Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yahudilik-Masonluk münasebeti (85)

“Filistin’de Millî Vatan, aslında kendi başına iyileşebilecek bir derde, şüphesiz henüz kusûrsuz değil, ama elzem bir dermândır. Evet, aslında kendi başına iyileşebilecek bir derde: Şâyed hiçbir Devlet Yahûdiler ile dîğer vatandaşları arasında tefrîk yapmasaydı… Şâyed bütün Yahûdiler yerleştikleri Devletlerde kendilerini oranın vatandaşları olarak görmiye hazır olsalardı… Şâyed 1897’de Pâris’de toplanan Sanhedrin’in [Hahamlar Meclisi’nin] dersleri dünyânın her yerinde anlaşılmış olsaydı… Kısaca, şâyed herkes İmparator I. Napolyon’un şu çarpıcı sözüne katılmış olsaydı: ‘Yahûdilere Kudüs’ü Fransa’da buldurmak istiyorum’… Binâenaleyh [size Millî Vatan fırsatını veren] demokrat milletler, bu âlîcenâb tecrübeye teşebbüs etmek istediğiniz için sizi ancak övebilir ve gayretlerinizi tâclandıran muvaffakıyetleriniz için kendilerini tebrîk edebilirler. (Le foyer national est un remède, encore imparfait sans doute et pourtant nécessaire, à un mal qui se serait guéri de lui-même si aucun État n’avait fait de différence entre ses resortissants juifs et les autres, si tous les Juifs s’étaient montrés prêts à se considérer comme citoyens des États où ils s’étaient établis; si les enseignements du Sanhédrin réuni à Paris en 1807, avaient été partout compris, bref, si tout le monde s’était rallié à la saisissante formule de l’Empereur Napoléon I: ‘Je veux faire trouver aux Juifs Jérusalem dans la France’. Les nations démocratiques ne pourront donc que vous louer d’avoir voulu tenter cette généreuse expérience et se féliciter du succès qui déjà couronne vos efforts.)

“Siz, Kudüs’ü Fransa’da bulmuş Fransız Yahûdilerinin ve onlarla berâber sâir Fransızların hepsinin, böyle bir saâdete nâil olamayıp kadîm Kudüs’e dönmek mecbûriyetinde kalan İsrâil Oğullarına yardım etmelerini temennî etmekte haklısınız. [Bu cümlenin Fransızcası bozuktur; biz ondan anladığımızı muntazam bir cümleyle ifâde etmiye çalıştık. Fransızca cümledeki “sachant” “participe présent”ı “sachent” “subjonctif”i olsa gerek…] (Vous avez raison de souhaiter que les Juifs français, qui ont trouvé Jérusalem dans la France, et avec eux tous les autres Français, sachant aider de leur secours ceux des fils d’Israël qui n’ayant pas eu ce bonheur, ont dû se retourner vers la Jérusalem antique.)” (-Tunus’ta münteşir- Le Réveil juif; Journal Hebdomadaire de Défense et d’Informations Juives, 16.4.1926, p. 1)

