Yahudilik- Masonluk münasebeti (86)
Mustafa Kemâl’in Hâmîsi: Kont Sforza
Hiç şüphesiz, 20. asır Türkiye târihinin hakkında derinlemesine araştırma yapılması lâzım gelen anahtar şahsıyetlerinden biri de, İtalyan Devlet adamı Kont Carlo Sforza’dır.
Sforza, İtalya ve Avrupa’da, bilhassa Demokrasi nâmına Faşizm aleyhdârı mücâdeleleri ve Avrupacılığı (Avrupa Birliği tarafdârlığı) ile tanınan bir siyâsetçi ve hâriciyecidir. Avrupa Medeniyetinin üstünlüğüne inanan Sforza, fikirlerini İtalyanca ve Fransızca têlîf edilmiş birçok kitabla da müdâfaa etmiş ve Avrupa’nın hem siyâsî, hem de fikrî târihinde iz bırakmıştır.
Genclik çağında daha ziyâde hâriciyeci sıfatıyle îfâ ettiği mühim vazîfeleriyle dikkati çekiyor. Olgunluk ve yaşlılık çağlarında, iki def’a, 1920-1921’de Giolitti ve 1947-1951’de De Gasperi Hükûmetlerinde Hâriciye Vekâletinin başına geçtiği görülüyor. Bu ikinci Hâriciye Vekîlliği devresinde birçok milletler arası muâhedeye imzâ attı, ki bunlardan en mühimmi, İtalya’nın (Avrupa Birliği’nin temeli sayılan) Avrupa Kömür ve Çelik Birliği’ne girmesini sağlayan Schuman Planı’dır (1951). (https://wikimonde.com/article/Carlo_Sforza; 24.12.2017)
Bizim zâviyemizden en mühim faâliyeti, Mondros Mütârekesinden sonra, Îtilâf Devletlerinin menfâatlerini temsîlen İstanbul’a gönderilen (geniş salâhiyetlerle mücehhez) üç Fevkalâde Büyük Elçiden (“Haut-Commissaire”, “Yüksek Âmir”) biri olmasıdır. (Amiral Calthorpe İngiltere’yi, Amiral Amet Fransa’yı ve Sforza da İtalya’yı temsîl ediyordu.)
Sforza, tâkîb ettiği siyâsetlerden de tahmîn olunabileceği gibi, faâl bir Masondu. (İtalo Romano, “European Council on Foreign Relations e il progetto pan-europeo”, http://www.oltrelacoltre.com/?p=13820; 29.12.2014) Mason idealleri uğrunda sarfettiği gayretler, Grande Oriente d’Italia tarafından, adına bir Loca ihdâsıyle taltîf edilmiştir. Bu, Massa şehrindeki 606 numaralı Carlo Sforza di Massa Loggia’dır.
(http://www.grandeoriente.it/category/eventi-del-15... 24.12.2017)
Grande Oriente d’İtalia’nın İnternet Stesinde, Massa şehrindeki Sforza Locası’nın, 26 Mart 2011 günü, Pontremoli şehrindeki Napolyon Oteli’nde, İtalya Birliği’nin kuruluşunun 150. yıl dönümünü tes’îd edeceği haberi…
***
Sforza’nın, 1918-1919’da, Îtilâf Devletlerinin İstanbul’daki üç Fevkalâde Elçisinden biri sıfatıyle Mustafa Kemâl’i himâyesi altına almasında, İstiklâl Harbi ve sonrasında da ondan desteğini hiç eksik etmemesinde ve kitablarında kendisinden dâimâ sitâyişle bahsetmesinde, muhakkak ki İtalya’nın âlî menfâatlerini koruma endîşesi yanında (Sforza’ya göre, Anadolu bölünmemeli, orada demokratik, laik bir devlet kurulmalı ve bu mücâdelesinde kendini destekleyen İtalya’ya iktisâdî avantajlar tanınmalıydı), bu masonî bağın (her ikisinin de Grande Oriente d’İtalia’nın birer müntesibi olmasının) da büyük têsîri olduğu âşikârdır.
