Yalan haber ve yalancılık
Bazı kişiler var ki hedeflerine gidebilmek için her yolu deniyor, her yalana başvurabiliyorlar. Sadece dün yazılı medyada gördüğüm iki ağır iftira ve yalandan söz etmek istiyorum.
İlki
Hürriyet Gazetesi’nden Selahaddin Selvi’den:
“Aylin Nazlıaka, CHP Kadın Kolları
heyeti olarak gittikleri Çanakkale’de otele giriş yaptıkları sırada birinin, “Reisi size yedirmeyiz” diyerek aracı üzerlerine sürdüğünü, CHP’li
kadınları ezmeye çalıştığını iddia ediyordu. … Bambaşka bir durum ortaya çıktı.
“Reisi size yedirmeyiz” diye CHP’li
kadınları ezmeye çalıştığı iddia edilen şoför Vedat, “40 yıllık CHP’liyim”
dedi.
CHP’li kadınları aracıyla ezmeye
çalışacak kadar fanatik ve saldırgan AKP’li, reisçi” olarak takdim edilen şoför
CHP’li çıktı.
CHP Çanakkale Kadın Kolları Başkanı
Sibel Erol, “Kadınların
üzerine direksiyon kırılmadı. Ama parti otobüsümüzün üzerine direksiyon
kırıldı” dedi.
Olayın siyasi değil, iki şoförün
sürtüşmesi olduğu ortaya çıktı.
Eğer gerçekten CHP’li kadınlara
yönelik böyle bir saldırı girişimi olsa ilk olarak ben karşı çıkardım. Ama
Aylin Nazlıaka’nın, “Demirden
korksak trene binmezdik” diye meydan okumasına, “Bu saldırılar bize vız gelir” diye coşmasına rağmen iddiaları doğru
çıkmadı.”
Bu sosyal
medyada patlama yapan çirkin yalandan sonra Selvi soruyor:
“Aylin Hanım buna niye
ihtiyaç duydunuz? Bu yalanlarla ortalığı karıştırmanın anlamı ne? Yalan
siyaseti CHP’ye ne kazandırır?”
İkinci ve
daha çirkin yalan ise yine cumartesi günü sosyal medyada idi ve "Cumhurbaşkanı
Erdoğan Rize'deki açılış töreninde sahneye çıkardığı çocuğu dövdü"
diye bir görüntü paylaşılıyordu.
Onun
içyüzünü de Sabah’tan Melih Altınok yazmış:
“Bir iki saniyelik görüntüde Erdoğan
işaret parmağıyla bir çocuğun başına "Tamam ulan tamam anladık" diye
söylenerek vuruyordu.
Muhalefet vekilleri çoktan Erdoğan'ı
kınamaya başlamışlardı. Oturdum, görüntünün tamamını izledim. Erdoğan önde
kurdeleyi zamansız kesen bir çocuğun "Annem o mektubu size verdi"
ısrarını "tamam" diye dalgaya alıyordu. İlerleyen saniyelerde de
meşhur olan haylaz da dâhil tüm çocuklarla her zamanki gibi sarmaş dolaş
şakalaşıyordu. Hep beraber kahkahalarla gülüyorlardı.
Evet, başka ne olacaktı ki zaten?
Vahim olan, karşılarında çocuklarla
diyaloğu alametifarikası olan Erdoğan gibi bir siyasinin bile milyonların
önünde çocuk dövdüğüne inanacak bir kitle olduğunun farkında olmaları. Vay
halimize.”
***
Daha ne
anlatalım? Aynı gün skandal yalanlar sosyal medyada yer ediyor, yayılıyor ve
maalesef peşin hükümlü bazı kişiler hemen buna inanıyor ve yalan olduğunu
bilerek paylaşıyorlar.
Hâlbuki yalan söyleme ve yalancılık karakter bozukluğudur, güvenilmez ve inandırıcılıkta uzak olma demektir. Toplumda bu kadar çirkin yalanların böylesine yayılabilmesi maalesef iyiye doğru gitmeyen şeylerin olduğunu gösteriyor.