Yahûdilik-Masonluk münâsebeti (84)
Siyonizm destekcisi
bir başka “Önlüksüz Mason”: Paul Painlevé
Fransa-Filistin Siyonizm Dostları
Derneği Fahrî Reîslerinden “Önlüksüz Mason”, Riyâziye Profesörü Paul Painlevé (Pâris, 5.12.1863 – a.y.,
29.10.1933), III. Cumhûriyet’in önde gelen siyâsî sîmâlarından
biriydi : Maârif (29.10.1915 –
12.12.1916), Mâliye (29.10 - 22.11.1925), Harbiye (20.3 – 13.11.1917; 17.4 –
27.10.1925; 28.11.1925 – 22.10.1929), Havacılık (13.12.1930 – 22.1.1931;
3.6.1932 – 28.1.1933) Vekîllikleri yanında, iki def’a, kısa müddetle
Başvekîllik (12.9 – 13.11.1917; 17.9 – 22.11.1925) ve yine kısa müddetle Millet
Meclisi Reîsliği (19.6.1924 – 21.4.1925) yaptı. Siyâsî kariyerine ilâveten,
1923’ten îtibâren ölümüne kadar, yânî on sene, İlimler Akademisi Reîsliğini
deruhde etti. (https://fr.wikipedia.org/wiki/Paul_Painlev%C3%A9; 26.9.2024)
Filistin’de,
Ağustos 1929’da, Arablar ile işgâlci Siyonistler arasındaki şiddetli çatışmalar
üzerine, İngiltere, Filistin’e Yahûdi muhâceretini tahdîd etmişti. Fransa
Siyonist Genclik İttihâdı, bu tahdîd karârını protesto etmek için, 26 Şubat
1932’de, Pâris’de, Fransa-Filistin Siyonizm Dostları Derneği müessis ve
idârecilerinden, Senatör ve Sâbık icrâ
Vekîli Justin Godart’ın riyâsetinde, büyük bir nümâyiş tertîb etti. Bu nümâyişe
iştirâk eden Sâbık Başvekîl Paul Painlevé, îrâd ettiği nutkunda, İngiltere’nin
aldığı tahdîd tedbîrini takbîh ediyor, İngiltere’nin esâs vazîfesinin Yahûdi
Vatanı’nın inşâsı uğrunda çalışanların emniyetini têmîn etmek olduğunu ileri
sürüyor ve Siyonistleri, yılmadan, yollarına devâm etmiye teşvîk ediyordu:
“…Balfour
meşhûr mektubunu kaleme aldığı zamân, asırların adâletsizliğini tashîh eden bu
vesîkanın altına memnûniyetle ben de imzâmı atıyordum. (Lorsque
Balfour rédigea sa lettre célèbre, j’apposais avec satisfaction ma signature en
bas de ce document, qui redressait l’injustice des siècles.)
“Manda
Hükûmetinin birinci vazîfesi, himâye etmekle mükellef olduklarının emniyetini
têmîn etmekdir: 1929 senesinin sahneleri bir daha tekrârlanmamalıdır,
tekrârlanması kabûl edilemez. (Le premier devoir de la puissance mandataire
est d’assurer la sécrutié de ceux qu’elle est appelée à protéger: les scènes de
1929 ne peuvent et ne doivent pas se reproduire.)
“Sizler
Filistin’de aslâ mahvolmıyacak hârikulâde bir eser gerçekleştirdiniz! Muhakkak
ki mânialar çoğalıyor; lâkin siz onların üstesinden gelirsiniz! Şimdi
Filistin’in kapıları size kapatıldı: Bu adâletsizliğin giderilmesi lâzımdır. (Vous avez réalisé en Palestine une œuvre
merveilleuse qui ne périra jamais; certes, les obstacles se multiplient, mais
vous les surmonterez. On vous a fermé les portes de la Palestine: c’est une
injustice qu’il faudra réparer.)
Mezkûr
nümâyişin açış nutkunu îrâd eden Justin Godart da benzeri şeyler söylüyordu:
“Fransa, Yahûdi Milletine karşı taahhüdlerine sâdık kalacaktır… Siyonizme sâdık kalacaktır… Siyonizmin Filistin’de inşâ ettiği hayrânlık verici eser, bir grup siyâsetcinin kör fanatizmi yüzünden mahvolamaz! 1929’un fecî ve menfûr hâdiselerinin [mahdûd] çapının da isbât ettiği vechiyle, Arab kitlesi, Yahûdi rencberlerine düşman değildir. (La France restera fidèle à l’égard du peuple juif, aux obligations qu’elle a prises… Elle restera fidèle au Sionisme… L’œuvre admirable que le Sionisme a créée en Palestine ne pourra périr
à cause du fanatisme aveugle d’un
groupe de politiciens: la masse arabe n’est pas hostile aux colons juifs ainsi
que la portée des évènements tragiques et horribles de 1929 l’a démontré.)” (-Kâhire’de münteşir- Israel; hebdomadaire juif indépendant
–İsrâil; Haftalık Müstakil Yahûdi Gazetesi-, 18.3.1932, p. 2)
İnsan, her
şeyden evvel hakîkate kıymet vermez ve bir fikre şartlanırsa, vâkıaları böyle
tahrîf eder, akıl-iz’ân dışı olarak, şeytânî mantıkla, Siyonistlerin iki bin
senedir yaşamadıkları bir beldede onlara mürûr-u zamâna uğramaz târihî haklar
tanır, o beldede yaşıyan insanları orayı istîlâ etmiş haşerât gibi görür ve
onları toptan imhâ etmek için girişilen her çeşid câniyâne hareketi meşrû
sayar! Ne yazık ki ilim adamları dahi, kendilerini ahlâksız siyâsete kaptırıp
ilim ahlâkına ihânet edebiliyor, “ilim adamı” îtibârını jenosid cürmüne dahi
âlet edebiliyorlar!
