Yalsız uçanlar
Sadık Yalsızuçanlar ismini duymuşsunuzdur. Edibimiz, bizim neslin yüzakıdır. Sohbetleriyle, eserleriyle, fikirleriyle, tevazuuyla, derviş mizacıyla, çelebi duruşuyla velhâsıl insani ve İslami bütün vasıflarıyla örnek bir kişidir, övüncümüzdür.Muhafazakâr camiamızın seçkin siması, kalender ismidir.
Sadık’la dostluğumuz 1980’lere kadar dayanır. O zaman çalıştığım gazeteye arada bir gelirdi. Köprü dergisinde, Elif ilavesinde yazıları çıkardı. Bilhassa Suad Alkan abimizle arası çok iyiydi, hâlen iyidir. Ufkunu büyüttü, yüreğini serin, kalbini sağlam tuttu. ‘Yerli’ endişesine, ‘millî’ hassasiyetini ve ‘ümmet’ kaygısını ekledi. Bugün yabancı dillere de çevrilen eserleriyle Türkiye’nin ve dünyanın gözde edebiyatçılarındandır. Şükürler olsun.
Zaman zaman toplantılarda buluştuk, sohbetlerini dinledim. Gerek yüz yüze bir araya gelişimizde, gerekse yaptığı veya katıldığı televizyon/radyo programlarını dinlediğimde şunu gördüm. Sadık kalp diliyle konuşuyor. Temiz yüreğinin istikametini takip ediyor. Birileri dar ve çıkmaz sokaklara saplanıp kalırken o,İslami bütün değerleri engin bakış açısı ve sıcacık kalbiyle kucakladı. İnsanlarımıza üslubunu ve tarzını sevdirdi, gençlere kendisini dinletmesini bildi.
Rahatsızlandığını duyduğumda endişelendiğim, yeni eseri çıktığında ziyadesiyle sevindiğim, sosyal medya hesaplarında gözüm kapalı bütün paylaşımlarını beğendiğim ve paylaştığım bir erdem, ahlak, fazilet ve iman adamıdır Yalsızuçanlar. 80’li yıllarda sanırım aynı zamanda ilk kitabı olan Yeni Şiir Antolojisi’ni hazırlıyordu. O Ankara’daydı, ben İstanbul’daydım. Beni aramış ve antolojiye tavsiye edeceğim şairleri sormuştu. Birkaç isim vermiştim. Bu güzel güldeste neşredilmiş ve edebiyat dünyasına bir armağan olmuştu.
Sadık Yalsızuçanlar’ın çok kıymetli eserleri çıktı. Velut, çalışkan, üretken bir imzadır. Ama seviyeyi asla düşürmedi. Her yeni kitabı,zirveye çıkan bir basamağı temsil ediyor: Yakaza, Sırlı Tuğlalar, Cam ve Elmas, Vefa Apartmanı, Can Kırığı, Anka, Masal İstasyonu, Yüz, Her Yer Kerbela, Birdenbire, Kuş Uykusu, Üstad, Garip, Gezgin, Ayan Beyan, Küf, Konuşan Kuyu, Terk, Güzeran, Korku ve Ümit ve Aşk, daha birçok eser… Muhtelif türlerde, değişik tatlarda ama hep muhabbetle okunacak kıymettar eserler! Yazarımızın bu şevkinin membaıne? Hangi gümrah, coşkun kaynaklardan beslendi? Bildiğim kadarıyla Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nurları’yla başladı hayat mektebine… Bol cepli geniş heybesine, tasavvuf dünyamızın büyüklerini de kattı. Muhiddin Arabi’den İmam-ı Gazali’ye, Mevlâna’dan Yûnus Emre’ye, Niyazi Mısrî’denHarakani Hazretleri’ne, Şeyh Galip’ten AbdülhakimArvasi’ye, Kenan Rifai’den Muzaffer Ozak’a kadar pek çok farklı sesi duydu, çağrılarına kulak verdi. Meyveli bahçelerinde dolaştı. Bereketli, ahenkli ve renkli üslûbu bundandır.
Risalelerden beslenen edebiyatçılar arasında Sadık’ın temayüz etmesi, kanaatimce bu haklı tecessüsündendir. Diğerleri kapanırken o müspet yollara açıldı. “Müminler kardeştir.” sırrına erişti ve bu hissi eserlerinde samimiyetle işledi. Kalb-i selimiyle, zarif ruhuyla ve akl-ı selimiyle hareket etti. Bu mübarek topraklara hizmet eden herkese hürmet etti. Âkif denizindeyüzdü, Sezai Karakoç gölünde yıkandı. Cemil Meriç’in hırçın ırmağında kulaç attı,Sâmiha Ayverdi çeşmesinden su içti. Bu anlamda ruh ikizi olmak istediğim Sadık Yalsızuçanlar’ı çok sevdim, çizgisine hayran kaldım. Çünkü tevhid inancına bağlıdır. Muhammedî bir anlayıştadır. Mümince ve temiz bir ömür sürüyor.
Kim derdi ki gün gelecek, Bâbıâli’de onunla ilk buluştuğumuz mekânın bitişiğindeki binada kurulan Mihrabad Yayınları’nda kitaplarını okuyacak ve naşiri olacaktım. Üç eseri geldi. İlki Peygamberimizden Dualar. Ayetlerden, hadislerden ve kelâmı kibardan inciler. Nasip oldu, eseri günışığına çıktı. Sadece Ramazanda, mübarek gün ve gecelerde değil senenin 365 günü okunabilecek dua hazinesi. Şu sorulabilir: “Hangi kitabından başlayalım?” Farketmez, inanın her kitabı sizin için ilk olsa da arkası gelecektir. Endişeye mahal yok, tamamı sizi alıp huzur sahiline taşır. Eserden bir dua ile yazımıza nihayet verelim: “Ey Rabbimiz, Sana tevekkül ettik ve Sana yöneldik. Dönüş ancak sanadır. Kâfirleri bize musallat etme. Bize mağfiret eyle, Sen kuşkusuz Aziz ve Hakîm’sin.”
