Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Eylül 2020

​Yavuz Sultan Selim

Cihangir padişah Fatih Sultan Mehmed’in torunu, Kanuni Sultan Süleyman’ın babası Yavuz Sultan Selim’in vefatının 500. Yıldönümünü idrak ediyoruz. Tahtta bulunduğu sekiz yıl gibi kısa bir sürede Osmanlı Devleti’nin topraklarını birkaç misli çoğaltan Yavuz Sultan Selim, kararlı, dirayetli, cesur ve yiğit kişiliğiyle de Osmanlı padişahları arasında ilk öne çıkanlardandır.

İkinci Bayezid’in oğlu. Annesi Ayşe Gülbahar Hatun. 10 Ekim 1470 tarihinde doğdu, 22 Eylül 1520 tarihinde Rabbine kavuştu. 1512-1520 yılları arasındaki saltanatı sadece sekiz sene sürmüştü.Yavuz Sultan Selim, Osmanlı Devleti’nin en kudretli, geniş ufuklu ve büyük padişahlarındandır. Onun kısa zamanda yaptığı işler, kazandığı zaferler ve elde ettiği başarılar, olağanüstü derecededir. Dedesi Fatih Sultan Mehmed gibi, âlimlere çok büyük saygı gösteren ve gece gündüz kitap okuyup bilgisini artıran Yavuz, sanatkâr yönüyle de temayüz etmiş, hafızalarda yer eden şiirlere imza atmıştır.

Yavuz Sultan Selim, Anadolu’da huzur ve birliğini sağlamasıyla, Çaldıran ve Ridaniye zaferleriyle, Güneydoğu illerini Osmanlı’ya bağlamasıyla, Arap İslam ülkelerini imparatorluktopraklarına katmasıyla, Suriye ve Mısır topraklarını fethetmesiyle bir cihan padişahı olduğunu göstermiştir. 50 yıllık kısa ömründe 8 yıl saltanat süren, padişahlığı döneminde Devlet-i Âliye’yi şahlandıran ve Osmanlı’ya “İslam dünyasının liderliği”ni kazandıran padişahımızın hayatı, ibretamiz sahnelerde doludur. İsyanların üstüne gidip yiğitçe püskürten, ayaklanmaları mertçe bastıran, fitne odaklarının faaliyetlerini zeki ve kudretli şahsiyetiyle durduran Yavuz Sultan Selim’in Osmanlı’yakazandırdığı ‘Halifelik’ müessesesine verdiği büyük değer, “Hâdim’ül Haremeyn” ifadesiyle kendisini bulmuş ve şöhret bulmuştur.

Büyük padişah, daha 500 yıl öncesinden Müslümanların temel derdini, ortak sıkıntısını ve giderilemeyen ıstırabını tespit etmiş, ihtilaflara karşı birliğe ve ittihada davet etmişti. Kur’an-ı Kerim’de geçen “Müminlerin kardeşliği”ne sık sık vurgu yapmıştı. Selimî müstear adıyla güçlü şiirleri bulunan Yavuz Sultan Selim bir dörtlüğünde şöyle diyordu:

İhtilâf ü tefrika endişesi,

Kûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni;

İttihadken savlet-i a’dayıdef’a çaremiz,

İttihad etmezse millet, dağdar eyler beni…

Osmanlı Devlet EbedMüddet’inKoca Padişahı, Müslümanlar arasındaki ayrılık endişesinin kabrindeki köşesinde bile onu üzeceğini belirtiyor ve düşmana karşı tek çarenin birlikten geçtiğini söylüyordu. Bu ittihadın sağlanmaması hâlinde ‘dağdar’ bir şekilde perişan olacağını söylüyordu. “İttihad-ı İslam” düşüncesinin bir bakıma fikir babası diyebileceğimiz Yavuz, daha o tarihlerden asıl büyük tehlikeyi görmüş ve hâl çaresini de yeryüzündeki bütün Müslümanlara göstermişti.

Ecel vaktinin yaklaştığı sıralarda yardımcısı “Hasan Can”ın “Sultanım şimdi Allah ile olma vaktidir.” sözüne celalli hâliyle “Bre Hasan Can, sen şimdiye kadar bizi kiminle bilirdin!” sözü de unutulmayacak, ibretli ve hikmetli bir söz olarak hafızalarda yerini koruyor. Diğer bütün padişahlarımız gibi Yavuz Sultan Selim Han’ı da rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum. Ruhu şad, kabri nur, mekânı cennet, menzili mübarek, makamı âli olsun.

Yavuz Sultan Selim’in aynı adı taşıyan Fatih’teki camiinde türbesini ziyaret etme vaktidir. Bu konuda kaleme alınmış eserlerden biri de Talip Arışahin Hocamızın Mihrabad Yayınları’ndan çıkan Yavuz Sultan Selimisimli eseridir. Bütün okuyucularımıza tavsiye ediyorum.