Yeni bir kriz mi geliyor?
Dünya büyük bir dönüşüm yaşarken ekonomik türbülans yaşanıyor.
2008 yılında yaşanan küresel finans krizi ve sebep olduğu
2009 Avrupa Borç Krizi’nin sosyal ve siyasal etkilerine bağlı olarak BREXIT
süreci yaşadı. BREXIT sürecinin ekonomik etkileri henüz tam belli olmamışken
yaşanan COVID-19 pandemisi, küresel enflasyonist süreç ve Rusya-Ukrayna savaşı ekonomide
yaşanan türbülansın şiddetini artırdı.
ABD ve AB başta olmak üzere birçok ülkenin enflasyonu
frenlemek için faiz artırımı politikası izlemesi piyasalarda resesyon
endişesini artırırken ABD’nin 16. Bankası olan Silicon Valley Bank’ın hızlı
çöküşü yeni bir krize neden olur mu tartışması başladı.
ABD’de teknoloji üretim merkezi olarak bilinen Silikon
Vadisi’nin en önemli bankalarından olan Silicon Valley Bank start-up olarak
bilinen girişim destekli girişimlerin neredeyse yarısının sahip olduğu nakit
paraya ev sahipliği yapıyordu.
Bankanın menkul kıymet satışlarından 1,8 milyar dolar zarar
etmesi ve hisse satarak para toplama planları yeni kaçışlara neden olunca
bankanın çöküşü hızlandı.
Bu çöküş 2008’den bu yana ABD’de yaşanan en büyük banka
iflası olarak kayıtlara geçti. Banka’nın iflasının 10 Mart Cuma günü olması ve
araya hafta sonunun girmesi krizin derinleşmesinin önüne geçti denilebilir.
Federal Mevduat Sigorta Kurumu’na (FDIC) göre ABD teknoloji
sektöründeki birçok risk sermayesi şirketini ve milyonlarca kişiyi mevduatları,
kredileri ve yatırımları konusunda belirsizlik içinde bıraktı. Bunun yanında
NASDAQ ve kripto para birimi topluluğunda ticaret yapan teknoloji firmaları
arasında büyük dalgalanmalara neden oldu.
FDIC’ye göre bankanın 2022 sonu itibarıyla yaklaşık 209
milyar dolarlık toplam aktifi ve yaklaşık 175,4 milyar dolarlık toplam mevduatı
vardı.
SVB'nin ana şirketi SVB Financial'ın hisse senedi fiyatı
Perşembe günü %60'tan fazla düşerken, 21 milyar $'lık tahvil portföyünü 1,8
milyar $ zararla sattıktan sonra oynaklık nedeniyle işlemleri birkaç kez
durduruldu.
Bankanın kripto para işlemlerinin yoğun olması sebebiyle
kripto para birimlerinin değerinde düşüşe neden oldu. Bankanın likidite
kriziyle karşı karşıya olması sebebiyle Sistemik risk oluşturup oluşturmadığı
merak konusu oldu.
Devam…
COVID-19 pandemisinin başladığı 2019 sonu ve bitişi olarak
nitelendirilebilecek 2022’nin ilk çeyreği arasında ABD bankalarındaki mevduatın
5,40 trilyon dolar arttığı biliniyor.
Bu artışa karşılık salgının yayılım hızını yavaşlatmak için
uygulanan kapanma tedbirleri sebebiyle kredi talebinin zayıf olması nedeniyle
bu hacmin sadece %15’i kredilere yönlendirilmişti. Kalan kısmı ise menkul
kıymet portföylerine yatırılmış veya nakit olarak tutulmuştu. Menkul kıymet
portföyleri 2019’un sonunda 3,98 trilyon dolardan 6,26 trilyon dolara çıkmıştı.
Bunun yanında nakit bakiyeleri de 1,67 trilyon dolardan 3,38 dolara
yükselmişti.
Yaşanan süreç 2000’li yılların başında yaşanan dot-com
balonu ve Lehmann Brothers bankasının batmasını akıllara getirdi.
20 yıl önceki dotcom çöküşünün ardından, müşterilerin nakit
rezervlerini çekmesiyle bankadaki mevduatlar 4.5 milyar dolardan 2001'in
sonunda 3.4 milyar dolara düştü. Günümüzdeyse mevduatlar Mart 2022'nin sonunda 198 milyar dolardan Aralık sonunda 173
milyar dolara (ve Şubat 2023'ün sonunda 165 milyar dolara) düştü. Yaşanan
süreçle birlikte müşteriler 9 Mart
2023'te bankadan toplam mevduat tabanının dörtte birine eşdeğer 42 milyar
dolarlık mevduat çekmeye başladı.
2008 küresel finans
krizi sonrasında banka bilançosunu artırarak krizden çıkışı sağlayan ABD yönetimi
aynı yönetimi COVID-19 pandemi krizinde tercih etmişti. SVB, önde gelen teknoloji finansörlerinden biriydi ve
başarısızlığı, FED’in enflasyonla mücadelesinde izlediği hızlı faiz artırımı
politikası potansiyel istenmeyen sonuçları olduğunu gösteriyor.
SVB’nin iflas
etmesiyle birlikte yaşanan finansal krizi aşamayan Silvergate
Bankası da faaliyetlerini sonlandırma kararı aldı. Bu kararın ardından kripto
piyasasında da sert düşüşler yaşandı.
48 saat içinde iki
bankanın çökmesi akıllara şu soruları getirdi;
Domino etkisiyle bu
iflaslar diğer bankaları etkiler mi?
Olası bir yayılma durumda
küresel enflasyonist süreç içerisinden geçerken, savaş ve yaptırımların devam
ettiği bugünlerde faiz artırımı politikasından vazgeçip yeniden farklı bir
süreç başlar mı?
Çalışanların
maaşlarını ödeyemeyen start-up işletmeleri bankalara borç ödeyememe riski
taşıyor mu?
Olası bir küresel yayılma durumunda diğer ülkelerin faiz
politikaları ne olur?