Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Kasım 2024

Yalan uzmanı olmak

Değerli okurlarım, tüm dünyayı ve insanlığı tehdit eden haksızlık hukuksuzluk ve savaşlar ülkemiz içinde ciddi tehdit oluştururken ülke gündemini işgal eden eften püften şeylerle uğraşıyor olmak en hafifinden ahmaklık olur diyorum.

Ortadoğu ve Mezapotamya’da yaşayanlar nasıl kaderlerini yaşıyorlarsa, bizde o toprakların bir parçası olan cennet vatanımızda aynen kaderimizi yaşıyoruz.

Şanlı tarihimizde olmazlar olmuş, kardeş kardeşle, dindaş dindaşla savaşmış. Tarihin tekerrürü hep olmuş ve bugünde tekerrür etmeye devam ediyor ve edecek.

Günümüzde her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe muhtacız.

Soğuk savaş yıllarında her şey bu kadar ayan beyan ortada değildi. Son yıllarda sosyal medyanın da katkısı ile nerede ise hiçbir şey gizli kapaklı kalmaz oldu. Beden dili okumalarını da hesaba katarak ağızdan çıkanlarla harmanladığımızda kimin ne niyette olduğu âşıkar hale geliyor.

Hafızalarımızı yoklayalım ve son günlerde ülkemiz gündemini film şeridi gibi gözden geçirelim.

Yerelde iktidar olan CHP demlendikçe demlenerek aslını neslini inkâr eder duruma geldi. Bu öyle bir inkâr ki, Tunceli belediyesi önünde herkesin gözü önünde bağıran terörist bozuntusu Dersim’in hesabını görmediklerinden bahisle cumhuriyetin kurucu partisine ve kurucusuna parmak sallıyor.

Dağdaki çapulcu ve meclisteki maşaları, yerelde iktidar olan partiye yenilip yutulması mümkün olmayacak kadar büyük hakaretlerle temcit pilavı gibi ha bire bizim sayemizde hatırlatması yaparak açık seçik sabrının sonuna geldiklerini söylüyor.

Anlı şanlı solcular. Aydınlar, sanatçılar, yazarçizer takımı ve CHP sus pus ama devletin tüm organlarının iç ve dış tehdit ile ilgili omurgalı duruşuna saygı şöyle dursun demediklerini bırakmıyorlar.

İBB’nin 5 yıllık icraatlarına bakalım. Zekâsı ile değil aklıselim ile süzgeçten geçirelim, iri puntolu reklamlar ve hipnotize edici sırlı kelimeler dışında ortaya koskocaman bir hiç çıkar.

En son yaşanılan kreş olayı. Bakanlıktan gelen yazıya objektif olarak bakıldığında kreş adı altında bazı akçeli nedameli işler çevrilmiş. Belediyelerden sorumlu bakanlık belediyelerde kreş adı altında faaliyet gösteren ama kreş olmayan işletmeler olduğunu tespit etmiş. Bu şekilde faaliyet gösteren yerlerle ilgili denetimlerde farklı faaliyetlerin yapıldığı tespit edilince tüm belediyelere bir tamim yollayarak yanlışlarını düzeltmelerini talep etmiş. Kreş açamazsınız dememiş, kreş adı altında ibaresi özenle seçilerek hatayı yüzlerine değil de nezaketle yazılı olarak bildirmiş.

Sen misin bunu yapan.

Mal bulmuş mağribici gibi saniyeler içerisinde basına açıklamalar asmalar kesmeler ve tehdit savurmalar. Sanırsın ki, boş kabadayı. Ne iz’an ne insaf, ne saygı nede devlet terbiyesine uygun bir duruş hepsini hak getire. Olayın aslına aklı ile bakanların gördüğü şeyi görmüyor değil durumdan vazife çıkarmak peşinde hazret. İşin garip tarafı belediyelerde bu tür faaliyetlerin yasaklanması CHP’nin 2007 yılında anayasa mahkemesine müracaatı ile bizzat anayasa mahkemesi tarafından verilmiş. Bu sorulduğunda verdiği cevap ise başka bir makale konusu. Aynı CHP belediyelerin fakir öğrencilere burs vermesini de yine anayasa mahkemesine müracaat ile yasaklatmıştı. Bu yasağa rağmen CHP burs dağıtmaya devam ediyor. Hükümet edenler CHP gibi anayasa mahkemesine müracaat etmeyerek bu yasağa öğrenci lehine olduğu için engel olmadığı halde kreş adı altında eğitim faaliyetlerine niçin engel oluyor sorusu bence çok önemli. Çünkü amaçları hep üzüm yemek yerine bağcı dövmek olmuş. İstanbul’un giderek çekilmez hale gelen devasa sorunları var. Deprem, trafik ve toplu taşımada yaşanılan rezaletler ilk akla gelenler.

Depremle ilgili nerede ise hiçbir çalışma zaten yok. Trafik çilesi vatandaşı bezdirmiş ama toplu taşıma da yaşanılanlar her saniye artarak devam ediyor. İBB çare ve çözüm için mücadele etmek ve altenatifler üzerine kafa yormak yerine kolay yoldan kent lokantaları açıyor, trol ordusunu davet edip törenler düzenleyerek de açılış yapmayı daha uygun görüyor. Hem çok kolay hem de göz boyayıcı benzer işlerde yapmıyor değil. Konserler, reklam panoları, yapamadığı değil yapmadığı büyük projelerle ilgili sıfır projeli işleri imzalatamıyorum yaygarası ile cumhurbaşkanını suçlamalar.

Adam tam bir pişkin ve laf ebesi.

Üsküdar’da daha önce garip gurebaya bedava yemek servisi yapılan Selimiye’deki aş evi büyük bir törenle başkan tarafından geçen hafta yeniden açıldı.

Yandaş televizyonlar ve sosyal medya trolleri de rekor kıran paylaşımları ile on binlere hatta yüz binlere bu şanlı açılışı(!) ballandıra ballandıra vatandaşa duyurdu.

İstanbul’da toplu taşımayı günlük olarak kullanan bir vatandaşım. Özellikle son aylarda otobüs, metro, metrobüs duraklarında yürüyen merdiven ve asansörlerde ciddi sorunlar var. Birçok istasyonda merdiven ya da asansör çalışmıyor.

Konu geçen hafta İBB meclisinde gündeme getirildi. İstatistikler verildi, nerelerde sorunlar var bir bir örneklendi. İstanbul genelinde, asansör ve merdivenlerin yarısına yakınının arızalı olduğu belgelendi ama başkan oyunda oynaşta ve şov yapmaya onu bunu azarlamaya devam ediyor.

Bu aymazlık böyle devam ederse İstanbul’a yazık olacak. Bugünleri mumla arayacağız. Yanımız yönümüz cehennem. Gazze kasabı ve koruyucusu sarı gâvur kana doymamış olmalı ki çoluk çocuk kadın yaşlı demeden ha bire Müslüman kanı akıtmaya devam ediyor. Ortak paydamız olan devlet millet bütünleşmesi ile iç ve dış düşmanlara karşı direncimizi artıralım.

Zalimin zulmünü beklemeden devlet-millet el ele vererek demir bilyeler olalım ki, tek dişli canavarların son dişlerini dökmek necip milletimize nasip olsun.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.