Yeni bir soğuk savaşa doğru
Çin’in hem iç hem de dış kaynaklardan yoğun sermaye temin etmiş olması Batı’yı rahatsız etmiştir. Başlangıçta iç ve dış piyasalarda sahip olduğu ekonomik etkinlik veya rekabet edebilme gücü, ucuz emek gücünden kaynaklanıyordu. Ancak Çin, şimdi artık katma değeri yüksek teknoloji de üretebiliyor. Zaten ABD’yi endişelendiren de ucuz emekle katma değeri yüksek ürün üretebilmesidir.
İngiliz dergisi The Economist, 2019’da ’Yeni bir tür soğuk
savaş’ başlıklı yazıda: ‘’Amerika
Birleşik Devletleri ve Çin, yarı iletkenlerden denizaltılara ve gişe rekorları
kıran filmlerden ay keşfine kadar her alanda rekabet halindedir. İki süper güç,
kazan-kazan bir dünya arıyordu. Ancak bugün birinin kazanması, diğerinin yenilgisi
gibi görünüyor. Ne Çin'i Amerikan düzenine tabi kılan bir çöküş olur, ne de
Amerika Pasifik'ten çekilir. Bu, kazananı olmayacak olan yeni bir tür soğuk
savaştır.’’ Demişti
Görüldüğü gibi Batı, Çin’in her alanda kendisiyle rekabet
edebilme gücüne erişmesinden büyük bir endişe duymaktadır. Amerika, Çin'in
zirveye ulaşmak için hile ile teknoloji çaldığını söylüyor. Ayrıca Çin’in
denize yayılmak suretiyle, İsveç ve Kanada’yı tehdit ettiğini iddia ediyor.
Hatırlanacağı gibi bu iddiaların ardından 15 Eylül 2021’de
Avustralya-ABD- İngiltere arasında ‘’AKSUS Güvenlik Paktı kurulmuştu. Söz
konusu paktın, detaylarını görüşmek üzere ABD’de bulunan İngiltere Başbakanı
Rishi Sunak, BBC’ye verdiği mülakatta: ‘’Çin’in
dünya düzenine meydan okuduğunu’’ söyledi. Aynı mülakatın devamında: ‘’Dünya daha istikrarsız bir yere dönüştü
ve güvenliğimize yönelik tehditler arttı. İngiltere savunma bütçesini gelecek
iki yılda yaklaşık 5 milyar sterlin artıracağını’’ söyledi.
Hâlbuki Sanayi devriminden bugüne kadar dünya hiçbir zaman
istikrarlı olmadı ki bugün istikrarsızlaşsın. Bütün bu açıklamalar, dünyanın
geleceğine ilişkin önemli ipuçları vermektedir. ABD ve İngiltere ikilisi Çin
üzerinden dünyayı yeniden kutuplaştırmak istiyor.
Ancak Batı’nın her isteği gerçekleşecek diye bir kural
yoktur. Nitekim birçok emelli hayal olarak kalmıştır. Bize düşen olaylar
arasında sebep sonuç ilişkisini doğru kurmak ve olacaklar hakkında doğru
öngörüler geliştirmektir. Zira mantık kuralları böyle bir zorlayış gücüne
sahiptir. Batı varlığını öteki üzerinde kurguladığı için her zaman bir şeytana
ihtiyaç duymuşlardır.
Bu bağlamda, Ukrayna savaşı, Tayvan üzerinden çıkartılmaya
çalışılan gerginlik, AUKUS Güvenlik paktı gibi daha pek çok gelişme yeni bir
soğuk savaşın habercisidir. Bunun nasıl şekilleneceğini, başarıp
başaramayacaklarını önümüzdeki süreçte daha net göreceğiz.
Nasıl ki deprem gibi doğal afetlere ayak uydurmak zorundaysak,
Türkiye’yi yönetmeye talip partilerin de tarihin akışını doğru görmek ve tedbir
geliştirmek zorundadır. Ülkenin ekonomik ve güvenlik ihtiyaçlarını çok önceden
öngörmeleri gerekir. Zira Türkiye, 14 Mayıs’ta seçime doğru giderken, dünya
yeni bir soğuk savaşa doğru hızla itiliyor.