YAHÛDİLİK-MASONLUK MÜNÂSEBETİ (99)
Elbirliğiyle, İsrâil’i
Devletler câmiasına soktular
“Weizmann, Birleşmiş Milletler
Teşkîlâtı’nda Filistin’in paylaştırılması teklîfinin reye konulmasının hemen
evvelinde, Amerikan Cumhûr Reîsi Harry Truman’a baskı yapmak için, 19 Kasım
1947’de, uçakla Vaşington’a gitti. Kısa bir görüşmeden sonra, bir Yahûdi
Devleti kurulması husûsunda tereddüd içinde olan Truman’ı buna iknâ etti.
Müteâkiben, Truman, BMT’de paylaştırma lehinde karâr verilmesi için elindeki
bütün imkânları kullandı. “BMT’nin 29 Kasım 1947 toplantısında, 33 lehte, 10
aleyhde ve 13 müstenkif rey verildi ve BMT’nin işbu 181 Sayılı Karârı, asrî
İsrâil Devleti’nin têsîsinin milletler arası hukûkî temeli oldu.
FOTO:
Cihânşümûl Masonluk ile Bene Berit Masonluğu, elbirliğiyle, İsrâil’i
Devletler câmiasına soktular
Yukarıda, Amerika’nın Los Angeles
şehri yakınındaki Thousand Oaks’da faâliyet gösteren 807 numaralı Conejo Valley
Lodge Âzâsı, Dâhiliye Mütehassısı Dr. Howard Bliman’ın, 22 Şubat 2018 târihinde, kendi Locasının
İnternet Sitesinde, Masonluk ile Siyonizm ve İsrâil Devleti arasındaki
berâberliğe dikkat çeken “A Remarkable Connection of Freemasonry and Israel
(Farmasonluk ile İsrâil Arasında Dikkate Şâyân Bir Râbıta)” başlıklı bir
makâlesini, metnin İngilizce aslı ve tercümesiyle berâber tam metin hâlinde
iktibâs etmiştik. Onun, Truman’ın İsrâil’in Devletleşmesindeki rolünden
bahseden pasajı şöyleydi:
“Weizmann, Birleşmiş Milletler
Teşkîlâtı’nda Filistin’in paylaştırılması teklîfinin reye konulmasının hemen
evvelinde, Amerikan Cumhûr Reîsi Harry Truman’a baskı yapmak için, 19 Kasım
1947’de, uçakla Vaşington’a gitti. Kısa bir görüşmeden sonra, bir Yahûdi
Devleti kurulması husûsunda tereddüd içinde olan Truman’ı buna iknâ etti. Müteâkiben,
Truman, BMT’de paylaştırma lehinde karâr verilmesi için elindeki bütün
imkânları kullandı.
“BMT’nin 29 Kasım 1947
toplantısında, 33 lehte, 10 aleyhde ve 13 müstenkif rey verildi ve BMT’nin işbu
181 Sayılı Karârı, asrî İsrâil Devleti’nin têsîsinin milletler arası hukûkî
temeli oldu.
“14 Mayıs 1948 târihinde, başında David Ben Guryon’un bulunduğu Filistin
İçin Yahûdi Ajansı, [müstakil] bir İsrâil Devleti kurulduğunu îlân etti ve
îlândan hemen birkaç dakîka sonra, Truman, İsrâil Devleti’ni tanıdı. Ertesi
gün, İngiliz mandası nihâyet buldu ve asrî İsrâil doğmuş oldu.”
“From left to right. U.S. President Harry Truman, Eddie Jacobson, Maurice Bisgyer and Frank Goldman at the birth of the State of Israel.” (ABD Cumhûr Reîsi Harry Truman; -eski dostu ve ortağı- Edward Jacobson, Maurice Bisgyer ve Frank Goldman’ın huzûrunda, İsrâil’in istiklâlini hukûken de tanıyan karârnâmeye imzâ atarken…) (https://bnaibrith-org-wpom.nyc3.cdn.digitaloceanspaces.com/wp-content/uploads/2021/12/bnai_brith_and_israel_the_unbroken_covenant_pages.pdf; 15.4.2024)
“Cihânşümûl Masonluk” ile Bene Berit
Masonluğu, el ele, İsrâil’i Devletler câmiasına dâhil ediyorlar… Resim, her iki
Masonluğun iç içeliğinin de bir vesîkasıdır. ABD Cumhûr Reîsi Harry Solomon
Truman, 33 Dereceli Farmason ve Üstâd-ı Âzam’dır. İsrâil Devleti’ni, 14 Mayıs
1948’de istiklâlini îlân ettikden 11 dakîka sonra fiilen (de facto) tanıyan Truman’ın makâmına dâvet ederek, 31 Ocak 1949’da,
huzûrlarında İsrâil’i hukûken de (de jure)
tanıyan karârnâmeyi imzâladığı üç şahsıyet ise, (soldan sağa) Truman’ın
gencliğinde iş ortağı ve o zamândan beri ahbâbı, “uzun zamândır Bene Beritli
olan” Eddie Jacobson, Beynelmilel Bene Berit Reîs Muâvini Maurice Bisgyer ve
Beynelmilel Bene Berit Reîsi Frank Goldman’dır.
