Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 May 2018

Yeni Milli Eğitim Bakanı nasıl biri olmalı?

Öğretmenler, İdareciler, Şube Müdürleri, İl/İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Daire Başkanları gibi geniş bir yelpazede eğitim camiasından istifalar söz konusu. İstifaların temel sebebi 27. Dönemde meclise girebilmek için milletvekili adaylığına başvuruda bulunmak. Basından takip edebildiğim kadarı ile başvurular içerisinde eğitim kökenli aday adaylarının çokluğuna ilk defa bu seçim döneminde rastlıyoruz. Eğitim camiası adına bu iyi bir şey. Zira eğitim camiasının başına eğitim kökenli bir bakanın gelme ihtimalini arttırıyor ki, bu da eğitim camiasına mensup bireyler/eğitimciler için sevindirici bir haber.

Eğitim üzerine yazılar yazmamız nedeni ile "Sizce, yeni Milli Eğitim Bakanı kim olacak?" sorusuna sıkça muhatap oluyoruz. Siyasette söz sahibi olan veya kulis bilgilerine sahip bir gazeteci değiliz elbette. Böylece Yeni Milli Eğitim Bakanının kim olacağını bilmemiz imkansız. Ancak yeni bakanın hangi özelliklere haiz olması gerektiği, ne gibi projeler/çalışmalar yapması gerekeceği hususunda gerek toplumun gerekse eğitim camiasının nabzını tutmaya çalışan biriyim.

Böylece kamuoyu beklentilerini ve düşüncelerini maddeler halinde sıralayabiliriz:

1- Yeni Milli Eğitim Bakanının en önemli özelliği, kendisine bakanlık görevini verecek olan Devlet Başkanı'na benzemeli. Onun gibi karizmatik olmalı. Uzun boylu olmalı. Dik durmalı, diklenmemeli. Ekose ceket giymeli.

2- Eğitimci olmalı. Öğretmenlerin arasından çıkmış ve sahadan gelmiş biri olacağı için eğitimcilerin mağduriyetlerini daha iyi anlayabilecek, onların talep ve beklentilerini karşılaması daha kolay olacak ve böylelikle eğitim standartlarının yükselmesine de katkı sunmuş olacak.

2-Empati yapabilmeli. Öğretmenlere "ya eşini ya işini seçeceksiniz" dememeli. Öğretmenlerin derdini kendi derdi gibi bellemeli. "Derdiniz derdim, kahrınız kahrım, sorunlarınız sorunlarımdır" diyerek öğretmenlere empati kurabildiğini hissettirmeli ve onları sahiplenmeli.

3-Bütünleştirici olmalı. "Öğretmenin ücretlisi, kadrolusu, sözleşmelisi, Pictesli'si olmaz. Öğretmen, öğretmendir" diyebilmeli. Öğretmenleri Doğu ve Güneydoğu'da tutmanın yolunun Sözleşmeli olarak çalıştırmaktan öte öğretmenlere gerek Ek Ders anlamında gerekse çalışma koşulları anlamında iyileştirmelerde bulunarak cazip hale getirmekle orada tutabileceğine inanmalı ve bu yönde yasal düzenlemeler yapmalı. Gerekirse konaklamaları için lojman tahsis etmeli.

4- Mülakat ile atama uygulamasına son vermeli. KPSS puan üstünlüğüne göre alım yapıldığı bir uygulamaya geçmeli.

5- Öğretmen Performans Değerlendirmesi uygulamasından vazgeçilmeli. Öğretmene şiddete karşı yasal düzenleme çıkarmalı. "Öğretmenlere uzanan el bana uzanmıştır" demeli, diyebilmeli. "Öğretmene saplanan bıçak göğsüme saplanmış gibidir" diyerek öğrenci ve velilere gözdağı vermeli.

6- "Öğretmenler dikkat çekmek için intihar ediyor", "Atanamayan öğretmenler gidip ek iş yapsınlar" gibi yaralayıcı bir dil kullanmaktan imtina etmeli. Öğretmenlere tavsiye ettiği film ve kitapları, önce kendi izlemeli ve okumalı.

7- Sözleşmeli Öğretmenlere aile bütünlüğü hakkı tanınmalı. Aile bireylerinin birlik ve beraberlikleri sağlanması adına, sözleşmeli öğretmenlere tayin hakkı vermeli.

8- Pictesli öğretmenlerin endişelerine duygudaşlık durabilmeli. Proje bitiminde işsiz kalacakları endişesi yaşayan Pictesli öğretmenleri moral ve motive etmeli.

9- Memur Öğretmenlerin kurumlar arası geçişlerine kolaylık sağlanarak asıl meslekleri olan öğretmenlik mesleğini icra etmelerine fırsat tanımalı.

10- Teknik Öğretmenlere ayrılan kadro arttırılmalı. 28 Şubatta uygulanan yasakçı anlayışa son verilmeli.

Kamuoyunda beklentiler bu yönde. Yeni Milli Eğitim Bakanı bu beklentilerin ne kadarını karşılayacak, seçimler sonrasını bekleyip göreceğiz.