Yedi şair Malatya'da
Malatya Yeşilyurt Belediyesi ve Eğitim Bir-Sen Malatya 1 No’ lu şubesi ortaklığıyla fikir mimarlığını yaptığım ‘’Aileyi Korumak Fethimizdir’’ projesi 03.12.2021 tarihinde yine güzel bir programa ev sahipliği yaptı.
‘’Fetih aileden
başlar’’ diyerek aile kalemize dikkat çektiğimiz projede, geçen yıl içinde
71 yazar çizerden oluşan kitap çalışmamızı oluşturmanın mutluluğunu yaşadık. Bu
yıl da, projeyi her ay bir programla taçlandırıyoruz.
İlk
programımızda; ailede sözlü kültürün önemi, masal, hikâye ve aile bireyleri ile
bir arada yapılacak etkinliklerin önemi dedik, yavrularımızı masal yazarlarıyla
buluşturduk. İkinci programda ailede iletişim, aile kurumunun ehemmiyetine
yönelik bir panel gerçekleştirdik.
Bu ayda
Sezai Karakoç’a bir vefa ile aileye dikkat çeken bir şiir dinletisi sunduk.
Programa
konuklarımızdan şair Nurullah Genç, aile olmanın önemine dikkat çekerek
anılarıyla, şiiriyle duygusal anlar yarattı. Ankara’dan şair Ali Sali, Tokat’tan
şair Mustafa Uçurum, Malatya’dan şair Aziz Kağan Güneş,
Ordu’dan şair Gökhan Akçiçek, İstanbul’dan şair Serap Kadıoğlu ve
ev sahibi olarak ben şiirlerimizi seslendirdik. Şiirin hassas ve ince ruhuyla
gönüller dinlendi, Malatya’da bu vesileyle yoğun katılımlı bir akşam yaşandı.
Özlediğimiz bu tür etkinliklerin bir sosyal sorumlulukla bütünleşmesi, sanatla
sunulması toplumsal olarak güzel dönüşlere vesile oldu.
Her türlü
güzelliğin, zeminin aile ise her türlü tehdit ve tehlikeden azade olduğu sürece
verilen tüm hizmetler, emekler anlam bulacaktır. Sanatın tüm alanlarını
kullanarak biricik ve son kalemiz aileyi korumaya, sağlam tutmaya yönelik
çalışmalarımız peyderpey devam edecektir.
Diriliş
eri, şair, yazar, mütefekkir bir Sezai Karakoç geçti ülkemizden. Davası, fikri,
zikri olan kalbinde şiirce inceliği olan… Böyle yüce gönüllü insanların
yetişmesinde, ailenin bilhassa annenin ehemmiyetine dikkat çekmek isterim.
Kudüs şairi Nuri Pakdil Kudüs sevdasını çocuklukta annesinden aldığını söyler. ‘’Gel
anne ol, çünkü anne bir çocuktan bir Kudüs yapar’ ’dizelerinden nice mana çıkar
aileye dair.
Sezai
Karakoç’unda ‘’çocukluğumuz’’ adlı şiirini okurken bir annenin, bir çocuğun
yüreğine yüklediği ulvi duyguları mısra mısra hissettim. Bu şiirin içinde geçen
gibi çocukluğu ve ailesi olan bireyler nice Sezai Karakoç’ların yetişmesinde
zemin olacaktır belki de…
Allah’ın şah
damarımızdan daha yakın olduğunu öğreten bir anne, Hz. Ali’yi ve haksızlıklarla
mücadeleyi anlatan bir baba, diriliş nesli yetiştirme ruhuna sahip bir fikir
adamının zemini olmuşlar ailesi olarak. Küçücük bir çocukken dokumuşlar ilmek
ilmek kalbini nice inceliklerle. Ve sonrasında toplumu kucaklayan bir evlat
sunmuşlar topluma. programımızda okuduğum bu güzel şiiri burada da sunalım.Ailemiz
daim en yüce kalemiz olsun vesselam…
Annemin bana öğrettiği ilk kelime
Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde
Annem bana gülü şöyle öğretti
Gül, Onun, o sonsuz iyilik güneşinin teriydi
Annem gizli gizli ağlardı dilinde Yunus
Ağaçlar ağlardı, gök koyulaşırdı, güneş ve ay mahpus
Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde
Binmiş gelirdi Ali bir kırata
Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından
Asya’da, Afrika’da, geçmişte gelecekte
Biz o atın tozuna kapanır ağlardık
Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü
Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü
Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman
Ali olmak bir hedef her çocukta
Babam lambanın ışığında okurdu
Kaleler kuşatırdık, bir mümin ölse ağlardık
Fetihlerde bayram yapardık
İslam bir sevinçti kaplardı içimizi
Peygamberin günümüzde küçük sahabeleri biz çocuklardık
Bedir’i, Hayber’i, Mekke’yi özlerdik, sabaha kadar uyumazdık
Mekke’nin derin kuyulardan iniltisi gelirdi
Kediler mangalın altında uyurdu
Biz küllenmiş ekmekler yerdik razı
İnanmış adamların övüncüyle
Sabırla beklerdik geceleri
Şimdi hiçbirinden eser yok
Gitti o geceler o cenk kitapları
Dağıldı kalelerin önündeki askerler
Çocukluk güzün dökülen yapraklar gibi