Yalnızlık değerli mi?
İnsanın insana su ve hava gibi ihtiyacı vardır. Bizler doğal olarak birbirimize bağlanmaya ve birbirimizle ilgilenmeye ihtiyaç duymaktayız. İnsanın diğer insanlara bağlanması doğal olmasına rağmen, birçok insan kendisini yalnız hissetmektedir. Günümüzde yalnızlık, insanlığın en önemli sorunu haline gelmiştir. Yalnızlık paradoksu, insanın en büyük açmazlarındandır. Kişinin diğer insanlara bağlanma arzusu ve diğer insanlardan uzak bir şekilde yaşama durumu, kişide ciddi bir strese ve huzursuzluğa neden olmaktadır.
Evlerimizde birbirimize yabancı insanlar olarak yaşamaya
başladık. Eşler, birbirine yabancılaşmakta, çocukların anne-babalarıyla
paylaşacağı pek bir şey bulunmamaktadır. Evlerimizde birbirimize bağlanmak
yerine herkes bir an önce kendi köşesine çekilmenin çabası içindedir. Derin
yalnızlık, hayatımıza hiçbir değer katmamaktadır.
Yalnızlığın hayatımızın ana durumu haline gelmesi,
insanlığımızın merkezinde varoluşsal bir krizle karşı karşıya olduğumuzu
göstermektedir.Yalnızlık, sinsi bir şekilde bedensel, psikolojik ve sosyal
hayatımızı zehirlemektedir. Yalnız olarak ahlaki, mutlu, ve kaliteli bir hayat
yaşamamız mümkün değildir. Yalnızlık, insanın hayat kalitesini her açıdan
tehdit etmektedir.
Kişiliğin yalnız yaşaması, çok zor bir durumdur. Dünyadan,
insanlardan ve tabiattan kopuk bir şekilde yaşamak, insan için işkencedir.
Yalnızlık, kopuştur. İnsanın konuşacak birini bulamaması, kendini dışarıda hissetmesi,
çevresindeki insanların varlığının anlamsız ve boş olarak görmesi kopuşun
derinliğini göstermektedir. Kopuştan sonra insanlar yalnızlaşmakta, hiç kimseyi
arkadaş olarak hissetmemekte ve hiçkimseyi yanında istememektedir.
Yalnızlık hali, insanların birçok biyolojik, psikolojik ve
sosyal sorun yaşamasına neden olmaktadır. Ağır sorunlar karşısında kişinin
toplumsal ilişkiden ve destekten mahrum oluşu, kişiyi çaresiz ve çözümsüz hale
getirmektedir. Kişi, diğer insanlara bağlanmak, ulaşmak ve buluşmak
ihtiyacındadır. Diğer insanlara ulaşmanın, buluşmanın ve bağlanmanın olmaması kişinin
yalnızlık içinde çürümesine yol açmaktadır.
Yalnızlık, kişinin içinde bulunduğu ilişkiler sonucunda vardığı
bir sonuçtur. İlişkilerin yozluğundan, yapaylığından ve sahteliğinden bunalan
insanlar, çözümü ve çareyi yalnızlıkta bulmaktadırlar. İnsanlar, bugün her
zamankinden daha fazla ilişkiler kurmaktadırlar. Ancak bugün kurulan
ilişkilerin, çoğunun kalitesi, derinliği ve doyuruculuğu bulunmamaktadır.
İlişkiler, niceliksel olarak artmasına rağmen, niteliksel olarak gerilemektedir.
Günümüzün en önemli sorunlarının başında insan ilişkilerindeki kalite yokluğu
ve açığıdır. Kişiler, otantik ilişkilere açtırlar. Otantik ilişki içinde olma
ihtiyacının tatmin edilmemesi, kişileri yalnızlığa sürüklemektedir.
İnsanlarla otantik ilişkiler kuramayan kişilerin aradıkları
sıcaklığı ve ilgiyi bir kedide veya köpekte aradıklarını söyleyebiliriz.
İnsanlardan boşalan evleri, kedi ve köpek gibi evcil hayvanlar doldurmaya
başlamıştır. Kedilere ve köpekler bağlanan insanların dünyaları ve hayatları, o
hayvanlarla kurdukları ilişkilerden oluşmaktadır. Evcil hayvanlarla yaşama,
insanlarla kurulamayan otantik ilişkilere alternatif olarak gelişen bir
durumdur. Kediler ve köpekler, insanların yalnızlık bataklığına düşmelerini
engelleyen çok değerli dostlardır. Kedi ve köpeklerin olmaması durumunda ilişkilerdeki
sahtelik, yapaylık ve yüzeysellik, insanları kaçınılmaz olarak yalnızlığa
itmektedir.
Yalnızlık, büyük olumsuzlukların, hayal kırıklıklarının,
doyumsuzlukların ve huzursuzlukların sonunda insanların sığındığı çaresizlik durumudur.
Yalnız insanlar, diğer insanlarla olan ilişkilere hep önyargıyla, olumsuzlukla
ve kötümserlikle yaklaşma şeklinde bir eğilim içindedirler. Yalnız insanlar,
diğer insanları reddetmek ve dışlamak için bütün fırsatları
değerlendirmektedirler. İnsanları dışlamak ve olumsuzlamak suretiyle
kendilerini korumaya aldıkları şeklindeki yanılgı, aslında kişiyi tamamen sevgisiz,
korumasız, verimsiz ve doyumsuz bırakmaktadır. Atilla İlhan’ın dediği gibi
insan için yaşamanın tek yol, gene insandır: “İnsan insanı kendisi
tamamlar/içinde başka dışında başkasın/eksikliğin fazlana elbet bulaşacak/öbürü
sığacak bunun derisine/yoksa sabaha sağ çıkamazsın.” İnsan ilişkilerinin bütün
yetersizliklerine ve yapaylıklarına rağmen, insanın yerini doldurabilecek bir
alternatif yoktur. Yalnızlık yerine insanlarla yarenlik etmekte ısrarcı olmak
lazımdır.