YENİ BİR MEDENİYETE
Kalk Mehmed'im, artık ölmek yok kardeş kurşunuyla, uyan Şeyhmus, dağa mahku00fbm değilsin gayri. Yeni bir Türkiye, yeni bir medeniyet kurmaya ve yeni bir dünya için kalkın artık.
Evet,
Türkiye'nin yeni milenyumu 17 Kasım 2013 Cumartesi günü başladı;
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Diyarbekir'de yüz binlere hitaben yaptığı konuşmaya tarihçiler, siyaset bilimciler TÜRKİYE'NİN ŞAHLANIŞ MANİFESTOSUdiyecekler.
Evet,
Diyarbekir'de tarih yazıldı, ebedi kardeşliğin, essah kardeşliğin ve beraberliğin tarihiu2026 Yazılan bu tarih sadece Türklerle Kürtlerin değil, Ortadoğu halklarının, Balkanlar ve Kafkasların, Türkistan ve Afrika'nın mağdur halklarının tarihi; yaşanmışların karanlığından yaşanacak aydınlık çağların tarihiu2026
Her ne kadar geçen yazımda "artık başbakan ne yaparsa yapsın sürpriz sayılmaz" dediysem de Sayın başbakanın Diyarbakır ziyareti gerçek sürprizlerle doluydu. 90'lı yıllarda oluk oluk kan akarken küstahça sıfatlar yakıştırılan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'yi de Diyarbekir'e davet etmişti başbakan Erdoğan.
Sadece Mesut Barzani değil, Kürtçe şarkı söylemek dışında hiçbir suçu olmayan Şivan Perwer de Diyarbakır'a davetliydi. Bir başka davetli olan İbrahim Tatlısesle duet yapan Şivan Perwer hem çözüm sürecine desteğini ilan etti hem de "barış-kardeşlik-beraberlik" mesajları verdi. Keşke diyoruz, geçmişte bu acıları yaşamasaydık.
Bakıyorum da ne kadar çok "keşke"miz varmış. Sayın başbakan konuşmasında Ahmet Kaya'yı anarken ona yapılan haksızlığı, onun gurbette vefat etmesinin acısını hissederek anlattı. Tevafuk ki 16 Kasım Ahmet Kaya'nın doğum günüydü. Sayın başbakan "keşke şimdi Ahmet Kaya'da aramızda olsaydı" derken keşkeler dizi dizi sıralandı gözlerimde.
Evet, hafta sonu Diyarbekir'de tarih yazıldı:
YENİ BİR MEDENİYET
Türkiye 17 Kasım sabahı yeni bir medeniyete uyandı,
Türkiye suni, üretilmiş korkuları, tabuları yerle yeksan eyledi,
Artık hiçbir sorun Türkiye'den ve 76 milyonluk milletten daha büyük, daha değerli değil.
Artık Arakan'ın da, Doğu Türkistan'ın da Filistin'in de, Somali'nin de, Saraybosna'nın da sahipsiz kalmayacağı bir asrı inşa ediyoruz. Bunun yolu büyük Türkiye'ye yakışır cesaret, feraset, basiret ve hikmete sahip olan liderlerin ve onlara destek veren kardeşlerinin çabalarından geçer.
Geçmişte 76 milyon insanımızın kardeşlikten yana hiçbir sorunları olmadı, ama 80 yılda öylesine kamplaşmalara, ayrış(tır)malara gidildi ki bu kardeşliği tehlikeli görenler baskın çıkmışlardı. Osmanlı döneminde bölgeye coğrafi olarak KÜRDİSTAN denildiği halde 90 yıl boyunca bu isimanmakİHANET olarak görüldü. Bütün dünya "Kürdistan Bölgesel Yönetimi" derken biz Kuzey Irak demeyi reva görmüştük "tehlikeli!" diye. Oysa sadece bir toprak parçasına verilen addı Kürdistan. Sayın başbakan Sayın Mesut Barzani'ye hitaben "Sizi, sizin şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan bölgesindeki değerli kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum" demesi büyük liderlerin korkusuzluğunu gösterdi.
Türkiye geçmişte çarpık kentleşmeden, devalüasyonlardan, IMF'e faiz ödemekten korkmalıyken kardeşlerinin isimlerinden korkan bir ülke haline getirilmişti.
Dedim ya;
Artık bin yılın tarihini yazıyoruz. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın şu ifadelerine bakınca ne demek istediğim daha net anlaşılır:
"23 Nisan 1920 ruhuyla yeni bir Türkiye inşa ediyoruz. Her etnik unsurla, her inanç unsuruyla, her mezheple birlikte inşa ediyoruz. 1920'de TBMM'de Kürt, Türk, Arap, Laz, Gürcü, Çerkes, Boşnak nasıl bir ve beraber olduysa, İstiklal Savaşı'nı nasıl birlikte verdilerse, cumhuriyeti nasıl birlikte kurdularsa yeni Türkiye'yi de o ruh, o öz ve kardeşlik ruhuyla yeniden ayağa kaldırıyoruzu2026 Diyarbakırlı Kürt kardeşim, Türk kardeşim, Zaza, Arap kardeşim bu cumhuriyet senin cumhuriyetindir. Ne kadar İzmirlinin, İstanbullunun, Ankaralının cumhuriyetiyse o kadar da senin cumhuriyetindir. Bu devlet senin devletindir. Bu bayrak senin bayrağındır."
Evet, tarihe tanıklık eden bizler gelecek nesiller için omuzlarımızda hissettiğimiz bu şahitliği yerine getirmekle mükellefiz. Ortadoğu'nun kaderine müdahil olacak bir Türkiye kuruluyor. Lozan'ın kayıplarının telafi edileceği bir Türkiye tarihi inşa ediliyor.
Türkiye, halkından, halkının farklılıklarından korkan bir ülke değil, zalime, art niyetli düşmanına korku salan bir ülke olma yolunda emin ellerde ve emin adımlarla yürüyor. Bu "adım"lar atıldıktan sonra artık, "hükümet adım at" demek yerine hükümetin adımlarına yetişmeye gayret gösterilmeli. Adımsa buyurun adım:
"u2026Allah'ın izni ile gelecek çok daha farklı olacak. Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, 76 milyonun kucaklaştığını, bir olduğunu, beraber olduğunu, birlikte büyük Türkiye, yeni Türkiye olduklarını göreceğiz. Hiç endişeniz olmasınu2026
u2026Diyarbakır yol gösterici bir şehir, Şehirlerin Mürşididir. Diyarbakır'ın huzurlu olması durumunda Erbil, Kamışlı da refah içinde olur. Yeni süreçte Diyarbakır'ın sorumluluğu büyüktür, 'Diyarbakır yeni süreçte hakem olmalı ve bu sürece ışık tutmasını istiyorum'u2026" diyen Tayyip Erdoğan mı?
Evet,
Hükümet 1. 2. 3. 4. 5u2026 adımı attı, peki, buna karşılık olarak PKK ne yaptı?
"PKK, Van-Şırnak karayolunu yapan şantiye çalışanlarını toplayıp örgütün propagandasını yaptı. PKK'lılar, daha sonra 7 kamyon, 1 dozer, 1 ekskavatör ve 1 yakıt tankerini ateşe vererek, uçurumdan yuvarladıu2026"
PKK dahil, hiç kimse Diyarbekir'in hakemliğini hafife almamalı, zira Diyarbekir hafiflikleri asla kabul etmedi, etmez de...
Twitter: @ahmetay_