Yüce Rabbimiz “Biz insanı en
güzel surette yarattık” (Tin:4) buyuruyor. Ve yine “…size sûret/ şekil
verip de sûretlerinizi güzel yapan Allah’tır…” (Mü’min, 64) buyuruyor.
Çünkü“…şânı yüce olan Allah yaratıcıların en güzelidir” (Mü’minûn,14)
buyrulmaktadır.
Yaratıcıların en güzeli, şanı
yüce olan Allah, insanı en güzel surette yaratmış ve âlemin gözbebeği
yapmıştır. İnsanoğlunun amansız düşmanı şeytan ise bunu değiştirmek için
kıyamete kadar uğraşacaktır. En güzel surette yaratılan insanın görevi ise “Ben
cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.”
(Zâriyat, 56). Ayeti kerimesinde saklıdır. Bu sırra erebilmek için kişinin
uyması gereken kurallar bütünü de Kur’an’ı Kerim’dir.
Allah(cc) insanı diğer
mahlûkattan farklı tutmuş, “…Allah onları sever, onlar da Allâh’ı severler…” (el-Mâide,
54) buyruğuyla onu sevmiş ve “Allah Teâlâ kullarına çok şefkatli ve
merhametlidir.” (el-Bakara, 207; Âl-i İmrân, 30) buyruğuyla ona
merhamet etmiştir. “O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi
katından (bir lûtuf olmak üzere) size âmâde kılmıştır.” (Câsiye,
13) buyruğuyla etrafındaki her şeyi onun hizmetine sunmuş ve ona çok farklı
ikramlarda bulunmuştur.
Ehlini geçindirmek için helalinden
çalışan, dilencilik ve haram kazançtan kaçınan, helâl
peşinde koşan, dünyaya karşı zâhid davranan, karşısındakine
müsâmaha gösteren, farz ve nâfile ibadetlere devam eden,
işini en güzel şekilde yapan, insanlara faydalı ve cömert davranan, duâdan geri kalmayan, Allah
için seven, Allah için ziyaretleşen, dost ve akrabalarıyla iyi geçinen kişilere Allah muhabbetle muâmele etmektedir.
Cenâb-ı Hak bütün bunlara
karşılık sevdiği kişilerin özelliklerini de Kur’an-ı Kerim’de bildirmiştir.
Bunların başında adalet gelir.
Allah adil olanları sever. “Eğer hüküm verirsen aralarında
adaletle hükmet. Şüphesiz Allah âdil olanları sever.” (Mâide; 42)
İkincisi içi dışı temiz
olanlardır. “Allah çok tövbe edenleri sever ve içi dışı temiz
olanları sever.” (Bakara; 222)
Üçüncüsü ihsan sahipleridir.
“Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.
İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever.” (Bakara; 195)
Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği diğer bir
grup insan ise sabredenlerdir. “Nice peygamber vardır ki
onunla birlikte birçok Allah erleri savaştılar. Allah yolunda başlarına
gelenlerden ötürü gevşemediler, yılmadılar, boyun eğmediler. Allah,
sabredenleri sever.” (Âl-i İmrân; 146)
Allah kendisine güvenen, tevekkül
eden kullarını sever. “Sen onlara sırf Allah’ın lütfu sayesinde
yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından
dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında
onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine
güvenenleri sever.” (Âl-i İmrân;
159)
İşini güzel yapan, işine önem
veren kişiler Allah’ın sevdiği kullardır. Takva sahibi olanlar da
bu minvalde sevilen kullardır. “Hayır, öyle değil! Her kim ahdine vefa
gösterir ve günah işlemekten sakınırsa, bilsin ki Allah o sakınanları sever.” (Âl-i İmrân; 76)
Son olarak ise tövbe
edenleri sayabiliriz. “Ancak tövbe edenler, kendilerini düzeltenler
ve gerçeği açıkça ifade edenler bunun dışındadır. İşte bunların tövbesini kabul
edeceğim. Doğrusu ben tövbeleri kabul eden ve rahmeti bol olanım.” (Bakara; 160)
Bu yedi kısım insandan olabilmek
ümidiyle…