Yeni ders: Çevre eğitimi ve iklim değişikliği
Milli Eğitim Bakanlığı bir süredir üzerinde çalıştığı yeni bir dersin müfredat çalışmalarını tamamladı. Ders önümüzdeki eğitim öğretim yılında yani 2022-2023’te tüm ortaokul kademelerinde okullarda okutulacak. Yani 6, 7 ve 8. sınıfların tamamında okutulacak. Dersin adı, başlığa taşıdığım üzere Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği. Yalnız ders zorunlu olarak değil seçmeli olarak okutulacak. Böyle bir konuda eğitilmeye, öğrenmeye özellikle son dönemlerde o kadar çok ihtiyaç var ki insanın seçmeli olmaktan öte zorunlu bir ders olarak okutulsa keşke diyesi geliyor. Belki de bir geçiş süreci yaşanır, ilk etapta belirlenen bu dersin sahada, pratik uygulamalarına bakılır. Eğitim toplumu içerisinde ne denli karşılık bulacağı gözlemlenir. İlerleyen süreçte belki de zorunlu ders olarak okutulmaya başlanır.
Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği dersi içerisinde yer alan konu başlıkları altı ana grupta toplanmış; “İnsan ve Tabiat”, “Döngüsel Tabiat”, Çevre Sorunları”, “Küresel İklim Değişikliği”, “İklim Değişikliği ve Türkiye”, “Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre Dostu Teknolojiler”Baktığınızda hepsi birbirinden değerli temalar, çok önemli konular.
Dersin içeriğinin önemli ve özel olmasının yanı sıra Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği dersinin sınıfta işlenmeyecek olması da önemli. Sahada, tabiatla, iklim koşulları ile birlikte iç içe yaşayarak öğrenecek öğrenciler. Yapacakları geziler, gözlemler, sahadaki incelemeler ve deneyler aracılığı ile öğrenecek ve bire bir tabiatla iç içe temas halinde olarak işlenecek. MEB bu dersin işleyişi ile ilgili şu açıklamayı yapıyor; “Gezi ve gözlemler ile öğrencinin hem yaşadığı çevrenin farkına varması hem de çevre sorunlarını yakından görmesi sağlanacak.” Bu gezi gözlem sürecinde öğretmenler öğrencilere rehberlik edecek. Öğrencilerin keşfetmesini, sorgulamasını, güçlü argümanlar oluşturmalarını, farkındalık geliştirmelerini sağlayacak. Belki de en önemlisi öğrencilerin sorumluluk almalarını ve somut ürünler tasarlamalarını sağlayacak. Bu süreçte öğrencilerin birden fazla duyguları işin içine girecek. Yaparak, yaşayarak öğrenecek çocuklar. Eğer hakkı verilip gerçek anlamda uygulanırsa çok özel anılara şahit olacağız.
Böyle bir dersin müfredatının tasarlandığını ve tamamlanması öğrencilerin yanı sıra eğitimcileri de heyecanlandırmış durumda. Çocukların sınıf ortamından sıkıldıkları ve bir nebze nefes alacakları ve öğrenciler tarafından en çok talep edilen gözde bir ders haline dönüşebilir ilerleyen süreçte. Umarım bu ders basit ölçekli tutulmaz. Kalıbını kırar ve okul sınırlarını aşar diye ümit ediyorum. Şayet okul bahçesi ile sınırlı tutulursa gerçek anlamda belirlenen hedefe hizmet etmesinin önüne geçilmiş olur. Çünkü MEB yaptığı açıklamada dersin müfredatında “Biyoçeşitliliğin azalması, buzulların erimesi ve deniz seviyesinde yükselme, kıyı ekosisteminin değişmesi, göllerin kuruması, sucul ortamların kimyasal yapısının değişmesi, temiz su kaynaklarının azalması, hayvanların göç ve üreme zamanlarının değişmesi” gibi sorunlar örnek olaylar üzerinden anlatılacak demekte. Anladığım o ki, ders sahada okul sınırların dışına da çıkılarak işlenebilecek.
Dersin müfredatı aracılığı ile öğrencilerin yeni kavramlar öğrenmesi de hedefleniyor. Örneğin öğrenciler toplumun belki de en çok ihtiyaç duyduğu bir kavramı öğrenecek “sakin şehirler”. Gürültülü kentleşmenin yaşandığı şu dönemde sakin şehirlere o kadar çok ihtiyaç var ki… Ya da çocuklar “ekolojik köyler”, “sürdürülebilir okul” gibi yeni kavramları öğrenecek. Literatürleri genişleyecek.
Sosyal medyadan konu ile ilgili yapılan yorumlara baktığımda konuya sevinen ne kadar da çok öğretmen ve öğrenci olduğunu gördüm. Böyle bir dersin müfredata dahil edilmesine bu denli sevinen eğitim paydaşları var ise, bu ders kendi özelinde eğitime kültürüne çok şey katacağını söylemek mümkün. Yalnız üzülenler de var; dersin sadece ortaokul düzeyinde sınırlı tutulmasını istemeyip lise düzeyinde de müfredata girilmesini talep edenler var. Bu talep MEB nezdinde karşılık bulur mu bilemiyorum ama lise yıllarıma gittiğimde bizim dönemde böyle bir ders olsaydı eminim ki çok heyecanlandırırdı beni. İnanılmaz derecede çok şey öğrenirdim.
Önümüzdeki sene eğitim çok daha keyifli olacağa benziyor.
Hayırlı olsun dileklerimizi iletir iken, bu süreçte emeği geçen Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer başta olmak üzere, süreçte emeği ve katkıları olan tüm MEB yetkililerine ülkemizin çocukları adına teşekkür ederiz.