Yedi İklim dergisinden Sezai Karakoç'a armağan sayı
“Benim yalnızlığımdan
Damıtılmış çeşmeler
Kurumuş unutulmuş
Çeşmelerin akışıyım
İnsanlık içinde” (Çeşmeler Şiiri, S. Karakoç)
“ Kitap fazla ciddi, gazete fazla sorumsuz. Dergi, hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür” diye bahseder dergilerden Cemil Meriç ‘ Bu Ülke’ adlı kitabında.
Yazar adayları ve has edebiyatın taliplileri okur için edebiyat dergileri adeta bir mektep ve ocak görevi görürler. Yüreği heyecan ile çarpan genç yazar adayları dergilerin kapılarına geldiklerinde, köklü, soylu ve erdemli bir medeniyet yürüyüşüne de çıkmış olurlar. Çünkü her dergi bir ocak, tedrisatından geçen genç yazar adayı için adeta bir dergâh gibidir. Önden yürüyen üstatlar, dergi editörleri, şairler, öykü – hikâye yazarları genç yazar adayları için verimli ve sağlam bir yoldurlar daima…
Dergiler sanat, edebiyat ve kültür iklimimize her ay yepyeni heyecanlar ve umutlarla dopdolu akarlar durmaksızın. Kültür ve Edebiyat Dergileri, her ay yeni dirilişlere ve muştulara gebe duru ırmaklar gibi öylece kültür iklimimizi yeşertirler.
Bizim yolumuz bu dergilerden geçmiştir. Yazarlığa ilk adım heyecanını bu dergilerin kapılarını aşındırarak yaşadık. Değerli üstatların izinden nice sabır ve meşakkat dolu yolu takip ederek yol almaya çalıştık. Sosyal medya ağlarını örmemişti bizim gençliğimizde, sanal edebiyat iklimi, söz kirliliği böylesine ayartan hal ile yoktu günlerimizde.
Heyecanla kapısını tıklattığımız dergiler ve gözlerinin içine baktığımız yazar ağabeylerimiz, üstatlarımız vardı. Ömürlerine bereket hala o dergiler bir kale gibi dimdik duruyorlar. Her bir dergi kendi membaında gürül gürül akan ırmaklar gibi has yazarı ve has okuru besliyor, yeşertiyor. Ve has yazarlar bu büyük, köklü dergilerin terbiyesinde yetişirken ulu çınarlar gibi derin köklerini salıyorlar toprağın derinliklerine… Kolay olmuyor elbet has edebiyatın bu topraklarda mayalanması hiç kolay olmuyor. Ama arayanların, köklü, derin, geleneğe yaslı ve geleceğe uzanan has edebiyatın müdavimlerinin yolu mutlaka bu dergilerden geçiyor
Her çağın öncü isimleri vardır. Medeniyet yürüyüşünüzde mihmandarlık yapan, zorlu zamanlarda düşünceleri ve sanatı ile ışık olan bu şahsiyetler her çağda damgasını vurmuş mümtaz şahsiyetlerdir. Yunus’tur, Mevlana’dır, Şeyh Galip’dir, Dede Efendi’dir bu liste uzar gider…
Yaşadığı çağa damgasını vurmuş nice şairler, yazarlar gelip geçmişlerdir dünya üzerinden. Yaşadığı çağa tanıklık yaparak yazdıkları ve yaşadıkları ile iz bırakmış olan büyük sanatkârlar eserleri ile seslenişlerini hem yaşadıkları döneme hem de daha sonraki dönemlere yaparlar.
Üstat Sezai Karakoç’un yaşadığı bir dönemde yaşamış olmak, aynı göğün altında nefes alıp vermek, aynı şehirde onunla beraber yaşadığını bilmek büyük bir lütuf ve anlatılamayacak derecede bizim için onurlu bir durumdur. Aynı çağda yaşadığımız, coğrafyamızdaki acı ve sevinçleri yaşarken ortak bir kaderi duyumsadığımız büyük sanatkâr kuşkusuz bu zamanların Mevlana’sı, Yunus’u, gibi kendi çağına ve kendinden sonraki zamanlara büyük izler bırakacak olan şiirleri ve yazıları ile adeta bir medeniyet tasavvuru oluşturmuş, kıymetli bir büyük bir sanatçıdır.
Büyük bir şair olması hasebiyle sözün zirvesinde, sözün en üst makamında yıllardır büyük mücadeleyle oluşturduğu şiir medeniyeti kuşkusuz arkasından gelen kuşaklara eşsiz bir izlek oluşturacaktır.
Yedi İklim Dergisi dile kolay 368 sayıdır okuyucu ile buluşur. Dergiler açılır kapanır, edebiyat ortamları, çeteleşmeler derken o hep kadim bir dua gibi aynı yerinde nesil nesil edebiyatçıları yetiştirir. İzleğini sürdüğü Diriliş düşüncesinin mimarı Üstad Sezai Karakoç için Kasım ayı sayısını armağan sayı olarak neşretti.
Kapakta Mustafa Cemil Efe’nin Hüsn – i Hat çalışması çok özel çok kıymetli bir değer katmış. Eşsiz bir kaynak niteliğinde olan armağan sayının tüm yazarlarını buraya yazmam mümkün değil. Birkaç isimden bahsedebilirim…
İsmail Kıllıoğlu: Uygarlığa Bakış, Osman Bayraktar; Yitik Cennet: Üç Bakış, Ali Haydar Haksal; Düşüncenin Yenilenişi: Diriliş Ekolü, Nurettin Durman; Sezai Karakoç Güzellemesi, Turan Karataş; Sezai Karakoç’u ‘Yeniden Okumak’, Mustafa Özel; Sezai Karakoç Şiirinin Kur’anî Referansları, Durali Yılmaz; Sezai Karakoç ile İlk Karşılaşma, Abdullah Harmancı; Bozgunda Bir Sezai Karakoç Rüyası, Yasin Doğru; Sezai Karakoç Şiirinde Çocuk Ve Anne, Mehmet Kahraman; Türk Şiirinin Şiiriyeti Kaybediş Serüveni ve Sezai Karakoç, İbrahim Eryiğit; Sezai Karakoç Şiirlerinde Geometri, Ahmet Sarı; Sezai Karakoç’un Hızırla Kırk Saat İsimli Kitabında Kur’an’ı Kerim’e Dair Referanslar, Ali Sali; “Ötesini Söylemeyeceğim” Şiirini Cezayir ve Tunus Yazıları Bağlamında Okuma Denemesi, Ömer Hatunoğlu; İslâm ve İslam’ın Dirilişi, Osman Koca; Meydan Ortaya Çıktığında Portreler Yahut Sezai Karakoç Hikâyeciliği…
Çok değerli yazarların çalışmalarının bulunduğu Yedi İklim Sezai Karakoç Armağan sayısı okurlarını bekliyor efendim… Emeği geçenleri, katkı sunanları gönülden kutluyorum.
Önümüzdeki günlerde medeniyet yürüyüşümüze, edebiyat iklimine büyük katkı sunun yeni çıkan dergileri tanıtmaya devam edeceğiz…