***
Demek ki 33 Dereceli Farmason ve Üstad-ı Âzam Harry S.
Truman, Filistin arâzîsinin paylaştırılıp bir İsrâil Devleti’nin vücûd
bulmasında ve müteâkiben, tanınarak Devletler câmiasına katılmasında birinci
dereceden bir rol oynamıştır. Yalnız, Bliman’ın yazdıklarından, sanki Truman
1947’de zoraki bir tavırla İsrâil Devleti’nin têsîsini kabûllenmiş gibi bir
mânâ çıkıyor ki bu, doğru değil… Zîrâ o, uzun zamândır Siyonizmi zâten
desteklemekteydi. Bu husûsta Fransızca Wikipedia’da
şu bilgi var:
“O, Manda İdâresi altında bir Yahûdi
Vatanı kurmıya çalışanlara müsbet gözle bakıyordu. Senatör iken, Yahûdi
liderlerini, Siyonizme desteği husûsunda têmîn etmiş, 1943’te Şikago’daki bir
mitingde Nazi mezâliminden sağ kurtulan Yahûdiler için bir Vatan kurulması
çağrısında bulunmuştu. (Il était bien disposé envers ceux qui cherchaient à
créer un foyer juif en Palestine mandataire. En tant que sénateur, il avait
assuré les chefs juifs de son soutien au sionisme et lors d'un
rassemblement à Chicago en 1943, il avait appelé à la création d'une patrie
pour les juifs ayant survécu aux persécutions nazies.)” (https://fr.wikipedia.org/wiki/Harry_S._Truman; 6.9.2024)
İngiliz Mandası altında giderek Yahûdi muhâceretinin artması ve
Siyonistlerin Devlet kurma emelinin daha iyi anlaşılması sebebiyle,
Filistinliler, 1936-1939 senelerinde Siyonistlere ve İngiliz Manda İdâresine
karşı kıyâm ettiler. İstekleri, Siyonist muhâceretinin durdurulması ve müstakil
bir Filistin Arab Devletinin kurulmasıydı. Üç sene mücâdeleden sonra,
İngilizler ve Siyonistler Filistinli kıyâmını bastırdılar. Bu meyânda,
İngilizlerin yardımıyle, Siyonistler, askerî noktainazardan daha kuvvetli hâle
geldiler. Mâmâfih, İngilizler, Filistinlilere tâvîz vermek zorunda kalarak,
1939 senesinde bir “Beyaz Kitab” îlân ettiler. Buna göre, Siyonist muhâcereti,
beş senede 75 bin muhâcirle tahdîd ediliyor, sonrasında, Siyonist muhâceretinin
devâmı karârı Filistinlilere bırakılıyor,
Siyonistlerin Manda arâzîsinin en fazla %5’ini satın alabilecekleri hükme
bağlanıyor, on sene içinde iki cemâatli bir Filistin Devleti’nin kurulması
kabûl ediliyordu.
(https://fr.wikipedia.org/wiki/Grande_r%C3%A9volte_arabe_de_1936-1939_en_Palestine_mandataire; https://fr.wikipedia.org/wiki/Livre_blanc_de_1939; 24.10.2024)
Bunun üzerine, bu def’a de
Siyonistler “Beyaz Kitab” hükümlerini reddederek isyân ettiler. Birçok mahalde,
Arab sivillerine taarruz ederek 38 sivili katledip onlarcasını yaraladılar ve
İngiliz mallarına saldırdılar. İkinci Cihân Harbi başlayınca, isyânı askıya
aldılar ve gizli muhâceretle nüfûslarını arttırmıya çalıştılar; bunda da çok
muvaffak oldular. Bu cümleden olarak, Türkiye’nin başındaki selef – halef iki
Şef sâyesinde, 100 bin kadar Siyonist Türkiye üzerinden Filistin’e sevkedildi…
Onlar, Siyonizme bu büyük hizmetleri sebebiyle de, İsrâil’in bânîleri arasında
yer aldılar…
İngiltere, 2. Cihân Harbi zarfında
da, Filistinlileri yatıştırmak için, zâhiren “Beyaz Kitab”a sâdık göründü.
