Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2432.30
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Aralık 2022

Yeni tapınakçılar

15 Mart 2019’da Yeni Zelanda’da 51 Müslümanı öldürüp 49’unu yaralayan Brenton Tarrant’ın zihin dünyasıyla dünyanın herhangi bir yerindeki ırkçının bakış açısı farklı değildir. Çünkü bu, insanlık tarihiyle süregelen hastalıklı bir yapıdır.

Azazil’i İblis yapan kibirli bakış, hiç değişmedi.

Çünkü Allah’ın kanunları değişmez.

Hâbil ve Kâbil ne ise bugün de o…

Ebu Leheb’in şahsında küfür ehline hitap ediliyor; Ebu Lehep’ler yaşıyor. O gün Kur’an ı Kerim’e hangi gerekçelerle saldırılıyorsa bugün de aynı şekilde “geçmişin masalları” diyerek saldırıyorlar.

Mekkeli müşriklerin ambargoları devam ediyor.

Borçlandırarak boyunduruk vurma taktiğini sürdürüyorlar.

Küfür, tek millet olduğunu ittifaklarıyla ortaya koyuyor.

Münafık, yine ittifak halinde… Çünkü mayası bunu gerektiriyor.

Tarrant, ne diyorsa diğer küfür ve münafık taifesi de aynı şeyleri söylüyor.

Bu söylem, devletlerin politikalarıyla teşkilata dönüşüyor.

Zulüm, katlanıyor.

100 milyon mültecinin akıbetinin ne olacağı Firavunlaşmış devletlerin, örgütlerin elbette umurunda değil. Ama zalime karşı durması gereken ehli İslâm ve ehli vicdan da birlikte değil, maalesef. Zalimler bu dağınıklıktan güç almaktalar.

Bundan dolayı “Dünya Beş’ten Büyüktür.” çağrısı vicdanlarda karşılık bulmak zorundadır.

Aşırılıkların törpülenmesi ancak adaletle mümkündür. Çünkü adalet merhametten de üstündür.

Adalet mülkün temelidir.”sözü, sadece mahkemelerde geçerli değildir; hayatı kapsar. Doğum ve ölüm…

Doğup da ölmeyen var mı?

İşte adalet…

Bir yıl, 12 ay…

Bir gün, 24 saat…

Dünyanın kendi etrafında, Güneş etrafında dönme hızı değişmiyor.

Güneşin doğumu ve batımı hep aynı…

Değişince kıyamet kopacak…

Küfür: gerçeği gizlemektir.

Beyhude bir çaba…

Tarrant Yeni Zelanda’da, Türkiye’de, Almanya’da, Çin’de; her coğrafyada…

Mazlum da öyle…

Mazluma adı sorulmaz.”

Bu, medeniyetimizin temelidir.

Bu temeli, ideolojik, etnik ve mezhebi çatışmalarla yok etmeye çalışmaktalar.

PKK terörüyle 40 yıldır Türk- Kürt çatışması istediler.

Başaramadılar

Başaramayacaklar,

Şimdi mülteciler üzerinden kışkırtıcı faaliyetleri deniyorlar.

Toplumun ekonomik sıkıntılarını parça tesirini artırıcı unsur olarak kullanmaya yelteniyorlar. Burada Tefeci Terör Örgütleri (TEFETÖ) olarak nitelendirilebilecek malum zincir marketler devreye giriyor.

Zincir marketlerin zinciri…

***

Katil Tarrant yakalandığında kendisine yöneltilen,

Kimi temsil ediyorsun?” sorusuna şöyle cevap veriyor:

“ Milyonlarca Avrupalıyı ve kendi toplumunda barış içinde yaşamak isteyen, kendi topraklarında kendi geleneklerini yaşayan ve kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesini isteyen etnik milliyetçi toplumları temsil ediyorum.”

Bunun karşılığı, Türkiye’de PKK terör örgütü ve Haşhaşiliğin günümüze uyarlandığı FETÖ’dür.

Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin (MGK) kitapçığından devam edelim.

Tarrant’a,“Desteklediğin ya da aynı çizgide olduğun gruplar senin saldırını planladı ya da destekledi mi?” sorusu yöneltildiğinde ise Tarrant şöyle cevap veriyor:

“ Hayır. Saldırımı kendim yaptım, kararımı kendim aldım. Gerçi yeniden doğan Tapınak Şövalyeleri ile temas kurdum, saldırım için kutsama istedim ve karşılık aldım.”

Böyle diyenle, terör örgütlerine “özgürlük savaşçıları”,nizama adanmış ruhlar” diyenlerin ruh ve zihin dünyası aynı.

Tarrant,“ Saldırı “İslâmofobi” menşeili miydi?” sorusuna: “Özellikle İslâm ulusları, ırk ya da etnik kökene bakmaksızın yüksek doğum oranlarına sahiptir. Saldırıda bu sebebin yanı sıra Batı halkına ve dünyadaki diğer insanlara 1.300 yıl boyunca yaşatılan savaş ve tahribat için İslâm’a karşı intikam alma isteği de etkili olmuştur.” şeklinde cevap veriyordu.

Yıllardır İslâm ülkelerinde nüfus planlaması adı altında yapılan da budur.

Cihat kelimesini terörle anlamdaş gösterme çabası da bu düşünceyle örtüşüyor. “Karabağ’da cihadistler var.”diyenin Tarrant’tan farkı ne?

Hâlâ başörtüsü yasağını savunanların dayanağı da Tapınakçılık değil midir?