Yeni dünya
Dünya yorgun, insanlık bezgin. Her gün azgınca kan döken hasta ruhlu, alçak Siyonist İsrail terör örgütü, insanların vicdanlarını yaralamaya devam ediyor. Bu barbarları destekleyen başta ‘büyük şeytan’ ABD ve diğer emperyalist ülkeler ise milletçe, ümmetçe lanetleniyor. Yeni bir dünya nizamı kurulmalı. Mazlumun korunduğu, zalimin pervasızca soykırım uygulayamadığı yeni dünya düzeni şart!
Cumartesi günü Türk Edebiyatı Vakfı’ndaki yazı kursumuzun töreninden sonra davet edildiğim Yeni Dünya Vakfı’na gittim. Vakfın Başkanı, kısa zamanda yaptığı hizmetlerle gönüllerde taht kuran değerli hizmet ve dava adamı Mahmut Göksu’dur. Vakfın genel merkezi, Bâbıâli’den Eyüpsultan’a taşındı. Cağaloğlu’nda harabe iken vakıf tarafından imar ve ihya edilen Hadım Hasan Paşa Medresesi ise eğitim ve kültür merkezi olarak hizmet vermeye devam edecek.
Eyüpsultan zaten bir açık hava müzesi. Eba Eyyüb-el Ensari Hazretleri, gelen misafirleri, türbesi ve camiiyle karşılayıp kucaklıyor. Müminler avluda dolaşırken, güvercinler havuzun kenarında eşiniyor. Ana caddeden ilk sola saptım, Tülbentçi Muhittin Sokağı’na vardığımda Yeni Dünya Vakfı binasını gördüm. Bu benim yeni inşa edilen zarif binayı ilk ziyaretimdi. Kapıdan girişte huzur ortamı hissediliyor. Salona geçip otururken vakıf kataloğuna baktım. Kapakta yer küresi ve şu anlamlı söz: “Yeni bir dünya için çalışıyoruz.” Baş sayfada bir hadis: “İnsanların en hayırlısı insanlara hizmet edendir.”
İlk yazı Prof. Dr. Mahmut Kaya’ya ait. “Vakıflar Bizim Övünç Kaynağımızdır” diyen aziz hocamız, vakıf kurumunu tarif ediyor: “Vakfın temel felsefesi, kişinin, Allah’ın rızasına ermek ve ahiret mutluluğunu kazanmak niyetiyle servetinin bir kısmını toplumun yararına tahsis ederek, fani olan malını ebedileştirme düşüncesidir. Zira insan ruhunda/geninde var olan ebediyet duygusunu, her şeyiyle geçici olan dünya hayatında tatmin etmenin imkânsız olduğunu anlayan kimsenin elinde -ne felsefe ne bilim- sadece din tutmakta ve ona ölümün olmadığı sonsuz bir ahiret hayatının varlığını müjdelemektedir. İlahi vahiy gerçeğine inanan ve peygamberlerin davetine kulak veren her mümin, ahiretteki ebedî mutluluğun bu dünyada kazanılacağını da bilir ve bütün hayatına ona göre düzenler.”
Mahmut Başkan, yüzünden yayılan tebessümüyle salona girdi. Yaşlanan, rehavete ve atalete giren vakıfları biliyorum. Yeni Dünya çok farklı, daima hareketli. Gençleri cevval ve terbiyeli. Yönetim Kurulu, gençlerimiz için hazırladıkları yurtları ve diğer faaliyetleri konuşurken ben tanıtım kitabında Başkanın “önsöz”ünü okuyorum. Sevinçli satırlar, müjdeli paragraflar. Cağaloğlu’ndan Eyüpsultan’a kanatlanan, buradan Türkiye’nin birçok şehrine varan kutlu hizmetler kervanı. “Vakfımızın Amacı”ndaki satırlar düşündürücü: “Vakfımız kan, gözyaşı ve hukuksuzluğun öne çıktığı bir çağda; özgürlük, adalet, şefkat ve merhametin hâkim olacağı ‘yeni bir dünya’ inşa etme inancıyla faaliyetlerini yürütmektedir. Bir başka ifadeyle güç ve zulüm odaklı dünyanın adalet ve merhamet odaklı yeni bir dünyaya evrilmesi için yola çıkmakta ve bu yolda gayret göstermeyi insani, İslami ve toplumsal bir vecibe olarak görmektedir. Yeni Dünya Vakfı, bu hedef doğrultusunda en doğru hizmetin milletine ve inancına bağlı, adaleti ve hakkı üstün tutan bir gençlik yetiştirmekle mümkün olacağı bilinciyle hizmetlerini sürdürmektedir.” Elhak öyledir. Aşk, şevk, heyecan ve aksiyon, vakfımızın bütün odalarına, katlarına yayılmış.
Fakirden de sordular: “Heybende ne var, bize ne getirdin?” İstişareye önem verilen mekânda projeler sunulmalı. Hayalimde olan “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri”ni anlattım. Tasvip gördü. Artık her hafta Eyüpsultan’da yatan bir ilim, fikir, sanat, edebiyat ve inanç büyüğümüzü hatırlayacak ve kabrine gidecektik. Peki, kiminle başlayacaktık? O gün cumartesiydi ve üstad Necip Fazıl’ın vefat yıldönümüydü. Ertesi gün de doğum günü. “Yarın Şairler Sultanı’mız, bize mihmandarlık yapabilir.” dedim. Pazar günü Eyüpsultan sırtlarını muhabbetle tırmandık. O ne mübarek, ne uhrevi bir yoldur, bilene! Yanımızda kültür tarihçimiz, mezarlıkların aşina siması Nidayi Sevim var. Mekâna vardık. Üstad bizi ailesi ve komşularıyla bekliyordu. Bu manevi havada dualarımızı edip Fatihalarımızı okuduk, vakfa döndük.
O gün ilk konuşmayı yapmak fakire nasip oldu. Sultanuşşuara’yı anlatabilmek ne mümkün? Kenarından, kıyısından Büyük Doğu mimarını, Çile şairini anlatmaya gayret ettim. Salonda, farklı fakültelerde okuyan gençler, sohbeti pür dikkat dinledi. Artık her pazar günü saat 16.00’da vakıfta buluşacak, sonra ahiret yurdunda bizi bekleyen büyüklerimizi ziyaret edeceğiz. Siz de davetlisiniz aziz okuyucu. 2 Haziran Pazar günü ‘Melal Şairi’miz Ahmet Haşim’le beraberiz. Bugünkü haksız düzenden şikâyetçiyiz ya! Bu köhne İslam’la güzelleştirecek ve dünyayı değiştirecek gençliği gelin görün, ümidiniz artacaktır. Vakfın şu anda Yeni Dünya Bülteni ve Genç Dünya Dergisi yayımlanıyor. Bu iki güzel neşriyatı inşallah Yeni Dünya Yayınları tamamlayacak, hizmetler Yeni Dünya Radyosu ve TV’si ile taçlanacaktır. Meraklısına, vakıf sitesinin adresi: www.yenidunyavakfi.org