Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Kasım 2024

​Yasal Maskelerle Toplumun Çöküşü

Son günlerde medyada yankı bulan yasa dışı kumar haberleri, hepimizi derinden sarsıyor. Özellikle sanat dünyasının tanınan isimlerinin bu yasa dışı faaliyetlere karıştığına dair çıkan bilgilere şaşırmadık. Mesele sadece bir grup sanatçının adının bu tür haberlerde geçmesiyle sınırlı değil. Asıl üzerinde durulması gereken konu, kumarın toplum üzerindeki yıkıcı etkileri ve kumar oynama kültürünün her boyutuyla ele alınmasıdır.

Yasa dışı kumar, adından da anlaşılacağı gibi, bir suçtur. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılmış, cezai yaptırımlar devreye girmiştir. Gerekli adımların atıldığını, yetkililerin gerekeni yaptığını düşündüğümüz bir noktada sorulması gereken şudur: “Yasal kumar masum mudur?” Cevabımız -kesinlikle- ‘Hayır’dır.

Kumar ne yasal ne de yasa dışı haliyle, herhangi bir toplumu ayakta tutacak bir faaliyet değildir. Her iki türü de hayatın içinde yer alan bir ilaç gibi görünüp aslında toplumu zehirleyen bir hastalıktır. Yasal kumar, insanların hayatına yüksek riskler ve belirsizlikler katar. Yasa dışı kumar gibi, legal olanı da haneleri saran borçları, ailesel çatışmaları, bireysel çöküşleri tetikler. Yani yasal kumar, devletin denetimindeki ‘legal’ maskesiyle kurumsal bir görünüm kazanır ama işleyişi toplumun alt sınıflarını hedef alır.

Dinimizde haram kabul edilmiştir. İslam'ın öğretilerine göre, kumar oynamak insanın hem maddi hem de manevi olarak zarara uğramasına yol açar. Allah, Kur'an-ı Kerim'de kumardan uzak durmamızı emretmiştir.

Yasa dışı kumar, toplumda daha derin bir çürümeyi başlatan gizli bir tehlikedir. Organizasyonlar, suç çeteleri, kara para aklama gibi illegal işlerin odağı haline gelir. Bu da topyekûn güvenlik tehditleri oluşturur.

Unutulmamalıdır ki, yasal kumar da sadece maddi kayıplara yol açmaz; kumarın insan üzerinde yarattığı psikolojik baskı, toplumda sevgi ve saygı bağlarını zayıflatır. Birçok insan, “kolay yoldan zengin olma” hayaliyle kumara sarılır, ama bu hayallerini gerçeğe dönüştüremezler. Sonunda, kumarın pençesinden kurtulmaya çalışan bu insanlar, ailedir, çevredir, işyerleridir; kısacası toplumu oluşturan tüm birimlerdir.

Kumar insanın iradesine ve değerlerine ihanet eder. Aileleri yok eder, emekleri heba eder ve toplumda derin yaralar açar. Yasal kumarın da sadece adının önündeki ‘yasal’ kelimesinin ona verilen müsamahanın topluma uzun vadede bir fayda sağlamayacağını unutmamalıyız. Toplumda kumar kültürünü beslemek yerine, bu illetin tüm şekilleriyle mücadele etmek, sadece suçluları cezalandırmakla kalmayıp, farkındalık oluşturmak gereklidir.

Kumara karşı alacağımız önlemler yalnızca cezai değil, kültürel ve toplumsal olmalıdır. Toplumda kumarın her türüne karşı bir bilinç oluşturmak, bu illete karşı verdiğimiz en büyük mücadele olacaktır. Herkesin kendi evinde huzur içinde yaşaması, çocuklarının güzel bir geleceğe sahip olması, sadece suçlulara ceza vermekle değil, toplumsal bilinçle mümkündür. Dinimiz, kültürümüz ve değerlerimiz kumar gibi zararlı alışkanlıkları yasaklamaktadır. Zira, unutulmasın ki kumar oynamak, aileyi, fertleri, hatta tüm toplumu kıskacına alarak büyük belalar getirir.