İkiyüzlü olduğu için tenâkuzlarla mâlûl bir muhâkeme! Filistin’de bir “Yahûdi Millî Vatanı” ihdâs edilecek, fakat bir “Yahûdi Devleti” kurulmıyacakmış! Filistinlilerin vatanını gasbederek orada bir Yahûdi Vatanı inşâ eden Siyonistler, yerli halkın haklarına riâyet edeceklermiş! Her Devlet, Siyonist vatandaşlarıyle dîğerleri arasında tefrîk yapmasaymış! Hâlbuki her milletten görünüp kendilerinden başka hiçbir milletten olmıyanlar onlardır; öyleyse tefrîk yapmıyan Devlet, kendi kuyusunu kazmış olur! Dahası, onlar, kendilerini Yahûdi aleyhdârlarının şerrinden kurtaracak bir melcê olacağı için değil, “Mesîh akîdesi (messianisme)” îcâbı, cihân hâkimiyetlerinin merkezi olacağı için Filistin’de bir “Yahûdi Devleti” kurmak istiyorlardı! Üstelik vatanı işgâl edilen bir milletin had derecede Siyonist düşmanı olması beklenen bir hâldir; yânî Siyonistlerin gûyâ başka milletlerin düşmanlığından kaçarken daha beter bir düşmanlıkla karşılaşacakları belliyken nasıl bu kadar sakîm bir muhâkeme yürütülebilir? Onlara Müslüman Arab memleketi Filistin’de bir “Yahûdi Millî Vatanı” inşâ etme fırsatı veren “demokrat milletler”, büyük eserler ortaya koyan bu milleti ancak övebilir ve onlara bu fırsatı verdikleri için de kendilerini tebrîk ederlermiş! O muazzam mâlî imkânları Filistinliler için seferber etseydiniz, acabâ onlar neler başarırlardı? Sonra, bir milletin vatanını bir başka millete peşkeş çekmekde nasıl fazîlet olabilir? Hep ikiyüzlülük, hep şeytânî mantık!

Siyonizme hizmet edenlerin hâtırasına İsrâil’de orman

Siyonizme büyük hizmette bulunmuş şahsıyetlerin hâtırası, İsrâil’de, iskân merkezlerine, sokaklara, fabrikalara onların isimleri verilerek yaşatıldığı gibi, onlar nâmına ormanlar kurularak da canlı tutuluyor: Balfour, Churchill, Roosevelt, Gaston Defferre Ormanları gibi… (Sylvie Friedman, “Planter un arbre en Israël: une forêt rédemptrice et mémorielle -İsrâil’de Bir Ağac Dikmek: Yahûdi Târihini Canlandırmıya ve İnsanlığı İhyâya Mâtûf Bir Orman-”, 2013; https://journals.openedition.org/diasporas/258?lan... 28.9.2024)

Aristide Briand vefât edince, İsrâil’de onun nâmına da bir orman kurulması için hemen harekete geçildi. Harekete geçen, Fransa-Filistin Fransız Siyonizm Dostları Komitesi Reîsi, Sâbık İcrâ Vekîli Justin Godart’ın Fahrî Reîsi olduğu Fransa Millî Yahûdi Fonu (KKL; Keren Kayemeth LeIsrael) idi. Bu Fon tarafından “büyük Devlet Adamı Aristide Briand’ı şereflendirmek maksadıyle İsrâil’de onun ismini taşıyacak bir orman kurulması için teşkîl edilen Komiteyi Cumhûr Reîsi Albert Lebrun himâyesi altına almıştı.” Bilâhare, Godart’a gönderdiği bir mektubla mezkûr Komitenin hâmîliğini üstüne alan, Sâbık Başvekîl Édouard Herriot oldu. Mektubunda, “şahsında Fransa’nın âlîcenâb ve sulhperver siyâsetini tecessüm ettiren ve düşüncelerinde memleketinin menfâatlerini Beşeriyetin hayrından ayrı tutmıyan insanı Fransa Millî Yahûdi Fonu’nun tâzîz etmesi” teşebbüsüne bütün kalbiyle iştirâk ettiğini ve kendisine teklîf edilen vazîfeyi seve seve kabûl ettiğini beyân ediyordu… (-Kâhire’de münteşir- Israël; Hebdomadaire juif indépendant, 28.12.1932, p. 1)

Bu teşebbüsün âkıbeti ne oldu? İsrâil’de bir Aristide Briand Hâtıra Ormanı kuruldu mu? İnternet üzerinden yaptığımız araştırmalarda buna dâir bir bilgiye erişemedik…