İngiliz müellifi Lord Kinross (1904-1976), Türkiye’deki (İsmet İnönü’nden Hasan Âli Yücel’e kadar) geniş bir Kemalist Devlet adamı kadrosunun yardımıyle kaleme aldığı, bu bakımdan âdetâ yarı-resmî bir hüviyet arzeden Atatürk; Bir Milletin Yeniden Doğuşu isimli kitabında, Sforza ile Mustafa Kemâl arasındaki münâsebet hakkında şu mâlûmâtı veriyor:
“[Muhtemelen 1919 başlarında,] Kont Sforza’nın aracılarından biri, [âşikâr ki Osmanlı Saltanat ve Hilâfetinin yerine] milliyetçi [yâni laik] bir hükümet kurmak konusunda Mustafa Kemal’le Fethi’nin ağzını aradı. [Ali Fethi Okyar’ın da Macedonia Risorta mensûbu olduğunu hatırlayalım!] Ayrıca iki aracı da –İtalyanları tutmakta olan iki Türk gazetecisi- İzmir gerisinde Yunanlılara karşı Mustafa Kemal’in komutasında girişilecek bir askerî direnmeyi İtalyanların silâhla destekleyeceğine söz verdiler. Gerekli ortam hazırlandıktan sonra, Mustafa Kemal, Sforza’yla tanıştırıldı. Kont ona, bütün girişeceği işlerde İtalya’nın desteğine güvenebileceğini açıkça belirtti. ‘Eğer başınız sıkışacak olursa, bu Elçiliğin her zaman emrinize amade olduğuna güvenebilirsiniz,’ dedi. Mustafa Kemal verdiği cevaplarda fazla açılmadı. Ama tasarıları daha geliştiği takdirde, İtalyanların desteğinden yayarlanabileceğini anlamıştı.” (Lord Kinross, Atatürk; Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Müt.: Necdet Sander, İstanbul: Sander Yl., 1981, 8. baskı –ilk baskı: 1966-, s. 232.)
Bu fevkalâde câlib-i dikkat mâlûmâtta yanlış bir unsur var, ki o da, Sforza ile Mustafa Kemâl’in 1919’da tanıştıklarıdır. Hâlbuki Sforza’nın biraz aşağıda bahsedeceğimiz kitabından onların, oldukça erken bir târihte, daha 1909’da tanıştıklarını öğreniyoruz.
Sforza’nın, Mustafa Kemâl’in Masonluğu mes’elesini tartışan işbu çalışmamız (“Mustafa Kemâl’in Masonluğunda Merâk Edilen Mes’ele: Nîçin Loca Matrikülünde İsmi Yok?”) noktainazarından da husûsî bir ehemmiyeti var. Zîrâ Mason müellif Tamer Ayan, onun, Les Bâtisseurs de l’Europe moderne (Asrî Avrupa’nın Bânîleri) isimli kitabında, M. Kemâl’i “saygıyla anarken Mason olduğunu açıkladığını” kaydediyor. (Üstâd-ı Muhterem, Jeoloji ve Jeofizik Mühendisi Tamer Ayan -d. 1940-, Kalbimizde Saklı Kalan Atatürk ve Masonluk, Ankara: Yurt Kitap-Yayın, “Sır Metinler”, 2008, s. 193. Kitabın ilk baskısı, sâdece, Atatürk ve Masonluk ismiyle, 1995'de “Güzel İstanbul Muhterem Locası'nın 6. Yayını” olarak yapılmıştır.)
