Yarım Hurma
Nebevi bir iklimde rahmet meltemlerinin yüreklerimizi okşadığı bir zaman diliminde; alemlere rahmet, Hazreti Muhammed'den bir hadis-i şerifi gündeme taşıyarak hikmet penceresini aralamak istiyorum. O (sav) şöyle buyuruyor;
"Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun" (Buhari, Müslim)
"Bir hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun" demiyor "yarım hurma" buyuruyor...
İnfakın hacmi, ebadı, metrajı, sikleti, cesameti, kemiyeti, tonajı önemli değil. Önemli olan o infakı yapan kalbin samimiyet ve sadakatidir. Asıl olan amelin küçüklüğü yada büyüklüğü değil, salih ve sahih olmasıdır.
İşlerimizin içeriği, amellerin özü öne çıkıyor.
İhlas, ihsan, ittika içermeyen hiçbir fiilin failini sonsuz esenliğe taşıması mümkün değil.
"Yarım hurma"nın mizana yansımasını biz tespit edemeyiz... İlahi ölçekte "yarım hurma" neye tekabül eder, biz nereden bilebiliriz ki? İlahi hesapta hiçbir şey kayıt dışı değil... Bu küçüktür, bu önemsizdir, hesaba ve tartıya gelmez denilebilecek hiçbir şey yok...
Bir zerrenin bile, o çok hassas terazinin kefelerinden birini ağır bastıracağını bilerek infakı yorumlamak ve yoğunlaşmak gerekiyor...
Küçük hayırların nice rahmetler ve bereketler içerdiğini bizler çoğu zaman farkında olamayız... Ama şunu çok iyi bilelim ki, O'nun adına yapılan hiçbir şey zayi olmuyor. Biz işlerin Allah'a ait olan boyutunu O'na bırakarak O'na yönelelim... Sonuç nasıl gelir, sonsuza yansıması nasıl olur, işin o kısmı bizi aşar... Ama O'na güvenelim...
Allah adına yapılan hiçbir şeyi küçümseyemeyiz ve terk edemeyiz...
Büyük hedeflere küçük adımlarla varılmıyor mu? Büyük yapıların, küçük taşlar örülerek inşa edildiğini bilmeyen var mıdır? Toprağa serpilen tohum da küçüktür...
Küçük damlalar değil midir, dereleri, gölleri, ırmakları, deryaları oluşturan?
Bir çiçekle baharın gelmeyeceği kesin. Ancak her bir çiçek, baharın müjdecisi değil midir?
Büyük hedefleri yakalamanın yolu önce küçük işleri bitirmekten geçiyor... Parçadaki ihtimam ve itina bütünün ihtişamına işarettir... Küçükte gösterilen özen ve önem, daha büyükle buluşması vesilesidir.
Küçükte duyarlılık ve kararlılık göstermeyen daha büyüğüne nasıl talip olabilir?
Şimdi biz, kendi küçük planlarımızın ve görevlerimizin takipçisi olalım... Büyük planın sahibi Allah'tır...
İbrahim için yola düşen karınca duyarlılığı ile sorumluluk alalım, Nemrud'un ateşini gülistana çevirecek olan bellidir... Günü geldiğinde bir sivrisinek ile Nemrud'un işini bitirecek olan da O'dur...
Tekrar yukarıdaki hadis-i şerife dönecek olursak;
"Yarım hurmayla da olsa kendinizi ateşten koruyun."
Aslında infakınızla iyilikte bulunduklarınızı korumanın, kurtarmanın ötesinde kendinizi ateşten korumuş oluyorsunuz... Kimseyi minnet altında tutmanın anlamı yok, başa kakma hakkınız yok...
Yani velev ki "yarım hurma" ile olsa, infak etmedikçe ateşten yakanızı nasıl kurtaracaksınız? Cehennem lavlarını nasıl savacaksınız? Aslında infaklarımızla kendi kurtuluşumuza yatırımda bulunmuş oluyoruz...
"Yarım hurma"larımızın Suriye'nin, Arakan'ın, Somali'nin, Gazze'nin kurtuluşuna katkısı ne olur bilemeyiz ama bizi ateşten koruyacağı kesin bir müjde... Hatta hurmanın bütünü bile olması gerekmiyor, varsın "yarım hurma" olsun... Ama yeter ki olsun...
"Yarım hurma" aynı zamanda paylaşımı da sembolize ediyor. Paycı değil paylaşımcı olmak... Tasarrufu değil tasadduku öncelemek...
Azı paylaşamayanların çoğu paylaşması çok daha zordur...
Yeryüzündekilere merhamet etmekle aslında gökyüzündekilerin merhametini celbetmiş oluyoruz...
"Yarım hurma"larımızla yarınlara yol bulmuş oluyoruz...
"Yarım hurma"larımızla mazlumların, mağdurların, muhtaçların duasını almış oluyoruz... Bilelim ki, dua almak dua etmekten daha elzemdir... Dua etmek kolay, zor olan dua almaktır...
Lokmasını, hurmasını paylaşabilenler ancak kardeşliğe yürüyebilirler, modern zamanların bencilliklerini, bireyselleşmelerini, dünyevileştirmelerini aşabilirler...
Biz Suriyeli yetimlerle ilgilenirsek, Allah bize kendi çocuklarımızı belki o zaman bağışlayacaktır...
Ve unutmayalım; her şey "yarım hurma" ile başlıyor. İşin sırrı "yarım hurma"da
