Yaş günü kompleksi
Dünya izzeti ve ahiret saadetinin yegâne vesilesi olan kendi medeniyetimizden uzaklaşalı, çok önemli nice değerlerimizi kaybettik. Hâlbuki İslam’ın insanlığa getirdiği her şeyde nice hayır ve bereketler var. Ama İslam’ın dışındaki, fikir, ideoloji ve sistemler, insanlığa dünyada sadece zillet ve rezalet vermekte, ahirette ise büyük bir hüsrana hazırlamaktadırlar.
Tabi kâinat boşluk kabul etmez. Kendimize ait İslami ve insani değerlere sahip çıkmasak, onun yetini başka değerler alır. Bu yeme içme, giyim kuşam, kazanıp harcama, oturup kalma, sevinç ve tasa günleri vb. tüm söz ve davranışlarımız için de geçerlidir.
Körü körünü batı taklitçiliği, bir aşağılık kompleksidir. Hâlbuki biz Müslümanlar olarak asırlarca insanlığa örnek olmuşuz. Dünya, İslam’ın sayesinde yeniden kendi insanlığını hatırlamıştır. Resulullah (sas) öncesi cahiliye hayatının ne denli vahşi ve kof olduğu malumdur. Şimdi yeniden o cahiliye hayatına meyletmek anlaşılır gibi değil.
Bu konudaki nice ilahi ikazlardan sadece biri bakın nasıl çarpıcı ve nettir. “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir? Ey iman edenler! Sakın Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Maide 5/50-51 )
Müslüman örnektir, rehberdir önderdir. Başkalarının eksilerinkinden etkilenmez. Aksine kendi artılarıyla başkalarını etkiler. “Örnektir” dolayısıyla batınının batasıca ibahiye anlayışını örnek almaz. “Rehberdir” başkalarına İslam’ın temel ilkeleri ve güzel ahlakıyla yol gösterir.
Resulullah (sas) 14 asır öteden körü körüne batılı taklit etmenin zararına karşı çok uyarılar yapmıştır. İşte onlardan sadece bir örnek şöyledir: “Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz / onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler / kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takip edeceksiniz.” (Hz. Peygamberin gelecekle ilgili bu ürpertici açıklaması üzerine biz sahâbîler) sorduk: "Ya Resûlellah! (İzlerini takip edeceğimiz bu topluluklar) Yahûdiler ve Hristiyanlar mı olacak?" Şöyle buyurdu: “Ya başka kimler olacaktı?” (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlm 6)
Yaş günü kutlama vb. uygulamalar da bu batı taklitçiliğinin tipik örneklerindendir. Resulullah (sas) ashabı ve ümmetini her vesileyle gayrı Müslimlere benzemekten sakındırmışken, bu asrın Müslümanları, tam aksini yapmaktadırlar.
Doğumundan başlayarak çocuklarımıza ilmek ilmek, batı kültürünü işliyoruz. Ve bunu her yıl ısrar ve itinayla devam ettiriyoruz. Beş çocuğu olan bir aile sadece kendi çocuklarının yıl beş doğum gününü kutluyor. Komşu akraba ve çevresinden her yıl on ailenin onlarca çocuğun doğum yıldönümüne katılan bir çocuk, yıl boyunca batı taklitçiliğini nefes nefes solumuş oluyor.
Tabi bu taklitçilik sadece doğum yıl dönümünde değil. Evlenme yıldönümü, ölüm yıldönümü vb. yıldönümleriyle devam ediyor. Bir de bunlara yine batı icadı olan diğer gün ve haftaları eklediğimiz zaman yılın tamamında beyinleri kuşatan bir hegemonya oluşuyor. Anneler, Babalar, yaşlılar, sakatlar, sevgililer, öğretmenler, yalnızlar, kediler, köpekler, Noeller vs. günler…
Diyorlar ki biz batılılar gibi viski ve şampanyalarla kutlamıyoruz ki. Evet, şimdilik muhafazakâr ailelerin doğum yıldönümlerinde belki içki işret yok ama dans dünbelek, belden aşağı müzik vb. bir sürü haram yine var. Gün geçtikçe ve batıya ram oldukça bu haramlar artarak devam ediyor. Siz batı taklitçiliğini şimdilik böle başlatırsanız, yarın sizin nesliniz, içki işret de dâhil taklitçiliğin çok daha fazlasını yapar. Nitekim batı taklitçiliğini ilerletmiş olan nice aileler, çoktandır çocuklarının yaş günleri kutlamalarına çoktan rakı ve şarabı da katmış durumdadır.
Çare kendi aslımıza dönmek, örfümüz adetlerimiz, kültürümüz hele inancımızla hiç alakası olmayan her tür taklitçiliklerden uzak durmak ve neslimizi de uzak tutmaktır. “Başkaları neler yapıyor. Bizim yaptığımız ne ki” gibi gerekçeler yanlıştır. Başkalarının çok haramlar işliyor olmaları, bize az haram işlemeyi mubah hale getirmez. Unutmayalım “Müslüman örnektir. Başkalarının eksilerinden etkilenen değil, artılarıyla başkalarını etkileyendir. Selam… Dua…