Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.08
Gram Altın
2990.17
BIST 100
9493.78
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yalan haber ve yalancılık

Bazı kişiler var ki hedeflerine gidebilmek için her yolu deniyor, her yalana başvurabiliyorlar. Sadece dün yazılı medyada gördüğüm iki ağır iftira ve yalandan söz etmek istiyorum.

İlki Hürriyet Gazetesi’nden Selahaddin Selvi’den:

“Aylin Nazlıaka, CHP Kadın Kolları heyeti olarak gittikleri Çanakkale’de otele giriş yaptıkları sırada birinin, “Reisi size yedirmeyiz” diyerek aracı üzerlerine sürdüğünü, CHP’li kadınları ezmeye çalıştığını iddia ediyordu. … Bambaşka bir durum ortaya çıktı.

“Reisi size yedirmeyiz” diye CHP’li kadınları ezmeye çalıştığı iddia edilen şoför Vedat, “40 yıllık CHP’liyim” dedi.

CHP’li kadınları aracıyla ezmeye çalışacak kadar fanatik ve saldırgan AKP’li, reisçi” olarak takdim edilen şoför CHP’li çıktı.

CHP Çanakkale Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol, “Kadınların üzerine direksiyon kırılmadı. Ama parti otobüsümüzün üzerine direksiyon kırıldı” dedi.

Olayın siyasi değil, iki şoförün sürtüşmesi olduğu ortaya çıktı.

Eğer gerçekten CHP’li kadınlara yönelik böyle bir saldırı girişimi olsa ilk olarak ben karşı çıkardım. Ama Aylin Nazlıaka’nın, “Demirden korksak trene binmezdik” diye meydan okumasına, “Bu saldırılar bize vız gelir” diye coşmasına rağmen iddiaları doğru çıkmadı.”

Bu sosyal medyada patlama yapan çirkin yalandan sonra Selvi soruyor:

“Aylin Hanım buna niye ihtiyaç duydunuz? Bu yalanlarla ortalığı karıştırmanın anlamı ne? Yalan siyaseti CHP’ye ne kazandırır?”

İkinci ve daha çirkin yalan ise yine cumartesi günü sosyal medyada idi ve "Cumhurbaşkanı Erdoğan Rize'deki açılış töreninde sahneye çıkardığı çocuğu dövdü" diye bir görüntü paylaşılıyordu.

Onun içyüzünü de Sabah’tan Melih Altınok yazmış:

“Bir iki saniyelik görüntüde Erdoğan işaret parmağıyla bir çocuğun başına "Tamam ulan tamam anladık" diye söylenerek vuruyordu.

Muhalefet vekilleri çoktan Erdoğan'ı kınamaya başlamışlardı. Oturdum, görüntünün tamamını izledim. Erdoğan önde kurdeleyi zamansız kesen bir çocuğun "Annem o mektubu size verdi" ısrarını "tamam" diye dalgaya alıyordu. İlerleyen saniyelerde de meşhur olan haylaz da dâhil tüm çocuklarla her zamanki gibi sarmaş dolaş şakalaşıyordu. Hep beraber kahkahalarla gülüyorlardı.

Evet, başka ne olacaktı ki zaten?

Vahim olan, karşılarında çocuklarla diyaloğu alametifarikası olan Erdoğan gibi bir siyasinin bile milyonların önünde çocuk dövdüğüne inanacak bir kitle olduğunun farkında olmaları. Vay halimize.”

***

Daha ne anlatalım? Aynı gün skandal yalanlar sosyal medyada yer ediyor, yayılıyor ve maalesef peşin hükümlü bazı kişiler hemen buna inanıyor ve yalan olduğunu bilerek paylaşıyorlar.

Hâlbuki yalan söyleme ve yalancılık karakter bozukluğudur, güvenilmez ve inandırıcılıkta uzak olma demektir. Toplumda bu kadar çirkin yalanların böylesine yayılabilmesi maalesef iyiye doğru gitmeyen şeylerin olduğunu gösteriyor.