Dolar (USD)
35.34
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
3004.40
BIST 100
10048.48
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Eylül 2018

Yaş Günü Yaş İş

Körü körüne batı taklitçiliğinin geldiği nokta malum… Ailenin yok oluşa doğru hızla yuvarlanması… Komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin neredeyse tükenmesi… Anne baba hukuku, büyük küçük arası sevgi saygı, şefkat ve merhametin ciddi oranda aşınması… Ahlaki yozlaşmada, “bu kadar da olmaz” denecek sayısız örnekler… Bencillik, dünyevileşme, modernite ve daha nice toplumsal felaketler…

Peki, tüm bunlara nasıl gelindi? Toplumsal değişimler hemen olmaz. Aşama aşama, yavaş yavaş, sindire dindire olur. Bu iyiye doğru değişimde de kötüye doğru değişimde de böyledir. Ancak takdir edersiniz ki; iyiye doğru değişim daha sancılı, zor ve yavaş ilerler. Ama kötüye doğru değişim çok daha hızlı ve hoyratçadır. Çünkü kötülükler genel olarak caziptir. Nitekim Resulullah (sas) bu gerçeğe çok net bir şekilde işaret etmiştir. “Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet de nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır.” (Buhârî, Rikâk, 28; Müslim, Cennet, 1)

Değişim moduna girmiş olanlar çoğu kere bunun farkında dahi olmazlar. Onlar hep kendilerini eski doğal “natürel” halleri üzere görürler. Hâlbuki işten içe eridiklerini bilmezler. Bunların büyük bir kısmı, tamamen başka bir kişiliğe, hatta inanca tahvil eder, bir kısmıysa kişiliğini kaybettiğini fark eder ama artık çok geç olmuştur. Ancak çok azı tekrar aslına rücu eder.

İşte şu anda toplumu, hatta ümmeti tehdit eden batı kültürüne de böyle yavaş yavaş gelindi. Şu anda ümmetin nesli içerisinde, ateizm, deizm, hoşgörizm, kapitalizm, komünizm, sosyalizm vs. fikirlere ram olmuş mebzul miktarda kalabalıklar var. Bir kısmıysa kişilik erozyonuna uğramış, kedini koy vermiş, rüzgârda savrulan yaprak misali her yöne savrulabilmektedir. Elbette tehlikenin farkına daha erken varıp mücadeleye soyunan nice yiğitler de yok değil.

Bayı taklitçiliğinin bir versiyonu olan yaş günü kutlamalarında ne yapılıyor?

Her şeyden önce ciddi manada israf yapılıyor. Hadi kabul edelim ki mütedeyyin ailelerin bir kısmı henüz viski ve şampanya tüketimine henüz başlamamışlar. Ancak gidişat oraya doğrudur ve hatırı sayılır bir kısmı, buna bulaşmıştır. Ancak özellikle Yahudi markası olan kola, gazoz ve cips gibi malzemeler, adeta havada uçuşuyor. Tüketilen malzemeler, patlatılan, balon, torpil ve hava-i fişekler, oraya buraya asılan kimi anlamsız, kimi illuminate çağrıştıran nesneler… Ama neredeyse tamamı tamamen fuzuli ve başa yapılan bir masraf ve israftır. Kur'an'ı Kerimde saçıp savuran ve israf yapanların, şeytanların kardeşleri olarak aşağılandıklarını unutmayalım. (İsra, 17/27)

Eğlencede helal haram, hayır şer bir birine karışıyor. Müstehcen müzikler eşliğinde yapılan danslar, büyük oranda şehevi şovlara dönüşüyor. Bir de bunun kadın erkek, özellikle genç erkek ve kızların iç içe yapılanları felaket boyutlarındadır. Kimi film ve dizi filmlerde yaşanan Noel, sevgililer günü ve yaş günü kutlamalarında yaşanan bila hudut ahlaksızlıkların canlı versiyonları bolca yaşanmaktadır.

Tabi zaman içinde aile büyükleri de bu gidişata teslim olup sadece seyirci kalmaktadırlar. Büyükçe bir kısmı bu kötü gidişatı kabullenmiş hatta yapılan uyarılara, ciddi manada agresif tavırlar sergilemektedirler. Zaman içinde kendi örf, adet ve hele inancımıza ait olan davranışları, “tutuculuk” “gericilik” hatta orta çağlara ait görmeye başlıyorlar. Tabi dolayısıyla batının sınırsız ahlaksızlığını da” “çağdaşlık” “ilericilik” ve “özgürlük” olarak görmektedirler.

Kimi çevreler de “ailelerin bir araya gelmesine vesile olsun” niyetiyle çocuklarının yaş gününü kutladıklarını ifade ediyorlar. Ancak bu kof bir teselliden öte bir şey değildir. Aile bireyleriyle bir araya gelip kaynaşma vs. tamamen eğlence ve malayaninin hatta haramların içinde eriyip gidiyor. Kim kime bir kalabalık, gırgır, şamata, eğlence, dans, dümbelek içinde tanışıp kaynaşmaya ne fırsat, de de mecal kalıyor.

Zaman içinde yaş günü, evlilik yıldönümü vs. günlerin kutlanması, kutsanıyor. Öyle ki, bunların bir tanesi ihmal edilse, ailede depremlere sebep olabiliyor. Nitekim batı kaynaklı birçok film ve dizi filmlerde bu kutsamaya özenle katkı yapılır. Çocuğunun bir yaş gününe, hayati önemdeki uluslararası bir görev icabı ulaşamayan baba veya sevgililerin nasıl dramatize edildiği malum… Son yıllarda bizdeki pembe diziler, batılı olanlara rahmet okutacak kadar yozlaşmıştır. Bu da ayrı bir dert…

Kısacası yaş günü, sevgililer günü, Noel vb. Tüm gün ve haftalar, birçok şet ve kötülüğe sebeptirler. Yok oluşa doğru hızla yol alan zavallı batılıların düştüğü bu acı durumdan ders almayıp hala batı kültüründe bir halt arayanlara yazıklar olsun.