Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.85
Gram Altın
2969.49
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Temmuz 2019

Yeni Parti Düşüncesi

AK Partili eski siyasetçilerin gündemi meşgul ettiğini görüyoruz. Herkes, merakla yeni parti veya partilerin kimler tarafından kurulacağını bekliyor. Mahallî seçimlerden önce de sonra da sıkça gündeme gelen bu konunun muhataplarının yeni siyasî aktörler olmadığıdır. Bu kişilerin yeni bir iddialarının da olmadığı görülmektedir. Yeni parti kurulsa bile AK Parti’nin gölgesinde kalacağı iddia edilmektedir.

Yeni parti, eski yüzlerle kurulacağı için yeni bir umut vaat etmiyor. Hatta kurulacağı bile zayıf ihtimal. Ahmet Davutoğlu’nun zaman zaman çıkışlarını görüyoruz. Küçük çaplı birkaç toplantıda siyasete dair değerlendirmeler yapan Davutoğlu da AK Parti ile büyüyen ve ismini duyuran bir siyasetçi. Hatta siyasetçi kişiliğinden önce hocalığı gelmektedir ki daha çok “Ahmet Hoca” olarak tanınmıştır. Kendisinin AK Parti’den önceki akademisyenliğini ve yetiştiği mecrayı düşündüğümüzde Davutoğlu’nun Türk siyasetinde isim yapması AK Parti ile olmuştur. AK Parti’den kopup yeni bir oluşumla yola yürümek kolay değil. Zaten kendisi de var olan bir oluşumun içinde büyüyen siyasetçi olmuştur.

Yeni parti kuracağı söylenen diğer bir isim de Ali Babacan. AK Parti iktidarının en genç bakanı idi. Akademik yünü de olan Babacan, uluslararası piyasaya hâkimiyeti ve yabancı yatırımcılarla olan diyaloğu sebebiyle uzun süre bakanlık da yaptı. Başarılı da olan Babacan’ın iyi bir ekonomist ve iyi bir bakan olması, acaba iyi bir lider de olacağı anlamına gelir mi? İşini çok iyi yapan ve çok başarılı nice bürokrat vardır ama siyaset ayrı bir alandır. Siyasette liderlik gereklidir. Liderlik de karizma da sonradan edinilmeyen bir özelliktir. Gerek Davutoğlu gerekse Babacan, AK Parti camiasının sevdiği, takdir ettiği isimlerdir. Bu isimlerin seviliyor olmasının sebebi de bulundukları adres ve onları siyasete kazandıran Erdoğan’dır. Recep Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşlarına bu toplum hep onay vermiştir. Kimsenin tanımadığı Babacan, birden bakan olmuştu.

Babacan isminin kulislerde konuşulduğu ve bir hareket içinde olduğu biliniyor. Babacan’ın geçen hafta içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü İbrahim Kalın da doğruladı. Bu gelişmeler, yeni parti kurulacağı yönündeki iddiaları doğrular niteliktedir. Parti kurmak, vakıf veya üniversite kurmaya benzemiyor. Toplumun anlık tepkilerine aldanmamak gerekir. Yeni bir partiye ihtiyaç var mıdır, yoksa AK Parti’nin yenilenmesi mi gerekir? Sanırım ikinci ihtimal daha güçlüdür. Zira yeni parti kuracağı söylenen ekiplerin hepsi de AK Parti’nin ya kuruluşunda yer alan ya da sonradan AK Parti’de siyaset yapan isimlerdir. Parti içinde kalarak ülke siyasetine katkı sunmak ve Erdoğan’ı yalnız bırakmamak varken, neden yeni parti düşüncesi güçlü çıkıyor?

AK Parti’nin yenilikçi siyasetini sekteye uğratan gelişmeler olduğunu hesap ederek meseleyi tahlil etmek gerek. Güvenlik mi özgürlük mü sorusu, ülke siyasetinin en temel sorunudur. AK Parti’yi iktidara taşıyan en temel sebepleri unutmadan, bugün de o sebepler üzerinden giderek yeni bir vizyon çizmek zaruridir.

AK Parti, ekonomik olarak çöken ve krizlerle boğuşan bir Türkiye’de umut oldu. 28 Şubat darbesiyle özgürlük alanları daralan toplumun derin bir nefes alabilmesi için çıkış yoluydu AK Parti. Ekonomik ve özgürlük alanlarındaki izlediği siyaset ve verdiği umut AK Parti’yi iktidar yaptı. Vesayeti kaldırmak isteyen, vatandaş ile devlet arasındaki demir perdeyi kıran, halkının derdini bilen, halkla iç içe olan ve devletin sıcak yüzünü gösteren AK Parti girdiği her seçimi kazandı. AK Parti, ne askerî vesayeti ne bürokratik oligarşiyi ne de polis devleti anlayışını kabul etti. Tamamen özgürlükçü bakışı, yıllardır ezilen toplumun sesi olmuştu. Yeni parti düşüncesi, acaba AK Parti’nin bu yönünü kaybettiğini mi söylemek için ortaya çıktı? Yeni parti düşüncesi, her ne sebeple olursa olsun, AK Parti’yi bölme hareketinin adı olarak Türk siyasî tarihinde adını almaktan öteye gitmez.