Yeminli Erdoğan düşmanları
Yeminli Erdoğan düşmanlığı üzerinden vatanımıza yani namusumuza çok zalimce ve acımasız bir şekilde her yerden saldırıyorlar. Varsın ülke yansın, bölünürse bölünsün, darbe ve sıkıyönetim olursa da olsun yeter ki; "Ülke diz çöksün, Recep Tayyip Erdoğan devrilsin" ihanetine düştüler. İnsani, vicdani ve ahlaki hiçbir kural, kaide ve değer tanımadan saldırıyorlar. Bu nasıl bir kin, bu nasıl bir ihtiras, bu nasıl bir öfke ve kötü ruh hali anlamak mümkün değildir. Hiçbir insani ve vicdani değer bu saldırıları durduramıyor. Ne acıma kalmış, ne merhamet ne şefkat kalmış ne de muhabbet. Tüm değerleri yitirmişler ve fütursuzca tüketmişler. Bu zalimlerin acımasız yönleri ve kural tanımaz oyunları bitmiyor ancak bizim insanlık yanımız yani sol yanımız yoruldukça yoruluyor, yüreğimiz darlandıkça darlanıyor.
Emir büyük yerden, destek ve silah da aynı yerden. Bilindik düşmanın hançeri adama batsa da koymaz amma dost görünen müttefiklerin ihanet tuzağı adamın nefesini keser, kalbini orta yerinden vurur. "Hendek ve çukurlara gömmek istediler bizi ve kardeşliğimizi. 15 Temmuz ihanetiyle içten işgal etmeye, diz çöktürmeye, ülkenin yeniden haritalarını çizmeye çalıştılar aynı üst akıllar." Oysa haçlı savaşlarında, Moğol istilasında, 1.Dünya harbinde ve son olarak 15 temmuz istiklal ve istikbal ruhunda gösterildi ki, bu millet bu vatanı, birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde canı pahasına koruyarak kaos ve kargaşaya teslim etmeyecektir, kapatılan yüzyıllık parantezi tekrardan açtırmayacaktır.
Tüm bu oyun ve tuzaklara karşı da bizler ihanet ve gafletin en büyük kozu olan etnik ve mezhepsel ayrıştırma ve birbirine düşürme tuzağına düşmeyeceğiz. Bu ülkeyi birlik ve kardeşlik ruhu içerisinde diri ve dik tutacağız. Allah rızası için birbirimize merhamet edeceğiz, etnik ve mezhepsel temele dayalı ötekileştirici, kin ve nefret kusucu söz ve eylemlerden uzak duracağız. Dedelerimizin bizlere müşterek miras bıraktığı " Çanakkale kardeşliği ruhunu" ve " 15 Temmuz istikbal ve istiklal ruhunu" ülkenin tüm yanına yaymaya çalışacağız. Bayrak, ezan, vatan ve şehit gibi bizi büyük biz yapan ortak değerlerimize sahip çıkacağız, onları çimento gibi sağlam tutacağız.
Kürdü de seveceğiz, Türkü de. Kürtçeyi de seveceğiz, Türkçeyi de. Türkün ölümüne sevinen Kürde, Kürdün ölümüne sevinen Türke korkmadan karşı çıkacağız. Kim ki "dini, dili fark etmez bizi biz yapan ortak milli değerlerimizi savunanlara saldırıyorsa" ona karşı geleceğiz, kim ki "dava vatandır, vatan da namustur, namusa sahip çıkma zamanı" diyorsa da onu da göz bebeğimiz gibi koruyacağız.
Kim ki ayrılıkları körüklüyor, farklılıkların sinir uçlarını kaşıyorsa bilin ki o kötü niyetlidir, ona karşı çıkacağız. Karamsar olmayacağız. Bu ülke en başta 15 Temmuz gibi bir tarihi ihanet sürecini atlattı, bugün yaşadıklarımızı da atlatacağız. Çok dua edip, yorulmadan çalışmayı da ihmal etmeyeceğiz. Küresel emperyalizme başkaldıran, isyan ve itiraz eden başta Reis-i Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan'a, öncü kadrolara ve vatanımıza sahip çıkacağız, en kritik ve riskli zamanlarda onların çağrılarına da iştirak edeceğiz.
Önümüzde çok tarihi ve kritik bir seçim var. Varlık ve yokluk mücadelesi. Kötü ve kötülüklerin değil iyi ve iyiliklerin kazanması gereken bir seçim. Böyle riskli ve kritik zamanlarda yel değirmeni gibi rüzgara göre yön değiştiren devrin adamlarına değil, 15 Temmuz'da, hendek ve çukur olaylarında bölgede dik ve cesur duran, başka partilerden de duruşuyla, birikimiyle ve vizyonuyla oy alabilecek dava adamlarına destek olacağız, ellerinden tutacağız, vatanseverlerin de sesi olacağız. Zalimlere karşı daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde dik duracağız, daima hazır, örgütlü ve uyanık olacağız. Rabbimizden de kardeşin kardeşe düşmemesi için, fitne ateşinin sönmesi için, musibet ve şerlerin defi için, ülkemizi ve aziz milletimizi yerin altından ve yerin üstünden gelecek şer ve musibetlerden koruması için, kalbimize de daha fazla merhamet tohumlarını ekmesi için de çok ama çok dua edeceğiz.