Yapacağınız anketin de, pazarlığın da!..
Ne diyordu bazı anketçiler:
“Kılıçdaroğlu en az beş puan farkla
birinci turda bitirir işi!”
“Hatta sekiz puan farkla”.
“Hatta 10!”
***
Oh oh, suyundan
da koy!
*
Gördünüz
ya,
Son güne
kadar bu havayı vermeye çalıştılar.
Kemal
Kılıçdaroğlu sandıkları patlatacakmış!
Bunu dünya
da görmüş, Kılıçdaroğlu’nun ilk turda işi bitireceğini anlayan “dışarısı”
Türkiye’nin risk primini düşürmüş.
Borsa da
uçuşa geçmiş!..
Bunlar
böyle birbirini gazlar…
Sonra…
Çalsın
sazlar, oynasın kazlar!..
*
Ver İzmir Marşını!..
*
Ya,
arkadaş…
Bakın biz
burada tek başına, Serdar Arseven
Araştırma olarak yani…
“Ser-Ar” olarak aylardır araştırma
sonuçlarımızı yayınlıyoruz.
Açıkladığımız
sonuçlar , sandıktan çıkana neredeyse
eşit oluyor.
İşte;
Birileri
Erdoğan en az yüzde 53, en az yüzde 55 dedi.
Biz..
“Yok o
kadar da değil;
İkinci
tura kalabilir, çok az bir farkla yüzde
50’yi aşabilir…
Yani,en az
yüzde 49 buçuk,en çok yüzde 51 buçuk.”
dedik.
Sonra…
“Bu seçimde
iki parti tahminlerin üzerinde oy çıkartır, biri MHP, diğeri Yeniden Refah Partisi” dedik.
*
“Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 45, CHP yüzde 24-25, bunu da dedik.
“Deva, artı Gelecek, artı Saadet,
artı öbür oyu küçük parti…Hepsini toplasan, yüzde 2! Çok uyanıklar çok,
katkıları olmadan dünyanın vekilini çıkartacaklar!”
Bunu bile
dedik!
*
Hayır,
nasıl da tutturdum diye övünüyor değilim.
Koca anket
şirketlerinin seçmenin iradesini ters yüz etmek için ne işler yaptıklarına
dikkat çekmek için yazıyorum bunları..
Bu işlerin
bir sonucu olmayacak mı yani? Yeni Meclis, bu anketçi sıkıntısına son verecek
bir düzenleme yapmayacak mı yani?
Bunlar
ekranlardan “Yönetim Kurulu bilmem nesi” unvanıyla hava atmaya, kitle
kandırmaya devam mı edecekler yani!. Devletimiz işini düzgün yapan şirketlerle
diğerlerini aynı yere mi koyacak yani?
*
Bir de
sosyal medya mevzuu var.
Dandik
hesapların başını çektiği bir dünya…
Vatandaşı
hissiyatından, hayattan kopuk bir ortam.
Sosyal
medyanın göstermediği büyük bir dünya var geride.
Memleketin
toprak kokan insanlarını lüks mekânlarda göremezsiz…
Sosyal
medyanın bir kısmında, o da Facebook’ta vardırlar.
Çoğu da
geleneksel paylaşımlar yapar; Cuma
mesajı, yemek tarifi, oradaydım,
buradaydım…
Herkese
selam.
*
Hayat
gerçeği çok başka…
CHP
kafası, her vakit gerçek hayatın dışında…
Sosyal
medyadaki “hayattan kopuklar” da öyle…
Ve,
sonuçlar bir gelir, şapa oturursun böyle!..
*
Ah CHP…
Bugün kısmetse Anıtkabir’e gidip şikayet
edecem, yönetimi…
Böyle dava
mı olur arkadaş;
CHP, “Ahbap” mı?
Ona ver 10
vekil, buna ver 20 vekil…
Dağıt
dağıt…
CHP’yi
bitir!..
Niçin?
CHP, sıfıra yakın oylu partilere vekillik dağıtma
partisi mi?
CHP’nin
altını oymaya kimin ne hakkı var?
Masayı,
Meral Akşener’in ifadesiyle “Kumar Masası”na
döndürmeye kimin, ne hakkı var?
*
Şaka,
maka…
Yarı ciddi
yarı, şaka…
Fırsat bu
fırsat; memleketin sağlıklı bir muhalefete kavuşması şart.
Milli meselelerde
Türkiye’nin yanında olacak, her hayırlı işi destekleyecek, yanlışlara da cayır
cayır karşı çıkacak bir muhalefet!..
Türkiye
bunu başarabilir.
*
Bir de
evet, büyük zafer.
Sayın
Recep Tayyip Erdoğan, kendisinden başka
hiçbir siyaset adamının yüzde birini bile göğüsleyemeyeceği sıkıntıları aşarak
büyük fark atmayı başardı.
Bu kendisi
ve Türkiye açısından güzel.
Bir de şu
var:
Bu seçimde
tuhaf hareketleri, tabanı hedef alan lâflarıyla tepki toplayan kimileri olmasaydı…
İlk tur,
yüzde 51 buçuk ile biterdi!
Zafer,
evet, tartışmasız zafer…
Bununla
birlikte, seçim sonuçlarına ayrıntılı olarak bakanlar, vatandaşın “sarı kart” çıkartmasa da, elini cebine
doğru götürdüğünü fark edeceklerdir!..
Önümüzdeki
süreçte, bazı yerlere “süratle neşter
atılmasında” fayda var yani... Bu konulara ikinci tur seçiminden sonra
iyice gireriz kısmetse!
*
Şimdilerde
CHP’deki iç tartışmalara yoğunlaşmış durumdayım.
CHP’yi
içine düştüğü durumdan kurtarmak gerek.