Yalan pazarı
Akıl süzgecinden geçirilmeden ulu orta etrafa yayılan ve bir bardak suda fırtına kopartmayı maharet belleyen belli bir kesim tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde olduğu gibi yine başladılar yaygaraya.
Alavere dalavere.
Ceviz kabuğunu doldurmaz
şeylerin puntosu büyütülüyor, trol ordusu sapkınları ve piar uzmanlarınca
makyajlanıp servis ediliyor ve etrafta hazır bekleyen piyonlar vasıtası ile de
sosyal medyada köpürtüldükçe köpürtülüyor.
Yerel seçimlere sayılı
günler kala malum kesim hızlı başladı ve körün fil tarifi yaptığı gibi,
bulduğu yerden ahkam kesenler yaygara koparmaya başladılar.
Yaşından başından
utanması gereken kelli felli insanların ağzından çıkanları kulakları duymuyor
olsa gerek.
Koca koca yalanları
hangi akıl ve mantıkla vatandaşın gözlerinin içine bakarak söylüyorlar
gerçekten merak ediyorum.
Değerli dostlar
dezenformasyon yasası bu aymazlığı durdurur diye düşünenler büyük bir hüsran
içindeler çünkü malum kesim bırakın durmayı iyice azıttı.
Kime neye güvenerek
böyle bir aymazlıkta ısrar ediliyor?
Sosyal ve dijital
medyada dolaştırılan bilgilerin nerede ise hepsi enfekte ve bulaştırıcılığı da
çok yüksek.
Ülkemizde sorun bulmak
veya üretmek çok kolay, çalışmaya üretmeye, akıl etmeye veya malzeme bulmak
için ekstra bir gayrete de ihtiyaç yok.
Birgün EYT, başka bir
gün maaş zamları hatta hükumetin tüm halkımızı ilgilendiren olumlu icraatları
bile sorun üretmeye yetiyor.
Market poşetleri
üzerinden soğan patates fiyatları üzerinden koca koca küçük sorunlar üretilerek
toplum hafızası kirletilebiliyor.
Hele din üzerinden
yapılanlar bambaşka bir mecra ve konu mankeni bulmanın çok kolay olduğu ses
getiren aynı zamanda da dinsizlerin çok mu çok sevdiği bir alan.
Geçmiş yıllarda din
üzerinden yapılmış yalan ticaretine unutulması mümkün olmayan bir örnekle
hatırlatma yapacağım.
Anadolu’muzun bir
şehrinin müftüsünün keçisi çalınır.
Ahali hırsızı bulmak
el ele vererek canhıraş hırsızı ararken bugünde yayın hayatını aynı mantıkla
yürüten anlı(!) şanlı(!) gazete bulduğu bu fırsatı derhal manşetine
taşıyarak dinimiz aleyhine kullanır.
Manşet;
“Ey ahali duyduk
duymadık demeyin Müftü keçi çaldı.”
Mağdur olan müftü
keçisinin çalındığına yanması gerekirken üzerine atılan bu iftiradan kurtulmak
için gecesini gündüzüne katar çalınan keçisini unutur ve akıl mantık dışı bu
haberin peşine düşer ama nafile.
Tüm çabaları boşa
gider ve keçi hırsızı kara lekesinden kurtulamaz.
Keçi hırsızı hoca
manşeti aradan geçen yarım asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen müteveffa
müftümüz keçi hırsızı sabıkası ile dünyasını değiştirir.
Malum kesimin
görüntülü ve yazılı unsurları bugünde o günden farklı durum içinde değil hatta
daha da şedid ve azdıkça azıyorlar.
Son günlerde gelen
şehid haberleri üzerinden de algı ticareti yapacaklar ama şimdilik cesaret
edemediklerinden olsa kem küm etmekle yetiniyorlar. Gazze cihadı ile ilgili
tutum ve davranışlarından ve mazlum bir halkın göz göre göre yok edilmesine
karşı yedikleri herzelerden zaten ne demek istediğim anlaşılıyor.
Yerel seçim süreci
içerisinde daha ne kepazelikleri haber değeri varmış gibi satacaklar pek
bilinmese de perşembenin gelişi çarşambadan belli oldu.
Dine diyanete daha çok
musallat olacaklar.
Devletimize, birlik ve
bütünlüğümüze ve geleceğimizi karatmak için buldukları her fırsatı
değerlendirecekler.
Uyumayalım, uyuyanları
uyandıralım.
Sağlık ve mutluluk
dileklerimle.