Yaz Sıcağına Karşı En Etkili Çare: YAYLALAR
Şehirlerde hayat sıkıntılı ve yorucudur. Kalabalık ortamlar, sıkışık trafik, gürültü ve kirlenmiş hava bizi zorlar. Yoğun geçen çalışma devresinden sonra insanlar tatile ihtiyaç duyarlar ve başka yörelere giderler.
Günümüzde çalışıp yorulanlar tatil diye sıcak deniz kıyılarında kavrulmaya istekli oluyor nedense. Halbuki yine ortam genellikle kalabalıktır, trafik sıkışıktır. Akşamları müzik diye ağır bir gürültü ortalığı sarar.
Halbuki Anadolu insanı asırlardır yayla geleneğini sürdürür. Kışın kışlıklarda geçirilir., bahar olunca yaylalara göç edilir. Yaylalar dağlık alanlardaki ovalara verilen addır. Vadilerle ayrılmış, düz veya hafif engebeli arazilerdir. Deniz seviyesinden en az 500 metre yüksekten başlarlar. Sağlıklı, serin ve bol oksijenli havasıyla yaz mevsimi geçirmek için aslında ideal yerlerdir yaylalar.
Kavurucu yaz sıcağının bütün şiddeti ile hissedildiği, sıcaklığın gölgede 40 dereceyi geçtiği, rutubet oranının yükseldiği, insanların adeta nefes almakta zorlandığı yaz günlerinde, yaylalar yöre insanları için adeta bir can simidi niteliğini taşır.
Yayla evleri genelde ahşaptan yapılmıştır. Uzaktan bakıldığında her bir yayla evi yeşil bir sonsuzluk içinde yüzüyor gibi gelir. İnsan kendini yemyeşil bir okyanusa girmiş gibi hisseder. Yeşilin her çeşit tonu gözümüzü okşar, zihnimize süku00fbnet aşılar. Değişik renk ve kokuya sahip çeşit çeşit rengarenk çiçekler, daldan dala konan kelebekler, dağlardan çağlayarak inen coşkulu ve berrak akarsularla yaylalar gerecekten harikuladedir.
Ciğerlerimize kirlenmemiş tertemiz oksijen soluyabilir, deliksiz bir uyku çekebiliriz.
Ormanda yürüyüş yaparken, kuş cıvıltılarından ve kıvrılarak akan derelerin çağıltısından başka ses duyamayız. Namazları güzelim yayla camilerinde kılmak ayrı bir zevktir.
Yaylada daha iştahlı olduğumuz ve yediğimiz nimetin daha çok tadına vardığımız dikkatimizi çeker. Ayrıca yayla gıdaları saf, doğal ve lezzetlidir de. Hilesiz balı, sütü ve peyniri ile midemiz bayram yapacaktır.
Günümüz insanları egzoz dumanıyla kirlenmiş gürültülü ve kalabalık şehir kargaşasından sıyrılıp sislerle dumanlanmış karlı zirveleriyle dağlara, masal diyarı yaylalara gitmeliler. Yeşilin her çeşit tonuyla, kuşuyla, çiçeğiyle, şelalesi ve gölcükleriyle yaylalar bizi şaşırtır, şehir yaşantısından koparır, alır kendine çeker. Hiç görmediğimiz, hayal dahi etmediğimiz renkleri, kuş cıvıltılarını, çiçeklerin hışırtılarını hayretle izleriz. Şehirden kaçıp tabiatın cömert kucağına sığınmışızdır.
Yapılan incelemeler, insanoğlunun bedeni ve ruhu için aradığı huzuru bulabildiği tek yerin dağlar olduğunu gösteriyor. Taii güzellikleri, temiz havası ve mistik atmosferi ile insanın dünyaya bakış açısını değiştiren dağlar, bol ve saf oksijeni ile de zihinleri açıyor. Alman Bunte dergisinde çıkan bir habere göre, dünyanın çeşitli dağlık bölgelerinde incelemeler yapan bilim adamları, yükseklerdeki atmosferin en maddeci insanlar üzerinde bile metafizik bir etki bıraktığını, bedeni dinçleştirdiğini ve zihni daha iyi çalıştırdığını tespit ettiler. Bunte dergisine konu ile ilgili bir açıklama yapan Psikolog Jens Corssen, "Dağlardaki eşsiz güzellikler, debdebeden uzak, mükemmel doğal denge, güneşin ve bulutların arasında yürüyüp, o eşsiz tazeliği içinde hissetmek, insanın dünyaya bakışını sorguluyor. Kendinizi yeniden doğmuş gibi hissediyorsunuz" diyor.
Dağlarda kalp atışı, kan dolaşımı ve soluk alıp verme hızlanıyor, canlanıyor. Vücudun dengesini sağlayan sinir sistemi rahatlıyor, adeta oksijen banyosu yapıyor. Beyin hücreleri daha iyi çalışıyor, bunun sonucu olarak zihin açılıyor. Astım hastalarının soluklanması düzene giriyor ve kullandıkları ilaçları bırakıyorlar.
Yaylalar, bakir tabiatın kirlenmemiş havasını, billur gibi soğuk suları, yazın en sıcak günlerde bile ferahlatıcı serinliği, büyüleyici güzellikte manzaraları, hormonsuz ve dalında yavaş yavaş olgunlaşan meyveleri, tabii ortamlarında yetişen hayvanlardan elde edilen ve yapılan gıdaları da sunarlar. Tabiatı bozulmamış bir çevrede yaşayan binbir çeşit yabani hayvan ve bitki, insanı gerçek dünyanın bir paçası kılar
Sıcak yaz günleri esintili yaylalarla bizi nimete boğan, aynı anda iki mevsimi kullarını sunan Rabbimize şükürler olsun.