Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.81
Gram Altın
2961.98
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 May 2016

Yeni dönem bir şahlanma dönemi olacaktır

22 Mayıs'ta kavgasız, coşkulu, oturaklı, şölen havasında geçen bir kongre yaşandı. AK Partililerin sergilediği bu demokratik olgunluk, birbirlerine duydukları güven ve saygı umarım diğer partilere de sirayet eder. Kongreden iki gün sonra da 65. Hükümet'in yeni kabinesi açıklandı. Gerek yeni kabineye gerekse MKYK listelerine bakıldığında yeni dönemin bir şahlanma dönemi olacağı aşikar.

AK Parti, örneğin Markar Esayan gibi tam bir Osmanlı Ermeni'si olan, vatan sevdalısı, yerli bir insanı MKYK listesine alarak böyle bir zamanda farklı kesimlerle bir ve bütün olmamızın ne denli kıymetli ve gerekli olduğunu bir kez daha vurgulamış oldu. Kaldı ki dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun yerli ve milli duruş sergileyen herkesin bir ve diri olması gereken mühim bir dönemdeyiz.

Türkiye'nin yolu belli

Başbakan Binali Yıldırım yeni dönemde tüm terör örgütleriyle sonuna kadar mücadele edileceğini, yeni anayasa ve başkanlık sistemi ile ilgiliçalışmaların hemen başlatılacağını ifade etti. Kabine nasıl şekillenirse şekillensin Türkiye'nin kendine çizdiği bir yol var. Bu gerçeklik çerçevesinde herkesin bu yoldan sapma göstermeden büyük bir sorumlulukla mücadele edeceğine olan inancım tamdır. Çünkü gelinen nokta itibariyle artık Türkiye'nin tek bir ana gündem maddesi vardır. O da bağımsız bir ülke olmaktır. Erdoğan'la birlikte Türkiye'nin lokomotifi durumuna gelen AK Parti hareketi, kurulduğu günden itibaren uyuyan, uyuşturulan, bilinç kayması yaşatılan, ayrıştırılan, ekonomik sefalete mahku00fbm edilen ülkemizi, her geçen gün ayağa kaldıran, uyandıran, özgüven aşılayan, tarihi ve kültürel kodlarımızı hatırlatan en önemlisi de büyük düşünen bir ülke durumuna getirmiştir.

Güçlü ve Zengin ülke

Erdoğan'ın başından beri dağılan siyasi birliği yeniden tesis ederek "ortak akıl" inşa etme yoluna gitmesinin önemli bir nedeni de budur. Bu siyasi birlik çerçevesinde sağlamaya çalıştığı şey kuşkusuz güçlü, zengin ve bağımsız bir Türkiye'dir. Çünkü dağılan medeniyeti yeniden inşa etmek İslam ülkelerini uyandırmak, toparlamak bu noktada mazlum halkların sesi olmak için önce içerideki birliğitesis etmek ve güçlü, bağımsız bir ülke durumuna gelmemiz gerekmektedir.

Elbise dar geliyor

22 Mayıs'ta gerçekleştirilen ve yeni bir hükümetin kurulmasıyla sonuçlanan kongreyi önceliklebu çerçeveden değerlendirmek gerekir. Türkiye'nin artık kaybedecek vakti yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifadesiyle Türkiye'nin idari yapısındaki elbise bu ülkeye dar gelmektedir. Dolayısıyla Türkiye'nin geldiği nokta itibariyle vites büyütmesi gerekiyordu. Bu da ancak yeni anayasa ve başkanlık sisteminin hayat bulmasıyla mümkün olabilecektir. Bugün artık kişiler, makam mevkiler önemli değildir. Önemli olan Türkiye'nin, tarihin bu evresinde kendine çizdiği yoldur. Üzerine aldığı bu ağır sorumluluktur. Önemli olan bu kutlu yolda kararlılıkla yürüme cesaretini gösterebilmektir. Küçük hesaplar yapmadan, makam mevki hevesinde olmadan fedakarca bu yükü omuzlayabilenlerin ülkesi ancak büyük bir ülke olur. Kısacası zaman hamal olma zamanıdır.

Vizyonu anlayamayanlar

Ne hazindir bu değişimin ve yenilenmenin nedenini isimsiz bir blog yazarında arayarak hala kuş resimleri paylaşmaya devam eden yazar arkadaşlar var. Yeni Türkiye vizyonunu idrak edemeyen bu arkadaşlar eğer yüzlerini dünyaya ve bölgeye çevirecek olsalar emimin hakikati göreceklerdir. Türkiye hafif sıkletteki yazar, aydın, siyasetçi kesimini kaldıramayacak kadar büyük hedefleri olan bir ülke durumuna geldi. 7 Haziran'dan sonra CHP koalisyonuna meyil veren, uzlaşmacı, pasif, cesaretsiz AK Partili siyasetçi, yazar ve liberal aydınların da büyük Türkiye vizyonuna ne denli yabancı olduklarına şahit olduk.

Hayallerin ötesindeki olay

Artık Anadolu insanı yıllardır Türkiye'yi oyalayan iki yüzlü AB'nin karşısında hala 60-70 küsur ev ödeviyle zavallı, çaresiz öğrenci konumuna düşürülen bir Türkiye istemiyor. Kaldı ki Erdoğan'ın Türkiye için çizdiği yol böylesi zavallı, çaresiz, bağımlı, itaatkar bir yol değil. Bunu hayatlarında bir kez olsun başkanlık modelini yazmayan ezik insanların anlaması mümkün değildir. Bu hadise yaka kartını sorun eden zavallı Bülent Arınç'ın hayallerinin de ötesinde bir şey. Bu, makam mevki tutkunu hırslı siyasetçilerin, gazeteler arası köşe kapmaca oynayan yazar-çizer tayfasının dünyasında yer etmeyen bir şeydir. Yeni dönemde bir taraftan ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlarla kararlı bir biçimde mücadele ederken bir taraftan da kendi tarihimiz ve kültürümüzle sentezlediğimiz bize özel yeni bir başkanlık modelini hayata geçirmenin yollarını aramalıyız. Ben Türkiye'de Hz.Yakub'un heyecanını görüyorum. Vuslat yakındır dostlaru2026