Yaraları saracağımız bayramımız mübarek olsun
Baharla birlikte, kavrulmuş toprağın yeniden nasıl yeşile durduğunu, kurumuş dalların nasıl yeşerdiğini görüyoruz yeniden. Yeniden bir diriliş, yeniden bir uyanışla, dirilten gümrah bir nefes gibi akıyor bahar dünyamızın, yıkılan şehirlerimizin üzerine.
Baharla geliyor hüzünlü, yaslı bayramımız. Bir yanımız
yaralı, gamlı, kederli bir yanımız ise bahara dönük, dirilişe dönük, adanmaya,
yardımlaşmaya, var olmaya, huzura ve insanca, yaşamaya dönük.
Yas bayramını yaşayacağız. Anadolu’da ölümler olduktan
sonraki bayramlara yas bayramı derler. Ve o bayram ölenlerin arkalarından
Kur’an’lar okunur. Dualar edilir.
Nisan’la geliyor hüzünlü bayramımız. Bu yıl Ramazan
Bayramı tam da bahar çiçeklerinin içenden geçerek geliyor.
Şimdi yaralarımız çok derin ve taze… Bayramın aziz
zamanlarında, acılarla, yokluklarla sarsılan aziz milletimizin yüreklerine
yürüme zamanlarındayız. Her zamankinden daha çok kuşatıcı, merhametli, vefakâr,
sevgi ve şefkatle yaralılarımıza koşmak zorundayız.
Bu bayram başka bir bayram olmalı… Deprem bölgesindeki
kardeşlerimize bayram sevincini ve huzurunu buruk da olsa yaşatmamız gerekiyor.
Bayram sevinci cennet sevincidir çünkü. Yıllar önce gittiğim Kudüs işgal
altındaydı ama oralarda yaşadığım bayram coşkunu hiçbir yerde yaşamadım.
Bayram bayramdır ve cennet esintilidir. Rahatlatan bir
nefes, serin bir meltem gibi akıp geçer yüreklerin üzerinden. Yetim de olsan,
yoksun da olsan, çocuklarını da kaybetsen cennet sevinci gelip bir lahza da
olsa yüreğine çöreklenir. Ellerinden tutar melekler, çökmüş omuzlarını
kaldırır, akan gözyaşını görünmez dualarla siler, teselli eder seni sırlı
dokunuşlarla… Dostlar bayram bayramdır hüzünlü de olsa gam yükünü omuzlamış da
olsa bayramdır gelen...
Cami cemaatiyle saflara durduğunda, bir yetimin başını
okşadığında, şefkatli tebessümler kondururlar mahzun çehrene. Rabbin sonra
yüreğini derinden onaran, şifa ayetleriyle okşar, sarıp kuşatır acılarını,
teslim olursan…
Hüzünlü bayramları yaşadığımız günlerde acımız büyük
ama umudumuz daha da büyük. Birlik beraberliğimiz, merhametimiz, acıları
paylaşmadaki azmimiz ve kararlılığımız daha da büyük. Yıkılan şehirleri daha
güzide şekilde, kadim mimarisine uygun bir halde onarma zamanlarındayız.
Yıkılıp, yara almış, tarumar olmuş yalnız yüreklere koşma zamanlarındayız
dostlar.
Şimdi hüzünlü yaslı bayramı yaşasak da bu bize millet
olarak vesile olsun. Yüreklerdeki umudu yeşerterek, baharla coşan gümrah
çiçeklerin güzelliğiyle şefkat ve merhametle gidelim depremdeki yaralanmış,
yoksun düşmüş kardeşlerimize. Maddi manevi ama en çok da maddi olarak onların
her daim yanlarında olalım.
Oğlu İbrahim ölüm döşeğindeyken sevgili
Peygamberimizin (A.S yanaklarından süzülen gözyaşlılarına hâkim olamamış ve
dilinden şu cümleler dökülmüştü: “Göz yaşarır, kalp hüzünlenir. Biz ancak
Rabbimizin razı olacağı sözleri söyleriz. Ey İbrahim! Seni kaybetmekten dolayı
gerçekten üzgünüz.”
Baharla gelen hüzün bayramı kalpleri inşiraha taşısın
isteriz. Tıpkı Efendimiz ’in yaşadığı hüzün gibi bizi içten onarak, saran,
şefkatli bir halde yaşayacağımız yasımızla kardeşlerimizi kucaklamamız
gerekiyor. Şimdi yıkımlara baktıkça, binlerce kayıplarımızı gördükçe gözlerimiz
yaşarıyor, kalbimiz derinden kırkın. Ama dualarımıza sığınıyoruz ve
yalvarıyoruz. Bu veçhile ile Rabbimizin göğüslerimize inşirah gibi inen ayetlerine
sığınıyoruz:
“İnnallâhe
me’as sâbirîn / Allah sabredenlerle beraberdir.”
Ve biliyoruz ki Rabbim sabredenlerle beraberdir,
verenlerle beraberdir, hayırda yarışanlarla beraberdir, paylaşanlarla
beraberdir.
Bu bayram hüzün bayramı dostlar. Bu bayram buruk
sevinçlerimiz içimize düğümlü dostlar, kardeşlerimizin eksiklerini giderme
bayramı. Çadırlarını, konteynerlerini, camilerini, yıkılmış şehirlerini imar
etme zamanı. Nisan’la gelen, yeniden dirilişle, baharla gelen hüzün bayramı
yıkılmış yürekleri onarma zamanı.
Neyimiz varsa onu verelim. Elimizden ne geliyorsa
onunla koşalım kardeşlerimize. Bu deprem bize gelmiştir. Unutmayalım ki
toprağımızın sarsılmasından yüreklerimizin sarsılması daha vahimdir, daha
yıkıcıdır. Rabbim göçenlere rahmet eylesin, onlar bir daha nefes alamayacaklar,
bir daha ölmeyecekler. Şimdi ölecek olanlar, önlerinde hayat olan bizleriz.
İmtihan bizim imtihanımız. Olan oldu, yıkılan yıkıldı, giden gitti. Şimdi
Rabbimin kaderinden kaderine kaçma zamanları. Şimdi verme, yaren olma, şifa
olma, bayramı vesile kılarak her şeyimizle onlara koşma zamanlarındayız.
Şimdi düştüğümüz yerden kalkma zamanlarındayız.
Bayramlar hüzünle de gelse, dirilişlere cennet esintili soluğu, diriliş
nefesiyle, uyanışa vesiledir.
Şimdi bayramlarımızı vesile kılarak kardeşliklerimizi
göstererek, depremzede kardeşlerimize koşalım. Şimdi tam zamanı dostlar, çare
olmanın, deva olmanın, şifa olmanın, bayram olmanın, neşe olmanın, aş, ekmek,
katık, ev, ocak, sır, sırdaş olmanın tam zamanı dostlar.
Bayramımız mübarek ola… Bayramımız cennet ola…
Bayramımız inşirah ola… Bayramımız kurtuluş ola dostlar…