Yeni Türk savaş metodu
Bu yıl
Malazgirt Meydan Muharebesi’nin 950. yılını kutluyoruz. Sultan Alparslan,
Bizans karşısında kazandığı zaferle, koca imparatorluk ordusunu bir gün içinde
yok edip Anadolu’nun kapılarını sonuna kadar Türklere açmıştı. Daha önce
Ahlat’ı garnizon olarak kullanıp oradan Anadolu içlerine akınlar yaparak
ganimetle geri dönen Türk akıncıları artık gittikleri yerleri fethederek
yerleşmeye başladılar.
Malazgirt,
Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Türk savaş taktiğinin en
iyi uygulandığı meydan muharebelerindendir. Sultan Alparslan’ın Malazgirt
Ovası’nda, bugün ismi Sultan Tepesi olan küçük bir tepe üzerinden ordusuna
kumanda ederek uyguladığı “Hilal” taktiği sayesinde Bizans ordusu bir gün
içinde dağılmış, Selçuklular Bizans ordusunu kılıçtan geçirip tüm ağırlıkları
ile teslim almıştı.
Aynı “Hilal”
taktiğini Yavuz Sultan Selim de kendisi gibi bir Türk sultanı olan Şah İsmail’e
karşı Malazgirt’in az ilerisindeki Çaldıran Ovası’nda uygulamış, Şah İsmail’in
fillerle takviyeli ordusu daha kalabalık olduğu halde “Hilal taktiği”
karşısında tutunamamış, Osmanlı’nın muharebede tecrübeli cihangir komutanları
Şahın ordusunu dağıtmış, Şah İsmail tacını tahtını bırakarak kaçmak zorunda
kalmıştı.
***
Batılı
ülkeler, Türklerin savaşçı özelliklerini bildikleri için son yüz yılda
olabildiği kadar cephede karşı karşıya gelmemeye, Türklerin önüne çıkmamaya
çalışmışlardır. Bunun ilk istisnası Kıbrıs’ta yaşanmıştır. Kıbrıs’ın tamamını
ilhak etmek isteyen Rumlara karşı 1974’de yapılan Barış Harekâtı ile oradaki
soydaşlarımız Rum hegemonyasına girmekten kurtarılmıştır.
Suriye’nin
kuzeyine yapılan Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve İdlib harekâtları
bu bölgedeki YPG, Suriye, Rusya ve ABD güçlerini diskalifiye ederek kesin
yenilgiye uğratmıştır. Böylece Cerablus, El Bab, Afrin, İdlib, Resulayn ve Tel
Abyad kontrol altına alınmıştır. Suriye’den sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
desteği ile yapılan üçüncü ve en önemli harekât, Dağlık Karabağ’ın Ermeni
işgalinden kurtarılmasıdır.
Böylece
Türklerin eski savaşçı kabiliyetlerini hiç mi hiç kaybetmedikleri ortaya
çıkmıştır. Türkler, tarihte en savaşçı milletlerden biri olarak kabul edilir. Savaşı
bir sanat olarak görmüş ve uygulamışlardır. Bütün savaşlarda Hilal taktiği hiç
değişmemiş, çarpışmanın yapıldığı mekâna göre farklı şekilde uygulanmıştır. Malazgirt’ten
sonra Anadolu’nun Türkleşmesi 400 yıl sürmüş, 1453’te İstanbul’un fethi ile
tamamlanmıştır.
***
Atalarımızın
geçmişte meydanlarda uyguladığı Hilal taktiğini günümüzde artık Türk Ordusu gökyüzünde
ve insansız olarak uygular hale geldi. “Yeni Türk Savaş Metodu” olarak
adlandırılan silahlı insansız hava muharebe araçları artık savaşların sonucu
belirlemeye başladı. Dünyadaki neredeyse tüm savaş ve strateji uzmanları da bu
konuda hemfikir.
Dünya
kamuoyu artık iki ordunun karşı karşıya gelmediği yeni bir savaş türü ile tanıştı.
Sürü dron dediğimiz yapay zeka ile çalışan siha orduları artık kurmay aklın
planlama ve koordinasyonu ile bir tarafın kazanıp bir tarafın kaybettiği yeni
bir Türk savaş metodu olarak dünya harp literatürüne girdi.
SİHA denilen
robotik uçak aslında bir bilgisayar. Mesela Bayraktar’ın ürettiği TB2 640 kg.
ağırlığında. İçinde birbirleri ile uyumlu çalışan 40 farklı bilgisayar var.
Yine Bayraktar’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ni teslim etmeye başladığı Akıncı’nın
içinde 100 farklı bilgisayar birbiri ile uyumlu halde çalışıyor. Kendi içindeki
uyumun yanı sıra diğer iha ve sihalarla da koordinasyon koruyor.
Tüm bunlar
da yetenekli Türk gençlerinin bu millete kazandırdığı, Türkiye’nin önünü açan,
dünya milletleri içinde ülkemizi birkaç adım öne çıkaran yeni bir vizyon.
Akıncı SİHA’nın kullanılmaya başlaması ile teröre bir çizgi çekip, Türkiye binlerce
siha ile göklerin hâkimi haline gelecektir.