Yeni bir kaos; Türkiye'ye tıp öğrencileri üzerinden bir operasyon!
Geçtiğimiz gün bir arkadaşım ziyaretime gelmişti.
Tıp Fakültesinde okuyan kızından bahisle gençlerin
gelecekte Avrupa Ülkelerine gitmek gibi bir hedeflerinden bahsetti.
Bunu söylerken ülkemize sahip çıkmamız gerektiğinin
hüznünü yaşadığı gözlerinden okunuyordu.
O gün detaylı konuşamadık.
Bu durum bana 1990’lı yıllarda GATA “Gülhane Askeri
Tıp Fakültesi” mezunu doktor arkadaşlarımı hatırlattı.
O dönemde Askeri Doktorlarımızın maaşları diğer subay
maaşları ile eşdeğerdi.
Çok az fark vardı belki…
Kamuda görev yapan doktorlar askeri doktorlardan neredeyse
üç katı fazla maaş alıyorlardı.
Özellikle askeri doktorlardan bir kesim bu konuyu
hemen hemen her gün dillerine pelesenk etmişlerdi.
Sürekli gündemde tutarak “yurt dışına gitmek lazım
orada daha fazla maaş alarak değer görüyorsun” söylemini ilmek ilmek
nakşediyorlardı.
Bu söylemlerin etkisi ile birçok doktor ya firar ederek
ya yabancı kadınla evlenerek ya da ticari faaliyete girip kendini ihbar ederek
meslekten ihraç edilmeyi tercih ediyorlardı.
Böylelikle mecburi hizmet süresini aşmış oluyorlar ve
askeri doktorluktan ayrılıyorlardı.
Derken kamu ile askeri doktorlar arasında bu fark
giderildi ve askeri doktorlar neredeyse aldıkları maaşın üç katını bir günde
almaya başladılar.
Fakat bu arada bir husus gözlerden kaçmamıştı.
Birçok askeri doktor meslekten ayrılmış ancak ne
hikmetse bu konuları her gün dillerine dolayanlar meslekte kalmışlardı.
O dönemde nöroloji asistanı olan bir kardeşimizin
tespiti hala kulaklarımda çınlamakta;
“Abi bunu yapanların tamamı 15 Temmuz sürecinde
FETÖ’den işlem gördüler.”
Bu şu anlama gelmekteydi;
“Evet böyle bir sorun vardı ama bunun
dillendirilmesi ve meslekten birçok insanın ayrılmasını sağlamak için bir proje
olarak kullanıldı.”
Bir kısım doktor bu şekilde tasfiye edilmiş ve
kadroları FETÖ mensupları ile doldurulmuştu.
Yani anlayacağınız bugün ülkemizde genç tıp doktor
adaylarının ülkeden gitmek istediği meselesi kamuoyunda sürekli gündemde
tutuluyor,
Böylece ülkesinin geleceğine katkı sağlaması gereken
gençler materyalist bir bakışa sahip hale getiriyorlardı.
Daha genç yaşta bir ev bir araba alamıyoruz algısı ile
genç doktorlarımızın geleceklerine kara bir endişeyi nakşediyorlardı.
Hal bu ki Avrupa ülkeleri öyle düşünüldüğü gibi refah
içerisinde yaşayamıyordu.
Biri de çıkıp bu ülkelerin gerçek ekonomik
pozisyonlarını gençlerimize anlatmıyordu.
Avrupalılar tedavi için ülkemize akın etmekte.
Sağlık sektörü başta olmak üzere tüm alanlarda hizmet
devlet eliyle ücretsiz verilmekte.
Batıda öyle değil. Halk sağlık başta olmak üzere ücret
ödemekte.
Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Ekonomik kalkınma hep
birlikte olmalı.
Doktorumuz, mühendisimiz, öğretmenimiz, çöp toplayan
görevlimiz hep birlikte bu ülkede temel ihtiyaçlarının görülmesini hak
ediyorlar.
Türkiye dünya üzerinde var olan ekonomik daralmanın
etkisini yaşıyor.
Sanayileşmemiz yeni yeni yerli ve milli olmaya başladı.
Enerjide dışa bağımlılıktan yerli enerjiye kavuşma
imkanları bulmaya başladık.
Yakında bu alanlardan ihracat gelirlerimiz ülkeye
girmeye başlayacak.
Böylece ülkemizin milli gelir seviyesi artacak.
Artınca ne olacak, elbette her meslek grubuna olumlu olarak
yansıyacak.
Kısacası kanları ile bu ülkeye can verenlerin
torunları ülkemizin kalkınması için hep birlikte taşın altına elini koymalı.
Aksi takdirde bugünleri mumla arar hale gelebiliriz.
Gelecek nesillerimize daha refah bir ülke bırakmak
bizim elimizde.
Karar bizlerin, ne dersiniz?