Yeni bir paylaşım savaşı
BM üyesi 122 devlet “İsrail’in Gazze'deki katliamları
durdurması” için Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na çağrıda bulunuyor. ABD ve
güdümündeki 7 devlet ise bu çağrıya katılmadıklarını söylüyor ve İsrail
katliamlarına destek veren bu 7 devletin dediği oluyor.
Oysa bilinen o ki, Birleşmiş
Milletler 20. Yüzyılın başından ortalarına kadar yaşanan savaşların
tekrarlanmaması için kuruldu. BM, bütün dünyayı kapsayacak şekilde uluslararası
barışa yönelik tehditlerin önüne geçmek ve barış ve güvenliği
korumak amacıyla kurulmuştur. Hal böyle iken 75 yıldır İsrail’in Filistin
halkına reva gördüğü katliamlara karşı hiçbir tedbir almayan bir BM ile karşı
karşıyayız. Bu utanç, bu ayıp, bu kara ve kanlı leke BM tarihine geçecek.
İngilizlerin, Fransızların,
Amerika'nın desteğiyle 1948’den önce başlayan,
ABD’nin tam desteğiyle 1948’den sonra
devlet eliyle ve organize şekilde süren,
1976’dan itibaren de ABD ve Batılı
devletlerin her türlü desteği sayesinde Filistinlilere uygulanan uluslararası
hukuka aykırı, insan haklarına aykırı, insanlığa karşı suç teşkil eden hatta
hatta hayvanlara reva görülmesi bütün devletlerce suç sayılan katliamları,
sürgünleri, işgalleri medeni dünya(!) ve başını medeni dünya(!) devletlerinin
çektiği BM, AB, AP gibi caydırıcı rol ve görevleri bulunan örgütlerden kimisi
destekliyor, kimisi de izliyor.
Biz biliyorduk;
BM’si de, AB’si de, AP ve diğer
örgütler de kendilerinin menfaatleri için kurulmuştu. Ancak bütün bunları bilen
ve bundan dolayı bu devletlerden tiksinen biri olarak itiraf ediyorum ki ABD ve
Batılı ülkelerin bu kadar insanlıktan nasipsiz olacaklarını beklemiyordum.
Bakınız;
Afganistan’ı işgal ederek milyonlarca
insanı katleden ABD’nin,
Irak’ın ABD tarafından işgal
edilmesine askeri olarak da destek veren İngiltere’nin,
5 milyon Yahudi’yi öldüren, çoğunu
fırınlarda yakan Almanya'nın,
Afrikalı milyonlarca siyahiyi
katlederek değerli madenlerine konan Fransa'nın,
Ve diğer türdeşi devletlerin topu
topu 2,5 milyon nüfusu olan Gazze’ye karşı bu kadar vahşileşip insanlıktan
çıkacaklarını beklemiyordum. Çünkü Gazze dediğin ne ki? Topu topu 2,5 milyon
insan. Nedense Batının bu kadarcık bir insan topluluğunu on yıllardır İsrail
devletinin terörüne teslim etmeyeceklerini umuyordum çünkü bu devletin her
yönüyle insanlıktan çıkacaklarına inanmak istememiştim. Bu da son yanılgım
olsun.
Geç olsa da herkes için netleşen şu
ki;
İsrail’in katliamları bir
Yahudi-Müslüman savaşı değil,
Bir İsrail-Filistin savaşı değil,
SİYONİZM-HAMAS savaşı da değil.
Evet, bu yaşananları ırkçı, faşist
Yahudi İsraillilerin Müslüman Gazzelilere açtıkları bir savaş olarak
görebiliriz. İnsanlık düşmanı İsrailli iktidarın Filistinli mağdur ve
mazlumları yerinden, yurdundan etmek için açtıkları bir savaş olarak
okuyabiliriz, dünya siyonizminin “şimdilik”
HAMAS’a açtıkları bir savaş olarak da kabul edebiliriz. Ancak;
Gazze'de yaşananları sadece bu
başlıklarla ele alırsak yapılmakta olan ASIL SAVAŞI gözden kaçırırız. O zaman
da bölgede asıl amaçlarını gizleyenlerin bu “savaş” üzerinden bize verdikleri sahte mesajla oyalanır, gerçek
meseleyi ıskalarız.
Gazze’de yaşanan –haydi savaş
diyelim- yeni bir dünya paylaşımının öncesinde önemli bir mevzi kazanma
savaşıdır.
Sadece bu da değil;
Bu savaş emperyalist güçlerin rakiplerini
ekarte ederek zengin enerji kaynaklarına kavuşma savaşıdır.
Bu savaş yeni jeopolitikler
oluşturarak dünyayı 100 yıl daha kolayca sömürmelerinin savaşıdır.
En önemlisi;
Bu savaş dünyadaki haksızlıklara karşı durabilecek tek ama bir tek güç
olan Aziz İslam’a gönül vermiş, iman etmiş Müslümanların etkisiz durumlarını
bir 100 yıl daha uzatmaktır.
Yukarıda saydığım gibi emperyalist
güçlerin bu amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için Müslüman dünyada yeniden bir
100 yıllık kargaşa, bölünme ve parçalanma şarttır.
Burada bizi ilgilendiren önemli bir
husus var.
Devletimizin bildiği bir gerçek olsa
da tekrar etmemde bir mahzur olmasa gerek:
Oyun orta vadede Türkiye'ye
yöneliktir. Eskisi gibi Türkiye'nin ABD’nin ileri karakolu olmasını
planladıklarını biliyoruz. Ve bu planın gerçekleşmesi için Türkiye'nin bugünkü
Türkiye olmaması icab eder.
Yani ülkenin bölünmüş,
Küçülmüş,
İç savaşa kadar gitmiş bir Türkiye
olmasını istediklerini de biliyoruz. Bu son şık ABD için büyük önem arz eder.