Derin Tarih’in Haziran 2015 târihli 39. sayısında (ss. 64-75) neşredilen “Mustafa Kemâl Masonluğa Sâdık Kalmamış mıydı?” başlıklı makalemizi kaleme alırken, bahis mevzûu kitaba bizzât ulaşamadığımızdan, biz de, bu bilgiye Ayan’dan naklen yer vermiştik. Bilâhare, yaptığımız araştırmalarda, kitabın Türkiye’de sâdece Kâzım Karabekir Vakfı’nın Kütübhânesi’nde bulunduğunu öğrendik. Bu kütübhâneden, azîz dostumuz, değerli araştırmacı-yazar Oğuz Çetinoğlu’nun himmetiyle, kitabın bir fotokopisini têmîn ettik ve onu bizzât tedkîk imkânı elde ettik.
Sforza’nın 1931’de aynı ânda üç dilde (Fransızca, İngilizce ve Almanca) neşredilen Les Bâtisseurs de l’Europe moderne ünvânlı eseri (elimizdeki Pâris baskısı, Librairie Gallimard tarafından yapılmıştır), daha ziyâde 1. Cihân Harbi sonrası Avrupa’daki siyâsî gelişmeler üzerinde duruyor. Sforza, bu gelişmelerden hem bir müşâhid, hem de hâdiselere bizzât müdâhil olmuş bir siyâsetci sıfatıyle bahsediyor. Bu bakımdan, kitab, bir siyâsî hâtırât mâhiyeti arzediyor. Bunun 31. Faslı (343-364. sayfaları) “Gerçekçi Diktatör” alt başlığıyle Mustafa Kemâl’e ayrılmıştır. Sforza, diktatörlüklerden, Faşizmden, Nazizmden nefret ettiği, hattâ yine 1931’de Pâris’de Libraire Gallimard tarafından neşredilen ve diktatörlüklere şiddetle hücûm eden (bizde de 1930’lu senelerde Hüseyin Cahit Yalçın tarafından geniş bir kısmı tercüme edilip kendisinin Fikir Hareketleri mecmûasında tefrika edilen) Dictateurs et dictatures de l’après-guerre (Harb Sonrasının Diktatör ve Diktatörlükleri) isimli bir başka kitabın müellifi olduğu hâlde, Fasıl başlığından da anlaşılacağı vechiyle, “gerçekçi diktatör” (yâni onun tahlîliyle, ihtirâslarını dizginlemeyi bilip geniş topraklar peşinde koşmıyan, yayılmacı bir siyâset tâkîb etmiyen) M. Kemâl’den sitâyişle bahsediyor.
Sforza, Mustafa Kemâl’le 1909’da tanışmıştır. (Sforza, sehven, “1908’de” diyor.) Tanıştığı esnâda, onun, “İstanbul üzerine yürüyüş hâlinde olan Mahmûd Şevket Paşa’nın Erkân-ı Harbiye Reîsi” olduğunu belirtiyor. (p. 343) Yine Grande Oriente d’İtalia’nın bir başka müntesibi olan Talât Paşa ile de o sıralar tanıştığı anlaşılıyor. Ondan “alaycı dostum Talât Paşa (mon sarcastique ami Talaat pacha)” şeklinde bahsediyor. (p. 354)
Îtilâf Kuvvetlerinin İstanbul’u işgalinin ilk zamânlarında, bâzı İngiliz ajanları, başka İttihâdcılarla berâber Mustafa Kemâl’i de tevkîf edip Malta’ya sürmeye niyet etmiş:
“Böyle bir tasavvur olduğu haberi çıkar çıkmaz (ki İstanbul’da her şey hemen bilinir), Kemâl’in bâzı dostları bana mürâcaat edip tehlike hâlinde onun İtalya Sefârethânesi’ne sığınıp sığınamıyacağını sordular. Onlara, İtalya’nın, eski bir centilmen muhâsımı himâyesi altına almayı reddetmiyeceği şeklinde cevâb verdim. Cevâbım derhâl şüyû buldu ve bu kadarı, Kemâl’i tevkîf fikrinin terkedilmesine yetti. (…Moustapha Kemal que certains agents britanniques à Constantinople avaient projeté, au commencement de