İsrâil’de Mustafa Kemâl için de bir hâtıra ormanı kuruldu

5 Ocak 1953’te, İsrâil’de, Hayfa yakınlarındaki Karmel Dağı’nın eteklerinde, bizzât İsrâil Cumhûr Reîsi Yitzak Ben-Zvi’nin açılışını yaptığı ve Elçi Şefkati İstinyeli’nin de iştirâk ettiği bir resmî merâsimle, Mustafa Kemâl için de bir orman kuruldu. Ben-Zvi, kısa hitâbesinde, bu ormanda maksadın “Türkiye Cumhuriyeti'nin emsalsiz önderi Atatürk'ün hatırasını İsrail topraklarında ilelebet yaşatmak” olduğunu vurgulamıştı:

“Sayın Bay Elçi Şefkati İstinyeli,

“Bayanlar, Baylar,

“Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Başkanı Kemal Atatürk'ün adını taşıyacak olan ormanın ilk ağaçlarının dikilmesi merasimine iştirak emek hususunda bana verilen bu fırsattan dolayı bahtiyarım. Bu münasebetle dost ve komşu Türkiye Cumhuriyeti'nin emsalsiz önderi Atatürk'ün hatırasını İsrail topraklarında ilelebet yaşatmak maksadıyle çok muvafık bir yol bulan bu fikrin müteşebbislerini ve bu arada Türkiye'den gelen Musevilerin Birliğini ve ormanlar idaresini tebrik etmek isterim…

“Genç İsrail Devleti, dost ve komşu devletin, kardeş Türkiye'nin Önderi namına topraklarında bir ormanın mevcut olmasından iftihar duyar…

“Bu ormanla beraber Türk ve İsrail milletleri arasındaki dostluğun ebediyete kadar büyüyüp yaşamasını Cenab-ı Hak'tan dilerim.” (-Şalom Başmuharriri ve Türkiye Hahambaşılığı Umûmî Kâtibi-Nesim Benbanaste, Atatürk: Bir Dehanın Analizi, İstanbul: Sümbül Basımevi, 1982, s. 43)

O sene Anıtkabr’in inşâatı tamâmlanmış ve Mustafa Kemâl’in Etnoğrafya Müzesi’ndeki mumyası, muazzam bir resmî merâsimle, bu Kemalist Panteona nakledilmişti. Bu vesîleyle, İsrâil de, mezkûr “Atatürk Ormanı”ndan 30 ağac sökerek Anıtkabir parkına dikilmek üzere bunları Türkiye’ye göndermişti. (Milliyet, 10.11.1953, s. 7)

resim2_e93281c565ceb6b1cbaf93ad338146fa.png

(“İsrail’de Atatürk Ormanının ilk ağaçlarının dikilmesi münasebetile yapılan merasime ait bir görünüş”, İsrail Elçiliği Basın Bürosu Bülteni’nden, 14 Ocak 1953)

İsrâil’de, Hayfa yakınlarındaki Karmel Dağı eteklerinde kurulan “Atatürk Ormanı”nın 5 Ocak 1953’te büyük resmî merâsimle açılışından iki intibâ… “Bu orman, Atatürk’ün hâtırasını İsrâil topraklarında ilelebed yaşatacaktır…” (İsrâil Devlet Reîsi Yitzak Ben-Zvi’nin açış nutkundan.)

***

Zâten, İsrâil yâhûd Beynelmilel Siyonizm, her fırsatta Mustafa Kemâl’e ve Kemalizme teveccühünü izhâr etmekden hâlî kalmamıştır. Bu cümleden olarak, (aslında 1887 doğumlu) olan Mustafa Kemâl’in 1981’de, Cunta Hükûmeti tarafından “100. Doğum Yılı” münâsebetiyle tertîb ettiği geniş anma (daha doğrusu putlaştırma) faâliyetlerine İsrâil de iştirâk etmişti. İsrâil’in anma programında, 19 Mayıs 1981’de bir hâtıra pulu çıkarmak, 1981 Kasımında Enstituto Truman de Yeruşalayim’de bir sempozyum tertîb etmek, Atatürk Ormanı’na bir büst koymak gibi faâliyetler vardı. (Şalom, 25.2.1981, s. 1)

