Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Kasım 2020

Yeni döneme yeni sistem

AK Parti; Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne aday ülke olma, ülkenin kavgalı vatandaşları ile barışması ve daha fazla demokratikleşme konularında gösterdiği başarılı performans ile kapattığı ilk perdede Türkiye’nin çok hızlı büyümesini sağladı.

Birçok “dostu” memnun eden bu gelişme birçok “rakip” ülkeyi “çıkar gruplarını” tedirgin etti.

Gezi, 17-25 Aralık, MİT Tırları Olayı, Hakan Fidan’ın gözaltına alınma girişimi gibi birçok olay Türkiye’nin giderek güvenliğini artırma ihtiyacı hissetmesine neden oldu.

15 Temmuz'da ise devletin “yaşamak” için “hızlı ve güçlü refleksler” göstermesi gerekti.

AK Parti’nin iktidarı döneminde FETÖ’nün yok edilmesi için “olağanüstü” önlemler almak “birinci” öncelik oldu.

“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” düşüncesi herkesin “ortak” fikri olarak devreye alındı.

Nitekim bu süreç Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin (CHS) oylandığı referanduma kadar devam etti.

Türkiye’nin “acziyet” içine düşmesini engelleme önceliğimiz var.

Gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin “Büyük Türkiye” hayali kuran vatandaşları gerek ise “gönül ve medeniyet coğrafyamızdaki dostlarımız” Türkiye’nin bırakın ülkesindeki sorunların çözümünü, bölgesindeki ve dünyadaki sorunların çözümü için daha “güçlü” olmasını ve “bağımsızlığını” korumasını istiyor.

Parlamenter Sistemle gelen koalisyonlar Türkiye’nin bağımsızlığına “darbe” vuruyor.

Bu nedenle Yürütme’nin tek elde toplanmasının Türkiye’nin geçmiş ve gelecek vizyonu için en iyisi olduğunu düşünüyorum.

Lâkin ilk perdedeki gibi demokrasiyi artırma çabalarına katkı sunulması adına CHS’nin revize edilmesi gerektiğine de inanıyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok güçlü ve karizmatik bir lider. Türkiye’nin yıllar boyunca ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri tüm engellemelere rağmen bir bir hayata geçirdi.

Bundan sonra da “cesaret” gerektiren bu adımları ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapabileceğine inanıyorum.

Bu aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti Grubunda ilan ettiği “reformculuğa dönüş” vizyonunun önemli bir beyan olduğu açıkça görülüyor.

Başlanması gereken ilk noktanın yeni, sivil bir anayasanın yazılması olduğu gerçeğinin herkes farkında.

Tam da bu aşamada İYİ Partili Ümit Özdağı’ın “anayasa” çıkışı oldukça manidar...

İstemeden de yapmış olabilir ama bu aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın reform açıklamalarını destekleyerek "anayasal ve yasal düzenlemeleri teşvik etmenin" Türkiye için daha hayırlı olacağı kanaatindeyim.

Türkiye’de sistem tartışmalarını bitirecek ve çoğulculuğu geliştirecek adımların sayısını artırmak adına daha önce birçok yazıma konu ettiğim çeşitli önerilerimi tekrar sunmak istiyorum.

Bana göre Türkiye’nin önünü açacak yasal düzenlemeler şunlar olmalı:

1-Eskiden, Parlamenter Sistemde Yürütme organı Yasamanın içerisinden çıkardı. Yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı ise Yasama tarafından seçilirdi. Artık Yasama da Yürütme de keskin bir şekilde ayrıldı. O zaman bu iki organın seçimlerinin de farklı dönemlerde yapılması gerekiyor. Cumhurbaşkanı ve Belediye Başkanı seçimleri bir günde, en az iki yol sonra olmak üzere Milletvekili ve Belediye Meclisi seçimleri de bir günde yapılmalı.

2-Seçim barajı yüzde 0,5’e düşürülmeli. Ses çıkarmaya yetecek kadar organize olan her partinin Meclis’te karşılık bulması ülkedeki çok sesliliği destekleyecektir.

3-Siyasi Partilere ön seçim zorunluluğu getirilmeli. İllerdeki nüfus oranlarına göre ilk birkaç sırayı parti başkanı öncülüğünde parti yönetimi belirlemeli. Kalan adaylar ön seçimden gelmeli. Bu öneri hem parti grubunu koruyacak hem de parti tabanıyla parti yönetiminin organik ilişkisini sürdürülmesini sağlayacaktır.

4-İttifaklar sistemi devam ettirilmeli. İttifak tercihleri baraj atlatmak için zorunluluk değil, ilkesel tercih olmalı.

5-En fazla üç dönem milletvekilliği yapılabileceği yasal hale getirilmeli. Bu öneri siyaseti yenileyeceği gibi üç dönem şartına takılan siyasilerin partilerinde siyasete devam etmesini sağlayacaktır.

6-Vatandaşa doğrudan demokrasiye katılma hakkı verilmeli. Vatandaş bazı konularda belli şartlarda direkt yasa yapabilmeli.