Yeni düşman karbon mu olacak?
Aşı yaptırarak, sosyal mesafe kurallarına riayet ederek, büyük marketlerde hatta açık havada maske takarak büyük düşman Kovid ile savaşarak üzerinize düşeni yaptınız.
Sonra ikinci büyük düşman olan Putin’in karşısında Zelenski’ye de destek vererek sorumluluğunuzu yerinize getirdiniz. Şimdi de sırada bir diğer düşman olan karbonla savaş mı var?
Bilindiği gibi Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerinden biri küresel ısınmanın 1,5 derecenin altında tutulmasıdır. Bunun için de sera gazı emisyonlarının azaltılması şart diyorlar.
IPCC'nin (İklim Değişikliği Paneli) Üçüncü Çalışma Grubu, “İklim Değişikliği 2022: İklim Değişikliğinin Azaltılması” başlıklı raporu, 195 üye ülke tarafından geçenlerde onaylandı.
Raporda “küresel sıcaklık artışı 1,5 dereceyle sınırlandırmalı” denildi. Ayrıca altyapı, enerji, ulaşım, demir-çelik, binalar ve sanayi başta olmak üzere tüm sektörlerde, küresel emisyonların 2030'a kadar yüzde 43 azaltılması için adımlar atılacak.
Ne var ki AB Komisyonu tarafından alınan bir kararla “nükleer enerji santral” yatırımları yeşil ve sürdürülebilir ekonomik aktivite olarak tanımlanacak.
Hayvancılığa savaş açan Gates ise, “İklim Felaketini Nasıl Önleriz” kitabında ısrarla besi hayvancılığının sera gazına katkı yaptığını söylüyor. Dünyada yaklaşık 1 milyar büyükbaş hayvanın osururken çıkardıkları metan gazı, küresel emisyonun yaklaşık yüzde 4’nü oluşturuyormuş.
O yüzden de kafayı yapay ete taktı. Hatta Beyond Meat ve Impossible Food’s şirketleriyle çoktan anlaşma yaptı bile.
Anlayacağınız küresel ısınma dedikleri şey sana, bana, sıradan insanlara…
Roma Kulübü’nün seçkinleri 1972 yılında “Büyümenin Sınırları” adlı bir kitap yayınladılar.
Bu kitapta, “dünyanın birbirine bağlı kaynaklarının, küresel iklimin doğuracağı sıkıntıların mevcut ekonomik ve nüfus artış oranlarını 2100 yılından daha fazla götüremeyeceği” dile getiriliyor.
Klaus Schwab da Kovid krizinin değişim için mükemmel bir "fırsat" sunduğunu belirterek pandeminin "Büyük Sıfırlama" ve 4. Sanayi Devrimi'nin başlangıcı olduğunu duyurmuştu.
Aslında mesele nedir biliyor musunuz?
İleride, dijital, programlanabilir paraya sahip olduğumuzda, paranızı nerede ve nasıl harcamanıza izin verileceği sosyal kredi puanınıza bağlı olarak değişecek. Bu para herkesin kişisel dijital kimliğine bağlanacak.
Bu zaten Dünya Ekonomik Forumu belgelerinde yer alıyor. Her erkek, kadın ve çocuk için küresel bir dijital para biriminin ve küresel bir dijital kimliğin benimsenmesi isteniyor.
Bugünlerde bize ciddi bir gıda kıtlığının yakın olduğunu söylüyorlar. Bize yeni bir dijital para birimi üzerinde çalıştıklarını söylüyorlar. Ve bize bankacılık ve finansal sistemimize saldıracak büyük bir siber saldırının da yakın olduğunu söylüyorlar.
Dahası “iklim değişikliği" bahanesiyle yaşam standardımızı sıfıra yakın bir seviyeye indirmemizi ve gezegenin iyiliği için mülkiyet idealinden vazgeçmemizi talep ediyorlar.
Oysa Weather Channel’ın kurucusu J.Coleman “Küresel ısınma tarihin en büyük yalanıdır” diyor. Çünkü dünya üzerindeki 30 bin ölçüm noktasından elde edilen verilere göre 1997'den bu yana ortalama sıcaklıklarda önemli bir artış yaşanmadı.
NOAA'ya göre, küresel sıcaklıklar bir yüzyılda sadece 1 santigrat derece arttı. Esasen İnsan kaynaklı küresel ısınmaya dair hiçbir kanıt yok.
Hiçbir şeye sahip olamayacaksınız derken kastettikleri ne biliyor musunuz? Bu sefer hiçbir şeye, hatta bir ülkeye, bir benliğe bile sahip olmanıza izin verilmeyecek. Zira herhangi bir şeye sahip olmayı istemek "bencilce" ve dünya için yıkıcı bir şey olarak görülecek.
Ailenin köküne dinamit koyan bir anlaşma olarak gördükleri İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkanlar nedense Paris İklim Anlaşması’na tek kelime etmiyor. Bu anlaşmanın neler getireceğini ve küreselleşmenin doğasında kötülük olduğunu bilmiyorlar mı?