Yaptığınıza ettiğinize dikkat edin ölüm var ölüm
İnsan dünyada öleceğini bilerek yaşayan dünyadaki tek canlı. Bu ne tedavi edilme umudu olan bir hastalık ne de çaresi bulunan bir dert. Aslında ölüm insanın her an yanında. Bu nedenle insanoğlu ölümü aşmak için tarih boyunca çabaladı durdu, çeşitli yollara başvurdu, ölümsüz olmak istedi ama nafile.
Geçenlerde bölgesinde sevilen, sayılan, varlıklı, siyasetçi ve kamuda idarecilik yapmış tanınmış bir zatın cenaze namazına katıldım. Namaz öncesi, imam efendi bir konuşma yaptı.
Değerli hazirun!
Merhum kardeşimiz, ilahi emir gereği aramızdan ayrıldı. İnsan yüce Mevla’nın kendisine takdir ettiği sürece yaşıyor ve zamanı geldiğinde dünya hayatına veda ediyor. Kişinin sahip olduğu malı, mülkü, makamı ve itibarı, ölümüne engel olamıyor.
Ölüm bir yok oluş değil, ebedi ahiret hayatının başlangıcıdır. Ölüme her an hazır olmalıyız. Dünya hayatı bir imtihandır. Bu imtihanda başarılı olanların mükâfatı cennettir. Kişinin cenneti elde etmesi için Allah’ın emirlerine sımsıkı sarılması ve yasaklarından da kaçınması gerekir.
Kardeşimizin vefatı, dünyanın geçici olduğunu bize yeniden hatırlatmaktadır. Kardeşlerim şunu hiç bir zaman unutmayalım, nasıl bir hayat yaşarsak öyle ölürüz.
Bunu neden anlattım çünkü insan ölümlü bir varlıktır. Bir gün elbet bu dünya hayatı son bulacaktır. Bu nedenle hesabını vereyemeyeceğimiz işleri yapmayalım, ancak bu ne mümkün insandaki bu hırs, ihtiras, kibir, mal, mülk ve makam sevdası kendini bilmeyenleri aldatıyor.
Peki değer mi? Bir makam ve mevkiye gelebilmek, iktidar, para ve güç sahibi olabilmek için, bu kadar fırıldak olmaya değer mi aceba? makam ve mevkiye değer katabilecekseniz eyvallah! Peki, makam ve mevkiden değer almak ve dünyalık da bir şeyler toplamak için mi talep ediyoruz!
Bu kadar fırıldaklıktan sonra gelinen makamlarda ebediyen kalınabilir mi? Var mıdır böyle bir şey? kalan olmuş mu mudur? Ya da gelmek için çokça istenilen makam ve mevki sadece vatandaşa hizmet etmek ve işlerini kolaylaştırmak içinmidir? Yoksa bu makamlar, vatandaşa tepeden bakmak, işlerini daha da zorlaştırmak ve eziyet etmek için midir? Bilemiyorum! Nasıl olsa bir gün bunların hesabı sorulacaktır! Sen kabul etsen de, etmesen de! İnkar etsende, etmesende ilahi adalet tecelli edecek ve herkesin hesabı sorulacaktır!
Cahit Sıtkı Tarancı bir şiirinde, insanın ölüm karşısındaki çaresizliğini şu dizelerle dile getirir;
Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında,
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında! diyor.
‘Kıyâmet günü biz adâlet terâzilerini kuracağız da hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacak. Yapılan iş hardal tanesi kadar bile olsa, biz onu getirip mizana koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz!’ Enbiya/47
Herkes biliyor ölümün bir gün geleceğini, bizden hatırlatması makam mevki sahiplerine, mal mülk sahiplerine hesabını veremeyeceğiniz işlere imza atmayın, şunuda unutmayın Allahın adaleti şaşmaz.!