Dolar (USD)
34.08
Euro (EUR)
38.03
Gram Altın
2834.46
BIST 100
9975.61
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

22 Şubat 2017

Yeni Terör Paradigmaları

Yıldız Savaşları Projesi gibi asimetrik savaş türü olan terör de Soğuk Savaş'ın bitmesinde etkili oldu. Dünyanın egemen güçleri, ürettikleri ahlaksız savaş yöntemi olan terörün bir gün gelip kendilerini bulacağını düşünmediler.

Terör, 1980'lerin başında Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Amerikalı Deniz Komandolarını hedef alan saldırı ile Batılı dostlarımızı endişelendirmeye başladı. Halbuki aynı dönemlerde, özellikle müttefiklerimizin başkentlerinde her gün Türkiye'nin diplomatları öldürülüyordu. O yıllarda Türkiye'nin yüzlerce yurttaş ve diplomatını öldüren ermeni terör Örgütü ASALA, Paris'in Orly Havaalanında bulunan Türk sivil hava taşımacılık şirketine yaptığı saldırıda Türklerin yanı sıra Fransızlar da öldü. Ve bu olay ASALA için sonun başlangıcı oldu.

Terör, Avrupalıyı vurduğu için artık bir tehlike olarak görülmüştü. Halbuki yıllardır Türk devleti hem Avrupalı hem de NATO müttefiklerinden Ermeni teröristleri talep ediyordu ve Batılı dostlarımız bu taleplerimizi görmezden geliyordu.

Bu olaydan sonra ASALA örgütünün adı silinmeye başlarken Türk topraklarında kısa adı PKK olan Kürdistan İşçi Partisi adlı silahlı terör örgütü, sivil insanları, çiftçileri, yaşlı ve çocukları öldürmeye başladı. Bu terör örgütünün hem finans hem de terörist kaynağı Avrupalı müttefiklerimizin devletleri idi.

Türkiye, demokrasinin ve insan haklarının ve günümüz evrensel değerlerin beşiği olan Avrupalı dostlarından bu teröristleri istedi. Binlerce PKK'lı teröristin katıldıkları terör faaliyetleri, öldürdükleri kadın çocuk ve sivil insanların adları ve kanlı resimleri Avrupalı dostlarımıza verilmesine rağmen bugüne kadar maalesef Suçluların İadesi Anlaşması'na sadık kalmamış ve neredeyse hiç terörist iade etmemişlerdir. Ta ki El Kaide ve onun devamı olan DAEŞ teröristlerinin Avrupa'nın başkentlerinde bomba patlatana kadar müttefiklerimiz hep teröristleri korudukları gibi o örgütlerin güçlenip yayılması için her türlü sosyal ekonomik ve psikolojik altyapıyı sağladılar.

Batı'nın kendi değerlerini böylesine ayaklar altına almasının yanında trajikomik bir durum daha var: Türkiye'ye saldıran, sivilleri, kadınları, çocukları öldüren bu terör örgütlerinin tamamının Marksist ve antikapitalist olmasıdır. Yani bu örgütler, Piyasa ekonomisine, Batı'nın bankacılık, finans ve üretim sistemine karşı olan örgütlerdir.

Bugün ortak değerlere sahip olduğumuz Batılı müttefiklerimizin topraklarında kendine yaşam alanı bulup yayılan terör maalesef artık o başkentlerin de yurttaşlarını katletmektedir.

PKK terörünün yüzünün Kürt yurttaşlarımız ve Türkiye'deki sosyalist çevreler tarafından anlaşılmasından sonra örgütün Türkiye halkı ve aydınları üzerinde bir meşruiyeti kalmadı ve yapılan son operasyonlarla birlikte silahlı gücü çok büyük oranda etkisiz hale getirildi. Tam da Türkiye ve yurttaşları rahat bir nefes alacak derken, kısa atı FETÖ olan Fetullahçı Terör Örgütü çıktı ortaya.

40 yıldır Türk devletinin tüm kurum ve kuruluşlarında kadrolaşan ve buraları işgal eden bu örgüt, topluma ve dünyaya hep masum yüzünü göstermiştir. Barış, bir arada yaşama kültürü ve bütün insanlığın, doğanın, ekolojik yaşam hakkını savunan İslam dinin değerlerini savunduğuna hem Türk halkını hem de bütün dünyayı inandırmıştı.

Ve bu silahlı terör örgütü 17 Aralık 2013'ten bu yana demokratik düzene, parlamenter rejime ve Türk halkının yarısından fazlasının oyu ile seçilmiş demokratik hükümete karşı tam iki kere darbe yapmaya kalkıştı. Ve bu iki darbede yüzlerce sivil, kadın ve çocuk öldürdü. Binlerce Türk insanını da yaraladı. Türklerin verdiği vergilerle ülkenin sınırlarını ve güvenliğini korumak için alınan uçaklar, tanklar, tüfekler bombalar, maalesef bu terör örgütü tarafından kendi halkına karşı kullanılmıştır.

FETÖ silahlı terör örgütü, örgütlenme ve güç olarak PKK'yı geçmiştir. PKK, Türkiye'yi bölmeyi hedefleyen bir terör örgütü iken FETÖ yıkıcı ve işgalci bir terör örgütüdür.

Başta Parlamento binası olmak üzere, Polis binaları, yollar, köprüler, Cumhurbaşkanlığı ofisi ve barajları bombalamıştır. Ülkenin tüm sistemini felç ederek tamamen işgal etmeye çalışmıştır. Ancak Türk halkının bağımsızlık ve demokratik değerlere olan inancından dolayı bu terör darbesine karşı direnmiş ve onları yenmiştir.

Şimdi Türkiye, bir yandan kendi yaralarını sarmakta ve diğer yandan da bu teröristleri yargı önüne çıkarıyor. Ne var ki PKK terör örgütü gibi bu örgütün de teröristleri Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere AB, Kanada, Kuzey Avrupa gibi müttefik ülkelere kaçmışlardır. Türkiye'nin bunlara yönelik yaptığı hukuki çalışmalara dost ve müttefiklerimiz destek vermemektedir. Umarım ve dilerim daha önce bizi karşısında yalnız bıraktıkları terör örgütleri gibi bu Fetullahçı Terör Örgütü de Avrupalı, Batılı müttefiklerimizin sivillerine yönelik terör eylemi yapmazlar. Bundan sonra Batılı sivillere yönelik yapılacak tüm terör saldırılarının sebebi dost ve müttefikimiz olan siyasilerin teröre karşı güç birliğine gitmemeleri olacaktır.

Eğer bu konuda ciddi bir tedbir alınmazsa korkarım dünya yeni bir global terör saldırısı tehdidi ile karşı karşıya kalacaktır. Çünkü bu örgüt dünyanın her ülkesine yerleşmiş durumda.

[email protected]

Twitter: @esimsek571