Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2976.87
BIST 100
9753.61
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ağustos 2015

Yeni Türkiye'den korktukları için saldırıyorlar!

Önce resmin küçüğünden başlayalım.. KCK eş başkanlarının ateşkes kararını bozmasıyla başlayan terör olayları, neredeyse tüm terör örgütlerinin sahiplenilmesi ve savaşı başlatan tarafın AK Parti/ Erdoğan olduğu yönünde üretilen algı operasyonları, yapılan bombalı saldırılarının hemen ardından DAEŞ terör örgütünün gösterilmesi, gerek medya organlarında gerekse sosyal medyada devlet memurlarına varana kadar örgütledikleri bir gruba terör propagandası yaptırıp, faturayı sivil, meşru hükümete kestirmeleri, PKK'nın ve siyasi uzantılarının barış mitingleri tertiplemesi, koalisyon tuzakları, "Recep Tayyip Barzani" şeklinde protesto gösterilerinin yapılması gibi sayabileceğim gelişmeler sanki 26 Ekim 2013 yılında paralel yapının önde gelen isimlerinden biriyle Sözcü Gazetesi'nin muhabiri arasında geçen konuşmaların bir özeti gibi duruyor. İsterseniz bu ses kaydını bir kez daha hatırlatalım.." O tarihlerde Washington'da BDP'nin ABD bürosu açılıyor.. Selahattin Demirtaş ve bütün Kürt diasporası Washington'da buluşuyor. Kayıtta yer alan sohbete göre İmralı'nın karşısında duran ne kadar Kürt temsilcisi varsa orada toplanıyor. ABD ise büyük bir kongre salonu tahsis ediyor. Paralel yapının abilerinden olan zat ABD'nin bu kongreyi tanıdığını ifade ediyor. Muhabbet tam da bu noktadan sonra koyulaşıyor. Paralel yapının görevlilerinden olan kişi güneydeki hani o benim çok sevdiğim ülke de(İsrail) bu kongreyi destekliyor diye başlıyor anlatmaya. Kayıttaki ifadelere göre; ABD, İsrail ve orada toplanan Kürt temsilcileri önce Öcalan'ı tasfiye edecekler. İmralı'nın hükmü bitirilecek ve bundan sonra yeni bir silahlı çatışmalı bir döneme girilecek. Diğer taraftan Barzani'de bertaraf edilecek. Kongrede bağımsızlık ilan edecekler. En önemlisi de Erdoğan'ın bertaraf edilmesi şart olduğuu2026"

HDP'nin 9 Ağustos tarihli basın açıklamasında da ifade edildiği gibi, 2012 yılından beri sırf HDP'nin gayret ve çabalarıyla silahların devreden çıkarılacağı kongre çağrısının Öcalan tarafından yapılması aşamasına kadar gelinmiş ve çok hızlı bir mesafe kat edilmiş. Ne var ki AKP hükümetinin barış yerine iktidarı önceleyen bir siyasi tavrı, siyasi soykırım operasyonları deyim yerindeyse bir çuval inciri berbat etmiş! 7 Haziran'da tarihi bir hezimet yaşayan AKP hükümeti halkımızın verdiği mesajı doğru okuyup buna dair yeni politikalar oluşturmak yerine seçimden hemen sonra müzakere ve çözüm gündemini kaos ve çatışma gündemiyle değiştirme, barış taleplerini göz ardı etme yolunu tercih etmiş! HDP'ye göre Erdoğan sırf kişisel başkanlık(!) hırsı yüzünden Çözüm Süreci'nin siyasal ve toplumsal ayaklarına, tıpkı 2012 döneminde olduğu gibi, tam anlamıyla topyeku00fbn bir savaş konseptiyle cevap vermiş!

Resmin büyüğü; büyük savaş!

Hani neredeyse son aylarda yapılan tüm terör faaliyetlerinin ardında Türkiye'nin cumhurbaşkanı Erdoğan var! Demirtaş'a göre; Çözüm Süreci'ni bitiren o! Barışı sırf kişisel iktidarlık hırsıyla bertaraf eden o! OHAL uygulayan o! Erdoğan aynı zamanda sivilleri de öldüren bir savaş suçlusu! Öcalan'ın kongre çağrısına olumsuz yanıt veren, ateşkes kararını bozan ve devrimci halk savaşını başlatan KCK ve onları destekleyen HDP ise masum, mağdur ve ezilen kesimler! Bu yüzden barış mitingleri yapıyorlar ya! Yani her şey Washington'da konuşulduğu gibi! Türkiye DAEŞ operasyonu kapsamında ABD ile İncirlik anlaşması üzerinden bu tezgahı boşa çıkartmış olsa da aynı strateji bu sefer Brüksel üzerinden devam ettiriliyor. Kısacası ne konuşulmuş ne karar alınmışsa o! Bakınız AK Parti hükümeti Kürtçeyi resmi 2.dil ilan etmiş olsaydı bile bu çatışmalı ortam bir şekilde oluşturulacaktı.. Çünkü bu savaş DAEŞ, PKK, DHKP-C ve paralel yapı gibi taşeronlar üzerinden sürdürülen uluslararası büyük bir pazar savaşıdır. Sadece pazar savaşı da değil bana göre en önemlisi de batının 1000 yıldır aralıksız sürdüğü saldırılarının bir devamıdır. Bu kavganın tarihi çok eskiye dayanıyor. Kökü ise korkuya!

Korkunun kaynağını İhsan Fazlıoğlu Hoca şöyle anlatıyor; 11 Ekim 1098'de Anadolu'da Türklere karşı yürütülen savaşlara katılan bir Papaz'ın günlüğünde şu dehşet verici cümle kayıtlıdır: "Her yerde Türkler!" Ağustos 1100'de ise Roma'da Papa II. Baschalis bunu doğrularcasına şu fetvayı yayımlar: "Müslümanlar eşittir Türkler". Böyle bir ortamda 11. yüzyıldan XVI. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa'nın en önemli gündem maddesi ortaya çıkar: 'Türklere karşı sürekli savaş'. Bu savaşları finanse edebilmek için toplanan verginin adı: 'Türk vergisi!' u2026Bugün Amerika Birleşik Devletleri denilen Angloamerikan-yahudi devletinin kurucuları bu korkuyu yanlarına alarak gitmişlerdir yeni-dünyaya... Eğer öyle olmasaydı Fethin 550. Yıldönümünde ABD'nin Ohio eyaletindeki Grove City kentinde toplanan 43 bin Evangelistin ana konusu Fatih Sultan Mehmed ve İstanbul'un fethi olur muydu? Velhasıl Batı'nın hedefi korkusunun ana kaynağını yok etmektir. Bunu yapamadığı müddetçe korkusunu yenemeyecektir. Batılı güçler I. Dünya savaşı sonunda buna kalkışmış, ancak İstiklal Harbi'yle pılını-pırtını toplayıp 'geldikleri gibi gitmişlerdi'. Fakat korku, korkanı korktuğu nesneyi nihai olarak ortadan kaldırmaya iter, sürükler. Korku neresidir: Korku, İstanbul'dur."

Meseleye yerel değil de tarihsel arka planıyla birlikte değerlendirdiğimizde yani resmin geneline baktığımızda yeni Türkiye ve bunun en önemli ayaklarından biri olan çözüm süreci projesi Üst Akıl'ı fena korkuttu. Türkiye'nin tarihten aldığı güçle şahlanacak olmasından endişe duyuldu. Bugünlerde yaşadıklarımıza biraz da bu pencereden bakmakta fayda var. Bu saldırılarının asıl nedeni 1000 yıl korkudur..

@sivildemokrat

[email protected]