Yalnızlığın Acısı ve Cem Sultan Kitabı
Cihan Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in vefatıyla Osmanlı'da yine taht kavgası başlamış. Onun oğulları Beyazit ile Cem arasındaki taht kavgasında bahtsız bir şekilde ayrılan Cem Sultan olmuştur.
Cem Sultan'ın maceralı ve trajedi dolu hayatı, tabii olarak hem kendi hem de sonraki dönem tarihçilerinin ilgisini cezbetmiştir. Bu nedenle denilebilir ki Osmanlı sultanları arasında hakkında en çok araştırma yapılanlardan, en çok kitap yazılanlardan birisi Cem Sultan olmuştur. Bu kitapların en ağırlıklı bölümü de romanlar ve biyografik çalışmalar oluşturur.
Alfa Yayınları, tarih serisinden çıkan ve merhum İsmail Hikmet Ertaylan imzasını taşıyan "Sultan Cem" adlı kitap, konuyla ilgili şimdiye kadar yazılanların en kapsamlı çalışması diyebiliriz. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin merhum hocalarından İsmail Hikmet Ertaylan, bu çalışmasının ilk baskısını 1950 yılında yapmış. İstanbul fethinin beş yüzüncü yıl dönümü münasebetiyle Edebiyat Fakültesi yayınları arasında basılmış. Kitabın orijinal adı "Sultan Cem, Hayatı ve Eserleri" ismini taşıyor.
Kitabın önsözünde Merhum Ertaylan Hocamız eserin yazılma gereğini şöyle ifade ediyor. "Garbda yazılmış olan eserlerin çoğu şark kaynaklarında; şarkta yazılanların çoğu da garb kaynaklarından faydalanmamışlardır. Biz, az zamanda meydana getirmek zorunda kaldığımız bu eserde, her iki tarafın kaynaklarından da a'zami istifadeye çalıştık. Çok güç olan bu çalışmadan yılmadık. Maalesef kütüphanelerimizde Avrupa kaynakları o kadar azdır ki bunlara dayanarak ilmu00ee bir araştırma yapmak hayal-i muhaldir. Şurası şayan-ı şükrandır ki, memleketimizde bulunan Türk muhibbi, ilim sever bazı ecnebi dostlarımız büyük bir lu00fbtf-ü semahatla bize kıymetli kütüphanelerini açtı. Hariçte bulunan bazı kabilinden birçok vesika elde etmek imkanına erdiku2026"
Bin dokuz yüz elliler için böyle muhtasar bir çalışmanın o kadar kıt imkana rağmen husule gelmesi çok önemlidir. Kitabın içeriğine baktığımızda bu çalışmanın bir tarih kitabı olması yanında müellifin edebu00ee kimliği de yansımış olacak ki Sultan Cem hakkında yazılmış şiirlere de genişçe yer verilmiş. Antoloji derecesinde bu şiirler üzerinde de ayrıca bir çalışma yapmak gerekir ki bazen edebu00ee bir metin tarihsel metnin çözülmesinde önemli bir katkıda bulunabilir.
Sultan Cem hakkında kitapta yazılanlardan da şu intibaı edindim. Sultan Cem, babası padişah iken dünyaya gelen şehzade olduğu için taç ve tahtın tek varisi olarak kendisini görüyordu. En azından buna inanıyordu. Nitekim babası Fatih Sultan Mehmet'in Uzun Hasan'a esir düştüğü rivayetini işitir işitmez hükümeti ele almaya kalkışması da bu inancın canlı bir şahididir. Uzun Hasan'ın peşine düşen ve seferden geldikten sonra vefat eden Sultan Mustafa hayatta kalmış olsaydı kendisi de çarpışılacak ikinci bir rakip olurdu. Çünkü o da Beyazıt gibi babasının şehzadelediği sırasında dünyaya gelmiş ve saltanat mirasından mahrum büyük kardeşiydi. Sultan Mustafa'nın bu şekilde ölümü Sultan Cem'i üzmemiş belki içten içe memnun bile etmiştir.
Hülasa Sultan Cem, babasının vefatının ardında ağabeyi Beyazit'e karşı başlatmış olduğu taht kavgasını kaybetmiş. (3 Mayıs 1481) Önce Mısır'a sığınır. Daha sonra tekrar Anadolu'ya geçerek şansını bir kez daha denemiştir. Bu sefer de yenilince Rodos adasına gitmek üzere Anadolu'dan ayrılmıştır. Niyeti Rodos şövalyelerinin yardımıyla Rumeli'ye geçmekti. Ama artık özgür bir şehzade değil, tutsak bir rehindi. Hayatının bundan sonraki 13 yılı da böyle geçecekti.
Bu talihsiz şehzadenin taht kavgasıyla bütün bir İslam dünyasına da verdiği talihsizlikler kitabın uzun uzun sayfalarında anlatılmaktadır. Kitabı husule getiren İsmail Hikmet Ertaylan hocamıza rahmet dilerken bu eseri yeniden yayın hayatımıza kazandıran Alfa yayınlarına da teşekkür ederim.