Dolar (USD)
34.51
Euro (EUR)
36.44
Gram Altın
2961.59
BIST 100
9114.11
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ekim 2022

Yeni dış politika vizyonumuz

Rusya-Ukrayna krizi aylardır yaşanacak sıcak çatışmanın habercisi gibiydi. Ukraynanın kendi dilindeki anlamını biliyor musunuz? Sınır demektir. Peki, neyin sınırı? İşte bunu kavrayabilmek için reel politiğin ve coğrafyanın anlamını idrak etmemiz gerekir.

Ukrayna, Batı’nın sınırıdır. Bu sınırın uluslararası ilişkiler açısından önemini ne olduğunu ve şuan ki sıcak çatışmanın ne anlama geldiğini görebilmek sınır” ifadesinin neye tekabül ettiğini fark edebilmek demektir.

Ukrayna, beklenilenden çok daha fazla bir şekilde bu sıcak çatışmada direndi ve askeri performans gösterdi. Kısmen kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Ruslar epeyce bir askeri zaiyat verdi. Kendisinin (Rusya) neredeyse on yılda zor toparlayacak tank kaybı oldu. Ve edinilen bilgilere göre kısmi seferberlikte Rusya 300.000 insanını orduya katmak istiyor. Bu 300Bin kişi sıcak çatışmaya girmeyecek elbet. Ama yine de Rusya gibi askeri gücü olan bir ülkenin Ukrayna ile kıyaslandığında böylesi bir duruma düşmesi prestij kaybıdır.

Batı, Ukraynaya destek veriyor. Ama aynı Batı her an Ukraynayı yalnız da bırakabilir. İleriki günlerde böyle bir durum yaşanırsa hiç şaşırmamak gerekir. Rusyanın elindeki askeri güçten öte Doğalgaz kartı her zaman Batıyı tedirgin etmiştir. Yine edinilen bilgilere göre Avrupanın değişik ülkelerinde halk (Çekoslovakya, Almanya, Fransa vb. gibi) homurdanmaya başladı. Sebebi ise gelecek kara kışta ısınma sorununun nasıl hal edileceğidir. Rusya vanaları kapatırsa Avrupa için hiç iyi bir kış görünmüyor. Muhtemelende Rusya bu kartı kullanacak. Blöf yapmadığını söyleyen Putinin bir başka kartı da acaba nükleer silah denemesi olabilir mi? Batı bu konuda da çok endişeli.

Gelelim bize…

Rusya ile ikili ilişkilerimize tepeden bakanlar, dudak bükenler acaba bugünleri hiç hesap etmediler mi? Hesap ettilerse siyasi açıdan durdukları yerde bir problem mi var?

Türkiye belki de bu sıcak çatışmada (Rusya-Ukrayna) tarihinin en iyi dış politika performanslarından birini göstermiştir. İki ülkenin İstanbulda buluşması bile nasıl bir denge siyasetinin üzerine dış politika konseptini inşaa ettiğimizi görüyoruz.

Türkiye artık eski Türkiye değil. Oyunun bir parçası değil oyunu kurgulayan ve dengeleri gözeten ve bu dengelere göre uluslararası algılar oluşturan küresel bir aktör olmaya doğru ilerliyor.

Çok kısa aralıklarla bir çok ülkeyle görüşüp bir uluslararası ilişkiler ve diplomasi dersi verdiğini artık kendi kamuoyumuzun da görme vakti gelmiştir. Kendi ülkesinin ve milletinin gücüne yabancılaşmış idrak yoksunu beyinler bunları görebilir mi? Her şeye rağmen bu göremeyen ve fark edemeyen beyinlere bu dış politika başarısını bu satırlardan yazmaya devam edeceğim.

Bu benim tarihsel sorumluluğumdur…