Yeni tür emperyalizm!
Emperyalizm yayılmacılık anlamına geliyor. Arapçadaki anlamıyla müstemleke,
Uluslarası kullanımıyla sömürgecilik faaliyetidir. Tarihte ilk kez
Napolyon'u eleştirmek ve Birleşik Krallığın (İngiltere) sömürgecilik
faaliyetlerini tanımlamak için kullanılmıştır.
Emperyalizm, sömüreceği ülkenin ilkin siyasi idaresini ele
geçirmeyi hedefler, başarabildiği ve siyasi üstünlük sağladığı ölçüde de
girdiği ülkede uygulanacak ekonomik, kültürel ve eğitim politikalarını
dönüştürür. Yasama, yürütme, yargı ve diğer kurumlar emperyalist ülkenin
çıkarları ve hedefleri doğrultusunda tasarlanır. Artık o ülkenin her
alanda sömürülmesi başlamıştır.
Sömürgecilerin ana hedefi ekonomik çıkardır. Bunun için elinden gelen
her şeyi yapar. Girdiği ülkenin düzenini bozup değerlerini kendince
dönüştür. İçerden adamlar satın alırlar.
Ülkelerin yeraltı kaynaklarına, altın ve gümüşüne, petrolüne el
konuluyor. Tarım ürünleri, sanayi, üretim tesisleri, fabrikalar emperyalist
devletin kontrolüne geçer. Böylece elde edilen tüm gelirler emperyalist
devletin kasasına aktarılıyor.
Klasik sömürgecilikte sömürgeci ülkenin silahlı kuvvetlerinin hedef
ülkeye intikaliyle istila başlardı. Yeni tür sömürgecilikte ise daha
yumuşak, sinsi yöntemler ve araçlar kullanılıyor. Sömürülecek ülkenin milli yönetimleri yerli
görünümlü adamlar kullanarak değiştirilmesi amaçlanır. Bu olduğunda
da kültürel ve dini değerlerin, yaşam tarzının dönüştürülmesine sıra geliyor.
Bu faaliyetlere ‘kültürel emperyalizm’ deniyor. Ana muhalefetin “biz
dostlarımızla iktidar olacağız” söyleminin bağlandığı yer şimdi netlik kazandı
değil mi?
Kültürel istilada…
Medya yoğun kullanılıyor. Sinema, internet, medya, radyo, TV birer
propaganda aracıdır ve toplum bu araçlarla dönüştürülüyor. Emperyalizmin
desteklediği kişi ve kurumlarla, vakıf ve derneklerle, yabancı okul ve
Üniversitelerle yoğun faaliyet yürütülüyor. Hemen hemen her ülkede Batı ve
ABD’nin 5. Kol faaliyetleri var. Türkiye karşıtı birçok olaya bir de bu açıdan
bakın derim. Açık değil mi, Erdoğan’ı devirmek isteyenler nerdeyse şeytanla
işbirliği yapacaklar.
Sömürgeci ülke girdiği ülkeyi sömürgecilik çemberinde tutmak için
elinden gelen her şeyi yapıyor. Sömürdükçe zenginleşiyorlar, zenginleştikçe de
sömürüyorlar. Sömürülenler ise fakirleşiyor.
Evet, Emperyalist iştah tüm dünyayı teslim almak istiyor. Bağımsızlık
mücadelesi veren ve sömürge çemberinden çıkma mücadelesi veren ülkelere
her türlü baskı ve yaptırım uygulanıyor, savaşmayı bile göze alıyorlar. Yeni
emperyalist silah Covid-19’dur. Bombadan daha etkili ve öldürücüdür. Ülkelerin
işgal için masrafı daha azdır. Orduların yapamadığını hastalık ve virüslerle
yapmaya çalışıyorlar.
Sömürge çemberi kırılabilir…
Erdoğan gibi cüretkâr, milli ve yerli kimlikli liderlerin artmasıyla
zamanla sömürge çemberi kırılacaktır. Kolay değil ama bir gün olacaktır çünkü
sömürülmek ve fakirlik hiçbir ulusun kaderi değildir. Yeter ki cesaret olsun,
yeter ki zulme direnç olsun. Türkiye öncü roldedir.
Hiçbir sömürü uzun sürmez ve bir gün son bulacaktır.
Bakın, ABD apar topar Afganistan’dan kaçıyor. Darısı Suriye’nin başına…