Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Eylül 2022

Yeni eğitim öğretim yılı

Yeni bir başlangıç, yeni bir ümit yılı. Çocukların geleceklerine dair hayal, hedef ve niyetlerine dönük yeni bir eğitim sezonu, aynı şekilde ebeveynlerin de çocuklarının bu ümit yılı için gayret ve güzel niyet sezonları.

Eğitim ailede başlar denir, bir kere bu düsturu önemsemezsek çocuklarımız geride başlar. Aile bu konuyu önemsemeli. Eğitim, sadece çocuklara alınan okul alet-edevat ve gereçlerinden ibaret görülürse biz çocuklarımıza çok şey katmış olmayız, bunların temini asli vazifemiz. Çocuklarımıza başka şeyler vermeliyiz, asıl asli vazifemiz: tüm eğitim hayatları boyunca başarılı olacakları ve ömürleri boyunca mutlu olacakları ikramlar sunmalıyız çocuklarımıza. Çocuklarımıza kendi hayallerimizi yüklememeliyiz. Çocuklarımızın birer yarış atı olduğunu düşünmemeliyiz. Çocuklarımızın bir can olduğunu, çocukluklarını yaşamaları gerektiğini, bu hususta çocuklarımıza destek olmamız gerektiğini her fırsatta onlara hissettirmeliyiz. Kendi hayal ve beklentilerimizi değil, çocukların kişisel beceri, arzu ve idealleri çerçevesinde onlara imkan sunmalıyız. Her şey bizim elimizde. Çocuklarımıza imkan sunarken bu imkanlar sınırsız olmamalı. Her şeyin bir bedelinin, bir alınterinin olduğunu bilmeyen çocuklar eksik kalır, yarın öbür gün kendi kazandıklarının bile hakkını veremeyecek durumunu yaşayabilirler. Çocuklarımız hayatın zor olduğunu bilmelidir. Çocuklar, hayatın gerçeklerini, sosyal gerçekliklerini, yaşının bilmesi gerektirdiği kadar bilmesi gerektiğini bizim de bilmemiz gerek. Diğer çocukların başarısını çocuklarımızın başlarına tepeleyip, onların üzerinde kıskançlık duygularını geliştirerek değil, iyi örnekleri iyi metotlarla göstermeliyiz. Herkesin her istediğine ulaşmak zorunda olmadığını da öğretmeliyiz ki hayatın iniş çıkışlarında tecrübedar olsunlar diye.

Eğitim ailede başlar. Aile içinde kitap okumayan ailelerin çocuklarının da kitap okuma olasılığının çok çok düşük olduğunu önce ebeveynler bilmelidir. Evde kitap okuma saati yoksa, masaların üstünü kitaplar, odaların köşelerini –küçük de olsa- kitaplıklar süslemiyorsa çocuktan kitap nesli olmasını beklemek yersizdir. Kütüphanelerimiz hiç olmadığı kadar zengin. Çocuklarımızın elini tutup kitap rafları etrafında labirent çizmez, kitap kokusunu onlara teneffüs ettirmezsek çocuklar çocukluğunun ruhundan mahrum olur. Tablet, telefon ve televizyon zehrine maruz kalan çocukların dünyayı aydınlatmasını bekleyemeyiz, teknoloji karşıtı iması oluşmasın; ancak çocuk, önce çocukluğunu, kendini, ruhunu, kalbini, aklını keşfetmeli ki; âlem üzerindeki görevini bilebilsin, bu da şen şakrak bir aile ortamında büyüyerek, mutluluk denen iksiri önce ailesinde tadarak gelişir. Birlikte oynan oyunlar, beraber okunan kitaplar, ailece şakalaşmalar ve daha nicesi. Aileyi keşfeden çocuk kendini keşfeder, bu vesileyle okumaya, düşünmeye, değerlerine dönük bir hayat mücadelesinin ve hayat gerçekliğinin farkına varır.

Yeni eğitim öğretim yılında en az çocuklarımız kadar velilerimiz, eğitimcilerimiz de kendini hazırlamalıdır. Unutulmamalıdır ki medeniyetimiz oku’makla gelişmiş ve bugünlere ulaşmıştır. Her bir çocuğun elinden tutmak hayatidir, tüm çocuklarımızı mühendis, savcı, doktor yapmak gibi bir yükümlülüğümüz yoktur; lakin tüm çocuklarımızı düşünen, düşünebilen, idrak kapasitesi yüksek, hayatın gerçekliklerinin farkına varabilen bireyler olarak yetiştirmek hepimizin sorunu, sorumluluğudur.