Yaptırımlar ve darbeler
Emperyalist
faaliyetler…
27
Mayıs 2013 Gezi, 17/ 25 Aralık 2013 kumpası, 2014’daki 6,7,8
Ekim ( Kobani bahanesiyle) olayları, 2015 sonbaharında ABD’nin Hava Savunma Sistemi
Patriotları söküp götürmesinden bir ay sonra çukur – hendek terörünün
başlaması, 15 Temmuz 2016’da fiilen
darbe girişimi birbirleriyle sıkı ilişkilidir.
Cemal
Kaşıkçı’nın katli de bir darbe girişimiydi.
ABD’nin yeni yaptırım kararı da yeni
bir darbe girişimidir.
Darbelerden
nemalanan malum çevrelerin sokağa çıkmayan esnafa
esnaf, öğretmene öğretmen dememe çıkışı, darbe zemini oluşturma çabasıdır.
Dışişleri
Bakanı’nın bütçe görüşmelerinde sözünü kesip “ ikinci yarıda biz geleceğiz.”
diyen zata Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “ Ne yapacaksınız? Darbe mi yapacaksınız?” çıkışı önemlidir.
Yaptırımlarla
ekonomik ve siyasi dengeleri bozup ‘dostlarına’
ülkeyi peşkeş çekmek istedikleri aşikâr…
Karabağ Zaferi, Türkiye’nin
Libya ile yapılan anlaşmaları, bu coğrafyadaki konumu, Türkiye ve İslam
düşmanlarının dengelerini fevkalade bozdu.
15 Temmuz’la başlayan millî direnişe
yaptırımlarla karşılık veriyorlar. Türkiye, El
Bab, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekâtları ve Pençe
operasyonlarıyla terörü ve onun iş birlikçilerini hareket edemez hale
getirdi.
Başta
ABD olmak üzere müttefiklerimizin Türkiye’ye yönelik yaptırımları: darbe ve
darbe girişimleridir.
1954’te Duyunu umumiye borçları
ödenmişti.
Türkiye,
Kıbrıs’ta aktif hale gelince çiçeği
burnunda yeni ‘müttefikimiz’ ABD,
malum çocukları vasıtasıyla 6-7 Eylül 1955’te İstanbul’da provokatif şiddet
eylemleriyle ordu içinde cunta yapılanmasının ilk örneklerinden olan ‘Dokuz
Subay Olayı’ ile darbe sürecine dümen kırdı.
26
Mayıs 1958’de dokuz subayın altı ay süren yargılanmaların sonucunda cuntayı
ihbar eden subay tutuklandı, diğerleri ‘ İnönüseverler’
olarak nitelendirilip serbest bırakıldı.
Bir
buçuk yıl sonra, (Haziran 1960 )Menderes Rusya’ya gidecekti 27 Mayıs 1960 fiili
darbeyi yaptılar.
Krizli,
kaoslu yıllar…
12
Mart 1971cuntası işbaşı yaptırıldı. ABD, zararı karşılamak kaydıyla Türkiye’nin
haşhaş ekimini yasakladı.
26
Ocak – 17 Kasım 1974’te görev yapan 37. Hükümetin ortaklarından olan CHP ve
MSP, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış
Harekâtı’yla Kıbrıs’ta barışı, güvenliği sağlayınca müttefikimiz; Avrupa ve
ABD’ yaptırım kararı aldı, uyguladı.
31
Mart 1975 – 21 Haziran 1977 yılları arasında görev yapan 39. Hükümet bu
yaptırımlara karşı ABD’nin Türkiye’deki askerî üslerini kapatarak misilleme
yaptı. Millî Savunma Sanayii çalışmaları başladı. Tank Palet Fabrikası ve ASELSAN
kuruldu. Bu (39.) Hükümete,
“ 1. Milliyetçi Cephe” denilmesi de bölücülük faaliyetiydi.
Türkiye’nin
‘müttefikleri’, Türkiye’de terör ve
anarşiyi körükleyerek 12 Eylül 1980’de darbe yaptırıp Kasım 1980’de kapatılan
üslerini açabildiler.
Terör ve cunta aparatlarıyla
saldırıyorlar.
Fransa,
Sisi’yi, Fransız Legion d'honneur onur nişanı’ylaTürkiye’deki terör yandaşları, yalakaları da Kobani olayları bahanesiyle 53 vatandaşın
öldürülmesine sebep olan, terörist elebaşının heykelini dikeceğini söyleyenin
tutukluluğunu ‘ şeref madalyası’ kabul
ederek onu nişanladı.
Terörü, cuntayı teşvik…
Arakanlı
100 bin Müslüman, Bengal Körfezi’nde korunaksız yeni oluşmuş ve denizden
yüksekliği 2,5 metre olan Bhasan Char’da
(Yüzen Ada) ölüme terk edildiler.
BM,
her zamanki gibi suskun…
Özellikle
Türkiye’deki terör yandaşlarının
Müslüman mültecilere düşmanlıkları derin bağlantıların ipuçlarını vermektedir.
Akdeniz’de
250 bin mülteci boğularak can verdi…
Fransa,
camileri kapatıyor.
Türkiye’de
28 Şubat sürecinde Taksim’e cami yapılmasını isteyen siyasi parti, Laiklik karşıtı eylemlerin (irticai
faaliyetlerin) odağı olmaktan kapatılmıştı.
İslam, düşmanlığının merkez üssü bu zihniyettir.
İkna
Odalarını kuranlar, sermayeyi renklere ayıranlar, ülkeyi kundaklamaya
girişiyorlar.
Diyarbakır’da
evlat nöbeti tutan Ayşegül ve Rauf
Biçer çiftinin evini 6 Aralık’ta kundaklamaya
kalkışanlara ‘şeref madalyası’ takanlar yaptırımcılardandırlar.