Truman ise, 1945 Ağustos’unda bir beyânât vererek İngiltere’nin Filistin’e
Yahûdi muhâceretini tahdîd siyâsetine alenen îtirâz etti ve Siyonist
taleblerini destekledi:
“Filistin’e mümkün olduğu kadar çok
Yahûdi sokmak istiyoruz!” (-Yahûdi gazetecileri- Alain Gresh ve Dominique Vidal’in araştırması: Palestine 47. Un partage avorté -1947’de Filistin. Boşa Giden Bir
Paylaştırma-, Paris: Éditions Complexe, 1992, p. 120; Dominique Perrin’den naklen; Perrin, Palestine: une terre, deux peuples
–Filistin: Tek Arâzî, İki Millet-, Chapitre –Fasıl-: “Le partage de la
Palestine et la naissance de l’État d’Israël –Filistin’in Paylaştırılması ve
İsrâil’in Doğuşu-”, Villeneuve d’Ascq: Presses universitaires du Septentrion,
2000, 352 p.; https://books.openedition.org/septentrion/48749; 24.10.2024)
İngiltere’nin ikiyüzlü siyâseti: 1946-1948
senelerinde, Siyonist muhâcirleri Kıbrıs’ta tâlimden geçirip gizlice Filistin’e
sevkettiler
Harb bittiğinde, İngiltere, hâlâ Siyonist muhâceretini, resmî olarak,
tamâmen serbest bırakmamıştı. Siyonistler, onları buna icbâr etmek için İngiliz
askerî têsîslerine ve haberleşme şebekelerine sabotajlar tertîb etmiye
başladılar. Ayrıca, kaçak muhâcirlerin tutulduğu kamplara hücûm ederek onları
kurtarmıya çalıştılar. En büyük sabotajları, 22 Tammuz 1946’da King David
Oteli’ni berhava ederek yüzden fazla insanı katletmek oldu. Bütün bu
cinâyetlerde, silâhlı Siyonist teşkîlâtlarının hepsi (Haganah, Irgun, Stern)
işbirliği hâlindeydiler. Bu kadar büyük tecâvüzlerine rağmen, İngiltere’den,
sert bir karşılık görmediler. Bilakis, İngiltere, el altından, Siyonistlere
yardımda bulunmıya devâm ediyordu. Yardımlarından en mühimmi, Kıbrıs üssünde,
muhâcirleri barındırıp askerî tâlimden geçirdikden sonra gizlice Filistin’e
sevketmeleridir.
Bu vâkıadan, Mustafa Kemâl’in Hastalığı, Ölümü, Cenâzesi ünvânlı vâsi
araştırmamızda bahsetmiştik. (Yeni Söz, 7.6.2020/616) Kaynağımız, Pâris’de, 1973 senesinde, Miroir de
l'Histoire isimli aylık târih mecmûasının fevkalâde ilâvesi olarak Siyonist
muharrir Joseph Kessel'in idâresinde neşredilen Les Combats d'Israël (İsrâil’in
Savaşları) serisinin 9. sayısıdır. (Biz o zamân Fransa’da talebeydik ve bu
neşriyâtı dikkatle tâkîb etmiştik…) Bu 9. sayının 200-207. sayfalarında
münderic bulunan ve Olivier Nollet tarafından kaleme alınmış makâlede,
Kıbrıs'ın, Siyonist Devlet'in têsîsinde nasıl bir köprü vazîfesi gördüğü
anlatılıyor… Onun îzâhatına nazaran, bilâhare Filistin'e sevkedilmek üzere
Avrupa'dan gemilerle Kıbrıs'a getirilen Siyonist muhâcirler (“Maapilim”),
burada, İngiliz makâmlarının himâyesi altında, 5'i yarım dâire şeklinde
kıvrılmış sac barakalardan, 7'si de çadırlardan meydana gelen 12 kampta iskân
edilmişler, buradan, peyderpey ve gizlice Filistin'e gönderilmişlerdir…
Makâlede yer alan resimler, kamplardaki günlük hayâttan intibâlardır… Bu
Siyonist muhâcirlere, (dîğer taraftan Kıbrıslı Türklere mütemâdiyen zulmeden)
İngiliz makâmları tarafından, kâfî dercede maddî imkân tahsîs edilmiş
bulunuyordu. Siyonist muhâcirler, bir ordu ve bir de polis teşkîlâtı
kurmuşlardı. Muntazaman tâlim görüyor, Filistin'deki silâhlı mücâdeleye
hazırlanıyorlardı. Çocuklar için de dershâneler açmışlardı. Bütün muhâcirlere
Siyonizmin “milliyetci” (daha doğrusu şoven ve ırkçı) rûhu aşılanıyor, dînî
mâlûmât veriliyor, muhtelif sâhalarda meslekî bilgiler kazandırılıyordu.
Evlilikler ve çocuk yapma ısrârla teşvîk ediliyordu. Öyle ki bir ayda 300
evliliğin yapıldığı vâkî idi… İlk sene (1946) kamplarda 20 bin “Maapilim”
bulunuyordu ve o sene 500 çocuk doğmuştu… Ağustos 1946 – Mayıs 1948 devresinde,
MOSAD'ın gemileriyle gizlice Avrupa'dan Filistin'e geçirilen 65 bin Siyonistin
52 bini, bu sûretle evvelâ Kıbrıs'taki kamplarda tâlim görmüş, hazırlanmış,
inzibâtlı bir hayâta alıştırılmış, bundan sonra, mücâdele sâhasına
sevkedilmişlerdir…