkiler olduğu sürece yeni yılda ruhumuzu yenilemek mümkün
değildir. Hayatımızdaki kötü ruhlardan kendimizi özgürleştirmeyi başardığımız
takdirde, yeni başlangıçlar yapabilir, daha olgun, verimli, yaratıcı ve yapıcı
bir yıl yaşamanın imkanlarını oluşturabiliriz.
2021 yılının son günündeyiz. 2021 yılının son gününde
Murathan Mungan’ın Bir Yılın Son Günleri
isimli şiirindeki derin mesajlarla ruhumuzu ve hayatımızı yenilemeliyiz: “Bir
yıl daha bitiyor / İşte bu kadar duru, bu kadar yalın / Bu kadar el değmemiş / Sıradan
bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın / Bu şiire nasıl dahil edilebilir
bir yılın son günleri / Her sonda, her başlangıçta ve her defasında / Alır gibi
başkasını karşımıza / Perdeler çekip, ışıklar söndürüp / Oturup yatağın içinde
bir başımıza / Sorgulamak kendimizi / Öğrenmek ikimizin anadilini, ikinci
belleğimizi / Öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini / Bu aynanın
dehlizlerinde gezinirken görürüz / Karanlık günlerimizin kenar süslerini / Biterken
yılın son günleri / Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini / Gençlik
ikindilerini / Kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.”