notre occupation, de jeter dans quelque Malte. Dès que l’on connut ce projet –à Constantinople tout se sait- des amis de Kemal vinrent me demander si, en cas de danger, il pourrait trouver asile à l’Ambassade d’Italie. Je répondis que l’Italie ne refuserait certes pas sa protection à un ancien chevaleresque adversaire. Ma réponse se sut aussi –et cela fut suffisant pour faire abandonner toute idée d’arrestation de Kemal.)” (pp. 358-359)
Sonrasında da, Kont Sforza, Kemalist Hareketi desteklemiye devâm ediyor ve onun ileri gelenleriyle sıkı irtibât hâlinde bulunuyor:
“Londra’da Lloyd George ve Curzon’u, istikbâlde Türkiye’de istedikleri her şeyi yapabileceklerine iknâ etmeye çalışanlar, [Dâmâd Ferid Paşa Hükûmetinin ve Sultan Vahîdeddîn'in’in zayıflık, karârsızlık ve atâlet hâline bakarak] pek çok sebeble haklı olduklarına inanabilirlerdi. Bu beylerin, temsîlcilerinin veyâ gizli ajanlarının zaaf noktası oydu ki Ankara’da bilâhare idâreci sınıfı teşkîl edecek olan insanlarla en küçük bir temâsları yoktu. Hâlbuki ben onlarla bir İtalyan mühendisinin evinde, hattâ meslekdaşlarımın şiddetle ayıplamasına rağmen, Cercle d’Orient’da sık sık görüşüyordum.” (p. 349) [Bu Cercle d’Orient (Şark Kulübü) / Büyük Kulüp hakkında -1989’da bizden habersiz ve tahrîf edilerek- neşredilen Yahûdilik ve Dönmeler isimli kitabımızda mevsûk ve geniş mâlûmât vermiştik.]
Verdiğimiz bu îzâhattan anlaşılmış olmalıdır ki kendisi de Grande Oriente d’Italia’nın bir müntesibi olan, (muhtemelen) bu çerçevede ilk def’a 1909’da, Hareket Ordusu günlerinde, Mustafa Kemâl’le temâs kurmuş, İstanbul’un işgali günlerinde de onu himâyesi altına almış ve sonrasında dahi onu ve ihtilâlci hareketini kuvvetle desteklemiş bulunan Kont Sforza’nın onun Masonluğu hakkındaki şahâdeti, birinci dereceden ehemmiyeti hâizdir. Yalnız, o, bu husûsu (ve daha fazlasını), doğrudan değil de, dolaylı bir ifâde ile beyân ediyor. Lâkin Tamer Ayan’ın da kaydettiği gibi, dolaylı ifâdesinden kasdettiği mânâ rahatlıkla anlaşılıyor: Onun tesbîtine nazaran, Mustafa Kemâl, hem Mason, hem de Sabataîdir… Bunlara dâir dolaylı ifâdeleri, “Mahmûd, Jön-Türk Localarının merkezî grupuna mensûb değildi; Kemâl’i seçmekle, İttihâdcılara, Harekete sadâkatine dâir bir têmînat vermiş oluyordu” ve “çok def’a damarlarında Yahûdi kanı dolaşan ve o nisbette milliyetçi olan Türklerin Ege’deki bu alaca liman şehrinde doğmuş bulunan Mustafa Kemâl” şeklindedir:
5 Eylûl 1952 târihli (İsviçre gazetesi) Feuille d’Avis de Neuchâtel’de (s. 1) Kont Sforza’nın ölüm haberi ve tercümeihâli…
1918-1919’da İstanbul’da İtalyan Fevkalâde Elçisi, 20. asır Türkiye târihinin anahtar şahsıyetlerinden Kont Sforza’nın çok zor ele geçen kitabı: Asrî Avrupa’nın Bânîleri (1931)…
Kendisi de Grande Oriente d’Italia’nın bir müntesibi olan Kont Sforza’nın, kitabında, dolaylı bir ifâde ile, Mustafa Kemâl’in Mason ve Sabataî olduğunu belirttiği Faslın ilk sayfası (p. 343)…
***