Yeni Bir Başlangıç

Ülkeler için tarihi kırılma noktaları vardır. Bu zamanlardaki değişim ve dönüşümler ülkelerin ve milletlerin geleceğini tayin eder. Türkiye olarak bu değişimleri kısa zaman aralıkları halinde çok keskin olarak yaşadık. Son on beş yılda vuku bulan olaylara baktığımızda hani "direkten döndü" misali, ülke olarak kırılmaları olumlu yönde yaşadık. 2002 yılında başlayan bu direkten dönme hadiseleri hemen hemen her yıl farklı şekillerde tezahür etti.

Beş genel, üç yerel seçim, iki referandum ve bir cumhurbaşkanlığı seçimi yaşadığımız son on beş yılda bir bu kadar sıkıntılı anlarımız oldu. Ak Partiye kapatma davasından gezi olaylarına, 17-25 Aralıktan bombalı eylemlere, 367 garabetinden darbe planlarına ve en son 15 Temmuz ihanetine kadar hatırlamak istemediğimiz onlarca olay. Her biri bu ülke için kırılma noktası olmuştur.

2008 de Ak Partiye açılan kapatma davası farklı sonuçlansaydı ülkenin gidişatı olumsuz etkilenecekti. Gezi olaylarında çapulcular emellerine ulaşabilseydi Türkiye'nin bugünleri yaşanmaz hale gelirdi. 17-25 Aralıkta ülkeyi seçilmişlerle değil atanmışlarla yönetmeye kalkanlar başarsaydı bugünlerde demokrasiden söz edilemeyecekti. 15 Temmuzda bu millet hainlere dur demeseydi Türkiye diye bir ülkeden bahsedemeyecektik. Şer gibi gördüğümüz bu kırılma anlarının her biri ülkemizin gidişatında hayırlı sonuçlar doğurdu ve yüz yıldır devam eden maku00fbs talihimiz 16 Nisan referandumu ile yeni bir kırılma noktasına ulaştı.

Yedi düvele karşı verilen demokrasi mücadelesinde yine ülkemiz kazandı ve artık demokrasi yolunda yeni bir soluk ile yolumuza devam ediyoruz. Amerika'sından Fransa'sına, Almanya'sından Belçika'sına, Hollanda'sından İngiltere'sine, Batısından doğusuna kadar tüm dünyanın ülkemizdeki halk oylamasından "Hayır" çıkması adına adeta seferber olduğunu, kendini paraladığını göz önüne alırsak, "Evet" ile sonuçlanan referandum Türkiye ve Türk insanı için kazanılmış en büyük zaferdir.

Kendi içinde değerlendirilmesinin yapılması, Ak Partinin ve teşkilatlarının öz eleştiri yapması gerektiğini göz ardı edemeyiz elbette. Eksiksiz ve sorunsuz bir başarı olarak görmeden, il il, ilçe ilçe ve mahalle mahalle alınan sonuçların değerlendirilmesini, eski seçim sonuçları ile karşılaştırarak nerede yanlışların yapıldığını, teşkilatların ve partinin bu analizi iyi yapması lazım geldiğini bilmeliyiz. Başarıyı kendimize, başarısızlığı karşı tarafa yükleyerek yapacağımız değerlendirmeler sığ değerlendirmeler olacaktır ve kimseye faydası olmayacaktır. Kendimizi başarılı olarak göstermek için üretilen kaçamak cevapların bize faydadan çok zararı olacaktır. Bugün hatamızı göremeyip geçiştirirsek yarın karşımıza çıkacak sorunlarla baş etmemizin mümkünatı yoktur. İktidar partisi olarak on beş yıldır elde edilen başarıları ve hizmetleri küçümsemek haksızlık olacağı gibi o başarıların arkasına sığınıp eksikliklerimizi kapatmaya çalışmak ta yanlış olacaktır. Hatasız kul olmaz misali önemli olan hata yapmamak değil, o hataya bir daha düşmemektir.

Ülkenin doğu ve güney doğusunda alınan sonuçlar ile batısında alınan sonuçların iyi gözlemlenmesi gerekir. Gençlikten alınan sonuçlar ile orta yaş ve yaşlıların sonuca etkilerinin masaya yatırılması gerekir. Bu yola beraber çıkılan partilerin tavanlarındaki ses ile tabanlarının farklı görüşleri iyi analiz edilmelidir. Ak Parti'nin kendi içindeki kayıpların sebeplerinin iyi araştırılması ve eksikliklerin telafi edilmesi gerekir.

Her şey bir tarafa ülkemizin talihini ve geleceğini değiştirecek bir referandumu daha geride bıraktık. "Evet" kadar hayır diyenlerin de tercihi baş tacımızdır. Ancak sonucun "Evet" ten yana olması bu ülkenin kaderini tayin etme noktasında farklı sonuçlar doğuracaktır. Sadece koalisyonlardan kurtulması bile bu ülkeye çağ atlatacaktır.

16 Nisan Halk oylaması ile yeni bir başlangıç yaptık. Tarihinden aldığı güç ile geleceğe daha emin adımlarla yürümenin bir başlangıcı. Tarihin yüklediği misyonu daha bir bilinçle omuzlarında hissederek insanlığa hizmet etme anlamında bir başlangıç. Bu başlangıca sebep olan tüm siyasi parti ve mensuplarını tebrik etmek gerekir. Güçlü Türkiye'nin oluşumunda bu yapının temellerine kim bir taş koyduysa onu baş tacı yaparak ama karşı olanları da anlayarak ve beklentilerine cevap verecek şekilde yürünecek bu yolda daha güzel günler görmek ümidiyleu2026