Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Aralık 2014

Yargıya güvenin!

Geçen sene 17 Aralık tarihinde Türkiye, büyük bir darbe girişimiyle uyanmıştı.

Üç benzemez operasyon aynı torbaya tıkılarak 'Dönemin Başbakanı' Erdoğan'a ve ailesine kadar uzanan emniyet ve yargı darbesi girişimine tanık olmuştuk.

Belediyecilerin, bakanların, çocuklarının, vakıfların yöneticilerinin içine tıkıldığı bir torba operasyon.

Birisi iki yıldır, birisi altı aydır yürütülen soruşturmalar için aynı gün aynı saatte düğmeye basılmıştı.

***

Aradan sekiz gün geçtikten sonra, 25 Aralık'ta bu kez savcıların adliye koridorlarında bildiri dağıttığı, HSYK'nın 'basın açıklaması' yaptığı, ikinci dalga operasyon gelmişti.

Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, Bakanların, milletvekillerinin kısacası hiç kimsenin haberdar olmadığı 'resmen' bir darbe kalkışması.

Başbakan'ın kelepçe takılarak hapse atılacağı, Hükümet'in devrileceği, yeni darbe Hükümet'inin kimlerden oluşacağının dahi belli olduğunu yazıyordu gazeteler.

***

İki üç gün önce de 'sosyal medya' denilen ABD merkezli internet sitesinde "Fuat Avni " mahlasıyla yazan bir ajanın "Cemaat'e yönelik operasyon yapılacağı" yönünde ihbarları gündeme geldi.

Bir grup insan Zaman Gazetesi ve Emniyet önünde toplanarak slogan attı.

Olay kendisine sorulduğunda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, haberi olmadığını söylüyordu.

Başbakan Yardımcısı'nın haberinin olmadığı bir soruşturmayı, hangi polislerin yapacağını, kimlerin içeri alınacağına kadar tek tek yazanlar, hala da utanmadan 'Paralel' olmadıklarını, devlete sızmadıklarını söyleme iki yüzlülüğünü elden bırakmıyor.

Aynı saatlerde geçen yıl Amerika'ya kaçan E.U. Twitter'dan, Başbakan'dan habersiz operasyon yapılamayacağını, yapılırsa da bunun adının "Paralel hükümet kurmak" anlamına geleceğini söylüyordu.

E.U., geçen yılki operasyondan devletin hiçbir yetkilisinin haberinin olmadığını unutuyor ve operasyonculara "Paralel" dendiğinde niye sinirlendiklerini izah edemiyordu.

***

Paralel Yapı geçmişte, kafasına kimi taktıysa ona operasyon çekti.

"Ulusalcı" dedi, "Taşhiyeci" dedi, "Selam-Tevhidçi" dedi, "İrancı" dedi, "Darbeci" dedi, "Askeri casus" dedi, "Kitap yazdı" dedi, "Genelkurmay Başkanı veya Emniyet müdürü olabilir ama şimdi terör örgütü yöneticisi" dedi operasyon çekti.

Paralel Yapı'nın "dalga dalga" bezdiren operasyonlarından Türkiye'de hiçbir kesim kurtulamadı.

Tam bir "Çete" gibi davranıyorlardı.

Ağzını açan daha yayınlanmayan kitabından bile içeri alındı. Genelkurmay Başkanları, Emniyet Müdürleri, içeri tıkıldı.

Önce "vaaz", sonra "haber", sonra "Dizi senaryosu", sonra "Dinleme", sonra "yakalama", en sonunda da "İddianame" hazırlanarak Paralel'e ters düşen herkes 'cezalandırıldı!'

***

Dün "Kumpas kurmak" ve "Örgüt oluşturmak" gerekçesiyle Paralel Yapı'ya yönelik 13 ilde operasyon yapıldı.

Ama insanlar yaka paça gözaltına alınmak yerine, Emniyet'e ifadesi alınmak üzere davet edildi.

İşte devlet ile çete arasındaki fark da bu.

***

Geçmişte hangi operasyonu yaparlarsa yapsınlar, mağdur olduğunu söyleyen herkese Paralel Yapı'nın tek cevabı vardı:

"Yargıya güvenin. Eğer suçsuzsanız yargıda aklanırsınız."

Keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü.

Fakat abartıldığı kadar bir medya baskısı, otoriter girişim, 'Cadı avı' filan yok.

Hukuki deliller doğrultusunda geçmişte Muş merkezli küçük bir Risale-i Nur grubuna karşı yapılan yargısız infazın, kumpasın belgeleri tamamlandığı için 'Filmin' kurgu ekibi ve senaristleri soruşturuluyor.

***

Şimdi isyanları oynayıp Küçük Emrah'a bağlamanın, "Vuruluyoruz ey halkım unutma bizi" triplerine girmenin alemi yok.

Türkiye bir hukuk devleti. Gelişmeleri hep birlikte kamuoyu değerlendirecek. Suç işleyen bedelini öder, suçsuz olan yargıda aklanır.

Yıllardır her mağdura söylediğiniz argümanlar sizin için de geçerli:

"Yargıya güvenin. Eğer suçsuzsanız yargıda aklanırsınız."

Yoksa 'Paralel' değilse yargıya güvenmiyor musunuz?