Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2949.00
BIST 100
9883.06
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Kasım 2023

​Yeni bir paylaşım savaşı

BM üyesi 122 devlet “İsrail’in Gazze'deki katliamları durdurması” için Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na çağrıda bulunuyor. ABD ve güdümündeki 7 devlet ise bu çağrıya katılmadıklarını söylüyor ve İsrail katliamlarına destek veren bu 7 devletin dediği oluyor.

Oysa bilinen o ki, Birleşmiş Milletler 20. Yüzyılın başından ortalarına kadar yaşanan savaşların tekrarlanmaması için kuruldu. BM, bütün dünyayı kapsayacak şekilde uluslararası barışa yönelik tehditlerin önüne geçmek ve barış ve güvenliği korumak amacıyla kurulmuştur. Hal böyle iken 75 yıldır İsrail’in Filistin halkına reva gördüğü katliamlara karşı hiçbir tedbir almayan bir BM ile karşı karşıyayız. Bu utanç, bu ayıp, bu kara ve kanlı leke BM tarihine geçecek.

İngilizlerin, Fransızların, Amerika'nın desteğiyle 1948’den önce başlayan,

ABD’nin tam desteğiyle 1948’den sonra devlet eliyle ve organize şekilde süren,

1976’dan itibaren de ABD ve Batılı devletlerin her türlü desteği sayesinde Filistinlilere uygulanan uluslararası hukuka aykırı, insan haklarına aykırı, insanlığa karşı suç teşkil eden hatta hatta hayvanlara reva görülmesi bütün devletlerce suç sayılan katliamları, sürgünleri, işgalleri medeni dünya(!) ve başını medeni dünya(!) devletlerinin çektiği BM, AB, AP gibi caydırıcı rol ve görevleri bulunan örgütlerden kimisi destekliyor, kimisi de izliyor.

Biz biliyorduk;

BM’si de, AB’si de, AP ve diğer örgütler de kendilerinin menfaatleri için kurulmuştu. Ancak bütün bunları bilen ve bundan dolayı bu devletlerden tiksinen biri olarak itiraf ediyorum ki ABD ve Batılı ülkelerin bu kadar insanlıktan nasipsiz olacaklarını beklemiyordum.

Bakınız;

Afganistan’ı işgal ederek milyonlarca insanı katleden ABD’nin,

Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesine askeri olarak da destek veren İngiltere’nin,

5 milyon Yahudi’yi öldüren, çoğunu fırınlarda yakan Almanya'nın,

Afrikalı milyonlarca siyahiyi katlederek değerli madenlerine konan Fransa'nın,

Ve diğer türdeşi devletlerin topu topu 2,5 milyon nüfusu olan Gazze’ye karşı bu kadar vahşileşip insanlıktan çıkacaklarını beklemiyordum. Çünkü Gazze dediğin ne ki? Topu topu 2,5 milyon insan. Nedense Batının bu kadarcık bir insan topluluğunu on yıllardır İsrail devletinin terörüne teslim etmeyeceklerini umuyordum çünkü bu devletin her yönüyle insanlıktan çıkacaklarına inanmak istememiştim. Bu da son yanılgım olsun.

Geç olsa da herkes için netleşen şu ki;

İsrail’in katliamları bir Yahudi-Müslüman savaşı değil,

Bir İsrail-Filistin savaşı değil,

SİYONİZM-HAMAS savaşı da değil.

Evet, bu yaşananları ırkçı, faşist Yahudi İsraillilerin Müslüman Gazzelilere açtıkları bir savaş olarak görebiliriz. İnsanlık düşmanı İsrailli iktidarın Filistinli mağdur ve mazlumları yerinden, yurdundan etmek için açtıkları bir savaş olarak okuyabiliriz, dünya siyonizminin “şimdilik” HAMAS’a açtıkları bir savaş olarak da kabul edebiliriz. Ancak;

Gazze'de yaşananları sadece bu başlıklarla ele alırsak yapılmakta olan ASIL SAVAŞI gözden kaçırırız. O zaman da bölgede asıl amaçlarını gizleyenlerin bu “savaş” üzerinden bize verdikleri sahte mesajla oyalanır, gerçek meseleyi ıskalarız.

Gazze’de yaşanan –haydi savaş diyelim- yeni bir dünya paylaşımının öncesinde önemli bir mevzi kazanma savaşıdır.

Sadece bu da değil;

Bu savaş emperyalist güçlerin rakiplerini ekarte ederek zengin enerji kaynaklarına kavuşma savaşıdır.

Bu savaş yeni jeopolitikler oluşturarak dünyayı 100 yıl daha kolayca sömürmelerinin savaşıdır.

En önemlisi;

Bu savaş dünyadaki haksızlıklara karşı durabilecek tek ama bir tek güç olan Aziz İslam’a gönül vermiş, iman etmiş Müslümanların etkisiz durumlarını bir 100 yıl daha uzatmaktır.

Yukarıda saydığım gibi emperyalist güçlerin bu amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için Müslüman dünyada yeniden bir 100 yıllık kargaşa, bölünme ve parçalanma şarttır.

Burada bizi ilgilendiren önemli bir husus var.

Devletimizin bildiği bir gerçek olsa da tekrar etmemde bir mahzur olmasa gerek:

Oyun orta vadede Türkiye'ye yöneliktir. Eskisi gibi Türkiye'nin ABD’nin ileri karakolu olmasını planladıklarını biliyoruz. Ve bu planın gerçekleşmesi için Türkiye'nin bugünkü Türkiye olmaması icab eder.

Yani ülkenin bölünmüş,

Küçülmüş,

İç savaşa kadar gitmiş bir Türkiye olmasını istediklerini de biliyoruz. Bu son şık ABD için büyük önem arz eder.