Yeni dönemden herkes umutlu
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Başkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Pazartesi akşamı yeni dönemin bakanlarını takdim etti. O ana kadar gerek sosyal medyada gerekse basın mensuplarının elinde onlarca farklı liste dolaşıyordu. Sonuç ise tam bir şaşkınlık yarattı, hiçbir tahmin tutmadı. O kadar ki müstakbel bakanların bile haberi olmadığı söylendi. Saat 21:00'de yapılması gereken toplantının bir buçuk saat gecikmeyle başlamasının sebebi Ticaret Bakanı'nın geri dönmesini beklemeleriymiş. Buradan şunu anlıyoruz; demek ki bakanlık koltuğu için adayların talep ve ısrarından çok liyakat ve objektif kriterler göz önüne alınmış. Zaten pek çok isim kendi branşlarında başarısını ispat etmiş isimler. Bu da oldukça sevindirici bir durum.
16 bakanlıktan 9'u ekonomiyle ilgili olsa da daha çok Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın isimleri ekonomi haberlerinde ön planda olacak.
Yaklaşık iki aydır seçimleri özellikle de ekonomiden sorumlu bakanın belirlenmesini bekleyen piyasalar isimlerin netleşmesiyle ilk haftadan biraz moral bozdu. Borsa İstanbul çok sert düştü, öncü hisse olan banka hisseleri değer kaybetti, dolar 4,97'ye yükselerek rekor kırdı. Ertesi gün ise bir toparlanma oldu. Bu rakamlara bakarak sağlıklı bir değerlendirme yapmak çok zor. Doların bir gecede 2 katına çıktığı günleri de gördük. Bu rakamlar geçici ve kontrol altına alınabilecek veriler. Panik yapmak, bizi yönetenleri suçlamak bir fayda getirmez. Bizim kalıcı icraatlara ihtiyacımız var.
Sn. Albayrak, Enerji Tabii Ve Kaynaklar Bakanı iken birkaç defa basın toplantısına gitmiştim. Teknik bilgilere son derece hakim, çalışkan, disiplinli bir profil çizmişti. Diyeceksiniz ki enerji başka ekonomi başka. Doğrudur. Fakat açıklamalarına baktığımızda, hep dışa bağımlılığın en aza indirilmesi ve sürdürülebilir enerji vurgusu yapıyordu. Bu zihniyeti izleyeceği ekonomi politikalarında da uygularsa son derece başarılı olacağına inanıyorum. Çünkü ülkemizin temel ekonomik sorunları dolar ve borsa değil. Bunlar sorun değil sonuç. Bu yüzden herkesin dilinde olan ve söylendikçe anlamı boşalan yapısal reformlar artık hayata geçirilmeli. Yeni iş kollarının yaratılmasına, mesleki eğitime önem verilmesine, gençlere daha okul sıralarında iş kurma fikrini aşılamaya, tüketimden ziyade üretimi teşvik edecek politikalara ağırlık verilmeli.
Son olarak da bakanlarımızdan talebim şu: Yapacakları basın açıklamalarında, halkın anlayacağı çok sade ve net bir dil kullanmaları.
Yeni yönetimin başarılı olmasını gönülden ister, ülkemiz için hayırlı uğurlu olmasını dileriz.