Yalan fabrikası
Ak Parti bu ülkeye ne kadar
proje ve icraat üretmiş ise; CHP’de o kadar yalan üretmiştir, hatta Ak Partinin
hizmet üretme hızından daha hızlı davranmıştır. Çalışmayı, üretmeyi, hizmet
siyasetini sevmeyenler, özellikle imanlı milletimizi hiç sevmeyenler asla
doğruyu ve çalışanı da sevemediler… CHP
bu milletin ayağına kara lastiği; kafasına da yalan giydirmeyi daima çok sevmiştir.
Şimdi sadece kafalara yalan geçirme fırsatı var ellerinde, yoksa çoktan kara
lastikleri de yeniden geçirmişlerdi...
CHP
sadece bu son19 yılda mı yalan söylüyor? Hayır! Temelleri atıldığından beri
yalan ve iftira üretiyor… Yalan ve iftiralarıyla nerelere ve kimlere neler
yaptığını tarih ve vicdan sahipleri bilmektedir. Bu ülkeye hizmet eden herkes,
CHP’nin sıçrattığı çamurlardan hissesini almıştır. Kibarlık timsali Menderes, dirilişin
temellerini atan Özal, bu yalan fabrikasının yalanlarına maruz kalmışlardır.
Sadece dürüst ve çalışkan siyasetçiler değil, milletin maddi ve manevi inkişafına
sebep olan, alın teri döken herkes yalan ve iftiraların hedefi olmuşlardır… Perdeler açılsa; CHP’nin bu millete ne
yalanlar söylediği anlaşılacak, muhabbeti olanlar bile şaşırıp kalacaklardır. Devlete,
Millete ve İslam’a gerçek manada hizmet eden dava insanlarına atılan iftiralar
ve utanmadan – sıkılmadan söylenen yalanlar ve çektirilen acılar hiç ama hiç
unutulmayacaktır.
CHP’nin
yalanlarını burada saymak, hem zaman alacaktır, hem de bu köşeye sığışmaz. Bu
köşeye değil; millete hizmet eden bu gazeteye dahi sığışamaz… Sadece şu misal: CHP zihniyetinin tutsağı olmuş Halk
TV'de Emin Çapa ve Ayşenur Arslan’ın Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş için
söylediği yalan, yalan fabrikatörlüğüne yeterli delil olacaktır. Ali Erbaş Ankara
Şehir Hastanesi’nde Koronavirüs tedavisi gördüğü halde, Amerikan Hastanesi'nde
tedavi görüyor yalanı birkaç dakika sonra ellerinde patlayınca, Erbaş’ın
Ayasofya’da hutbeye kılıçla çıkmasına nefretle, kinle değinmiş olan Ayşenur
Arslan’ın: “Olabilir… Ama en azından kılıçla hayatımızda yer aldı” demesi yalan
yüklü katarlarına bir vagon daha eklemiştir. Özür dilemeyip, Ankara’da
bulunmayan Amerikan Hastanesi bahanesiyle Erbaş’ın kılıçlı Ayasofya pozuna
nefret kusmuşlardır. Ayasofya acısı yüreklerine öyle bir oturmuş ki… Ayşenur Arslan’ın, hasta olmuş, tedavi
gören bir devlet görevlisine bırakın geçmiş olsun demesini, yalanlarla
saldırıyor ve Emin’de yalanları çapalıyor; daha sağlam kök salsın diye...
Yalan
fabrikatörleri hiç boş durur mu? CHP’nin emeklilerle ilgili bir programın da: “Tayyip
duy sesimi; sen saraylarda otururken ben torunuma süt alamıyorum” diye rol
kesen Yıldız teyzenin yalanı da ortaya çıkmıştır. Teyzemiz akşamdan kalmanın ve
açlığın (!) tesiriyle ve süslü kıyafetleriyle öyle bir coşmuş ki yanındakiler;
şimdi Erdoğan’ı bitirdik duruşu sergiliyordular… Ve yıldız teyzemizin çilingir
sofrası sosyal medyaya düşer, bambaşka “sütler” yalanı ortaya serer.
Yıldız teyze kurulmuş içki
sofrasına, gözleri viskiye yıldız yıldız bakıyor… Sen çok yaşa ey yalanları
ortaya çıkaran sosyal medya... Yıldız teyze sırtında kaliteli kıyafetler, dilinde
müftü karısı gibi yalanları… “Torunuma süt bulamıyorum” diyen teyzenin
içkili sofraları Erdoğan’a nefret meyvelerini çoktan yetiştirmiş. Bu nasıl
nefret! Bu nasıl yalan! Oysa açız açız diyenlerin mideleri haram dolu. Zaten
gerçek açın takati kalmaz saldırganlığa. Gerçek aç acizliğini anlar, tevazua
bürünür, ne verseler şükürle alır, yürür… Yıldız
ablamızın sırtındaki pahalı, masasındaki pahalı… Aslından bir içki parasıyla
kaç garibana süt alabilirmiş…
Bu
yalan fabrikasının fabrikatörleri o kadar azmışlar ki; diktatör dedikleri
insanın nerede ise cımbızla etlerini yolacaklar… Yalan fabrikası CHP’de icraat yok, proje yok, vatan tasası yok, yapılan
hizmetleri alkışlamak işte o hiç yoktur. Yalan ise seri üretime bağlanmış,
mesaiye bile kalınıyor…
Yalan üreten, hizmet üreteni
sevemez!
Bankaları rahatlıkla hortumlayamayanlar Erdoğan’ı sevemezler… Adı bizden güya Müslüman ama hakikatte Gayrimüslim olanlar Erdoğan’ı sevemezler… Hainliği üç öğün şurup şeklinde içenler, vatan sevgisinden vazgeçenler, kursağından sadece haram geçenler Erdoğan’ı ve Ak Parti’nin hizmetlerini asla sevemezler… Ama harbi gayrimüslimler, hem vatanı hem Erdoğan’ın hizmetlerini sever ve yalana tenezzül etmezler…