Yalanın bini bir para
Önümüzdeki günlerde siyaset daha da ısınacak ve bizleri yaz sıcaklarında fazlası ile terletecek olsa bile birlik ve bütünlüğümüze helal getirmemeli.
Getirmemeli diyorum çünkü herkesin ittifak içinde olduğu bir gerçeklik var. Hepimiz aynı gemideyiz. Gemimiz su alırsa sen ben fark etmez birbirimizin gözünün içine baka baka helak oluruz.
Etrafımızda gemisi batmış veya batırılmış çok devlet ve topluluk var. Hallerini hep beraber görüp ibret almamız gerekirken oyunda oynaşta olma lüksümüz olmamalı.
Yerli yabancı, gerilim tüccarları yine arzı endam etmiş durumdalar. Sağlı sollu salvoları ile omurgamızı oynatarak durumdan vazife çıkarmakla meşguller. Amaçlarına kısmen ulaştıklarını da görmemiz gerekiyor. Böyle günlerde bu güruh kadar cesur olmaz ve oyunlarını bozmazsak vay halimize.
Çünkü bu seçim daha yenilenmedi ama sonucu ne olursa olsun şaibesi, dedikodusu yıllarca sürecek ve büyük ihtimal buradan açtıkları yara tıpkı gezideki gibi kanatılmaya müsait hale getirilecek.
Geziden,15 Temmuza kadar nerede ise her aybaşımıza örülmek istenen çorap yeni yeni dümenlerle birlik ve bütünlüğümüzü çatlatmaya devam edecek gibi gözüküyor. Bu topraklarda yaşamamın böyle bir bedeli var.
İstanbul seçimleri üzerinden algı pazarı kurup hayali olgularla üstümüze çullanmaya çalışan batılı müttefik dostlarımız (!) çok şükür kendi canlarının derdine düştüler, eğer kendi kıçlarına batan mertekler olmasa idi bizim gözümüzdeki çöpü dev aynasına alacak ve kopardıkları yaygara biraz daha vahim olacaktı.
Şükür aynı durum eş zamanlı onlarında başına geldi birçok yerde şaibenin kalkması için onlarda seçimleri yenileme kararı aldılar.
Ülke olarak yapacak çok iş var. Ama nerede o akıl nerede o zeka? Tayyip düşmanlığı gözleri kör, kulakları sağır, dilleri ise lal eylemiş.
Patates ve Soğancıların yeni projelerini merak etmiyor değilim. Şimdi neyin peşindeler acaba?
Boş duracaklarını hiç sanmam.
Ağababalarının vereceği yeni görevlerini önümüzdeki günler hep birlikte yine görecek ve hayretle ibretle takip edeceğiz.
İmamın oğlu kardeşime acizane önerim; ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol ki kafalar daha fazla karışmasın.
Yalancının mumunun yatsıya kalmadan söndüğü aydınlık bir dönemde yaşıyoruz. Eski Türkiye yok artık Uyuyanları hala olsa da bu millet çoğunluk olarak uyandı artık.
Çok zeki olduğunu ve nabza göre şerbet verme yeteneğinin yüksek olduğunu peşinen kabul ediyorum. Akleden olmayan yüksek zekalı yaratıkların desiselerine ve dümen suyuna girip gayya kuyusuna düşmeni de istemem.
Hakkında atılıp tutulan ham hayal safsata şeylerin çoğunun çakma olduğunu bilmene rağmen sessiz kalmayı tercih ederek kendi menfaatine yontup daha fazla bölüp parçalanmaya vesile olman memleket düşmanlarının işine yarasa da ülkemizin ve devletimizin menfaatine olamaz.
Şunun şurası bir seçim kazananı kaybedeni olacak elbet. İddia ettiğin gibi mağdursan zaten kazanacaksın. İstanbul halkının vereceği karara hep birlikte amenna demek durumundayız.