Kezâ, Türkiye Hahambaşılığı da, 12 Eylûl Cuntacılarının Mustafa Kemâl’i putlaştırarak anma faâliyetlerine candan iştirâk etmiş, Hahambaşı David Asseo, bir milyon liralık bağış çekini İstanbul Vâlisi Nevzat Ayaz’a teslîm ederken: “Ulu Önder Atatürk'ün doğmunun yüzüncü yıldönümü dolayısiyle düzenlenecek törenler ve yapılacak anıtlara katkıda bulunmayı kutsal bir görev saydıklarını” söylemiş, “Atatürk İlkelerinin Türk Milletine ışık tutmasının devamı dilediklerinde” bulunmuştur. (11.12.1980 günü, sâat 17.20 TRT Haber Bülteni’nden –Bu vesîka, o târihte TRT’de çalışan bâzı arkadaşlarımız tarafından bize iletilmiştir-)

Siyonist Cemâatinin nêşiriefkârı haftalık Şalom gazetesi de, 17 Aralık 1980 târihli nüshasının birinci sayfasında aynı habere yer vererek bağışın “Hahambaşılık müessesesi namına yapıldığını” tasrîh etmiş ve haberi şu temennîyle bitirmişti: “Temenni edelim ki bu teberrular devam etsin; Ulu Önder Atatürk en iyi şekilde anılsın ve Atatürkçülük ebedîleştirilsin!” (Milletimize Revâ Görülen Kültür Jenosidi kitabımız -Ankara: Hitabevi Yl., Mayıs 2014, ss. 582/585- ile “Mustafa Kemâl’in Hastalığı, Ölümü, Cenâzesi” başlıklı araştırmamızdan -Yeni Söz, 19-20.4.2019/209-210- naklen)

“Sevr Muâhedesi”nin tiyatro olduğunu gösteren sâir vâkıalar 6

İtalyan Hâriciyeci ve Siyâsetcisi Kont Carlo Sforza (Lukka, 24.1.1872 – Roma, 4.9.1952), Hâriciyeci sıfatıyle, 1901, 1908-1909 ve 1919-1920 senelerinde üç devre İstanbul’da vazîfe yaptı. Birincisinde Konsolosluk Kâtibi, ikincisinde Maslahatgüzâr ve üçüncüsünde İtalya Fevkalâde Büyük Elçisi (Yüksek Âmiri) idi. Müteâkiben, Francesco Saverio Nitti Hükûmetinde (23.6.1919 – 15.6.1920) Hâriciye Vekâleti Müsteşârı, Giovanni Giolitti Hükûmetinde (15.6.1920 – 27.6.1921) Hâriciye Vekîli oldu.

Mustafa Kemâl’le Maslahatgüzâr iken tanıştı. Fevkalâde Büyük Elçi iken, münâsebetleri devâm etti; dîğer İşgâl Kuvvetlerine karşı onu himâyesi altına aldı. Münâsebetleri sonrasında da devâm etti ve onun Laik ve Avrupacı bir Devlet kurmıya mâtûf İhtilâlci Hareketini sonuna kadar destekledi.

Böylece, Memleketimizin muâsır târihinin seyrini şekillendiren pek mühim şahsıyetlerden biri oldu.

Farmason İtalyan Devlet Adamı Kont Sforza’dan ilk def’a “Mustafa Kemâl’in Masonluğunda Merâk Edilen Mes’ele: Nîçin Loca Matrikülünde İsmi Yok?” başlıklı araştırmamızda bahsetmiştik. (Yeni Söz, 2-3.4.2018/55-56) Aşağıda, bâzı tashîh ve ilâvelerle, mezkûr araştırmamızın o iki tefrikasını naklediyoruz.