Ülkemiz ve vatandaşımız kazansın diyorsan ki, öyle düşündüğünü tahmin ediyorum.
Daha fazla ayrışmaya ve ayrıştırmaya zemin hazırlamamalısın. Mal bulmuş mağribicilere ve azgın azınlığa el oğuşturma firsatı verilmemelisin. 15 Temmuzun çilekeş ve fedakar gönüllüleri sözlerim size de. Bu milletin birlik ve bütünlüğüne sağladığınız katkıyı seçim atmosferinde olduğumuz bu günlerde de bekliyorum.
O gece darbeci teröristleri alkışlayan soysuzların ve marjinal güruhun içimizde yaşadıklarını unutmayın. Sayıları az fakat cesaretleri fazla birçoğu soysuz medya elemanı bu troller kadar cesur olmak zorundasınız. Durum vahim, birlik ve bütünlük içerisinde kendinize yakışacak şekilde hareket edin.
Bu millet 94 de belediye başkanı olarak seçtiği kişiyi bugün başkan yaptı. O günü dün gibi hatırladıkça CHP zihniyeti ile ilgili yaşadıklarım hafızamda tazeleniyor ve açıkça tedirgin oluyor bu zihniyete Allah fırsat vermesin duasına AMİN diyerek kendimi manen güçlendirmeye çalışıyorum.
İmamın oğlu kardeşim inşaAllah siz CHP zihniyetinin aşırılıklarına fren olabilir ve bu azgın güruha dur dersiniz. Bunu devletim ve milletim adına sizden rica ediyorum. Bu güruhun yediği herzelerle ilgili o günlerden hafızamda kalanları yazmaya kalkmayacağım.
Siz nabza göre şerbet verebilen bir yetenek olarak germeyin gerdirmeyin ve düne kadar halkımıza gösterdiğiniz yüzünüzü; yalanı su gibi içerek, küfrederek ,adam pataklayarak, iftiraları havada uçuşturarak veya dalga geçer gibi tutum ve davranışlarla değiştirmeyin lütfen .
Gezi zekalıların dümen suyuna girmeyin. O güruhun üç beş ağaç uğruna başlattığı dış kaynaklı kalkışma bu gün bile belimizin doğrulmasında bu milleti zorluyor. O gün devletimizden taleplerini bir kez daha tekrarlayalım ki, unutanlarımız hatırlasın.
Neydi onlar?
Üçüncü köprü, üçüncü hava alanı ve kanal İstanbul gibi devasa projeler ki, tüm zinde dünyanın karşı çıktığı bu projelere derhal son verin ile başlayan talep listesi öyle kabarık ve öyle saçmalıkları içerisinde barındırıyordu ki, Allah’ım aklımı koru dediğim dün gibi aklımda.
Bu cüreti nereden aldıklarını artık çok iyi biliyorum. Bildiklerimin ve yaşadıklarımın bir kısmını yazarak özellikle genç kardeşlerimin bilinçlenmesine vesile olmaya çalışıyorum.
Geleceğimiz olan gençlerin çoğu yakın tarihi bilmeyebilir. CHP zihniyetini tanımayabilir. Özgürlüklerin sınırlarının ikide bir dipçikle nasıl daraltıldığından haberdarda olmayabilir. Ancak alıcılarını açarak etrafa bir baksınlar.
Sudan Mısır Yemen Libya Suriye Irak hatta Balkanlar. Bu beldeleri savaş stüdyosuna ,yerli halklarını ise çevirdikleri filmin piyonu yapan medeni (!) batının vahşet sahnelerini bir izlesinler .Nasıl hiç bir ayırım yapmadan gerçek sahnelerde toplu katliamlar yaptıklarını görerek savrulacağımız yerlerle ilgili düşünerek sen ben davası gütmeden devlerimize sahip çıksınlar.
Devletimiz ayakta olduğu sürece dışardan olsun içerden olsun fark etmez. Ürüyen itler ürüyedursun biz yolumuza devam ederiz..
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.