Kâhire’de,
gâfil Müslümanların nazarları altında neşredilen birkaç Siyonist gazetesinden
biri olan Israël’in Pâris’deki
nümâyişe dâir haberinin altında, “Asrî Bir Purim” başlığıyle yorumlanarak
verilmiş bir haber var: Almanya’da yapılan 13 Mart 1932 Seçimlerini Hitler
değil de Hindenburg’un kazanması sevincle karşılanıyor, fakat tehlikenin devâm
ettiğine dikkat çekiliyor… Hitler, Ester Kitabı’ndaki Haman’a benzetiliyor ve
onun mağlûb olması asrî bir Purim bayramı sayılıyor… Bu yorumun en dikkate
şâyân tarafı ise, daha 1932’de, Siyonistlerin, Hitler’in Yahûdileri toptan imhâ
gâyesinin olduğunu iddiâ etmeleri:
“Asrî
Haman’ın ismi Hitler’dir. Onun gâyesi, Almanya’da ikâmet etmek bedbahtlığına
uğramış Yahûdileri toptan imhâ etmekden başka bir şey değildi. [Mağlûb olduğu
için, gâyesini gerçekleştiremiyeceği düşünülüyor ve bu yüzden geçmiş zamân
kullanılıyor.] […] Binâenaleyh gâyesi meydandaydı: Yahûdileri topluca
katletmek, menkûl ve gayr-i menkûl mallarını ele geçirmek… Ona göre, böylece
altı milyon Alman işsizini zenginleştirmek gibi bir netîce elde edecekmiş…
Neyse ki halkta yeteri kadar aklıselîm ve basîret kaldığı için bu şeytânî plan
bozuldu! […] Asrî Haman’ın da evvelkiyle aynı âkıbete uğramasını ümîd ediyoruz.
(Le Haman moderne s’appelle Hitler. Son
but n’était rien moins que l’extermination des Juifs qui ont le malheur
d’habiter en Germanie. […] Son dessein était donc clair et net: massacrer les
Juifs, s’accaparer de leurs biens, meubles et immeubles, ce qui aurait eu pour
résultat, d’après lui, d’enrichir les six millions de chômeurs allemands.
Heureusement qu’il restait chez le peuple assez de bon sens et de clairvoyance
pour déjouer ce dessein diabolique. […] Nous espérons que le Haman moderne aura
le même sort que son prédécesseur.)”
“Hitler ve
Naziler tarafından, evvelden planlanmış olarak, altı milyon Yahûdinin imhâ
edildiği” yalanı böyle başladı! Öyle ya, her hâl ve şartta onlar dâimâ
mazlûmdur; zâlim dâimâ başkalarıdır! Ya Kaufman Planı: Germany must perish! Ya Dersden katliâmı? Ya Allâh’ın her günü Moskova
Radyosu’ndan “İyi Alman, ölmüş Almandır!” sloganını haykıran Yahûdi-Sovyet
propagandacısı İlya Ehrenburg? Ya on milyonlarca insanı Sovyet temerküz
kamplarında imhâ eden Bolşevik Yahûdiler? Ya bir buçuk asırdır Filistinli
jenosidi cürmünü işliyen Siyonistler?
Farmason Devlet
Adamı Aristide Briand, Kemalizm gibi, Siyonizmi de destekliyordu
Garb
Âleminin Siyonizme büyük hizmetleri dokunmuş Devlet Adamlarına câlib-i dikkat
bir misâl de Aristide Briand’dır.
Farmason
Devlet Adamı Aristide Briand, Kemalist İhtilâl Hareketinin önünü açan Ankara
Îtilâfnâmesi’yle Kemalizme pek büyük yardımda bulunmuştu. Siyonizme duyduğu
sempati ve ona verdiği destek, daha da büyükdü: Siyonizmin hem Fransa’da, hem
beynelmilel siyâset sâhasında harâretli bir müdâfii oldu; Siyonizme teveccühünü
her fırsatta mlüşahhas olarak ortaya koymaktan çekinmedi.
Hâriciye
Vekîli sıfatıyle, 22 Ekim 1926’da, Dünyâ Siyonist Teşkîlâtı Reîsi Chaim
Weizmann’ı kendi makâmında kabûl etmiş, yarım sâatten fazla süren bu görüşme
esnâsında, Weizmann, Filistin’de Yahûdi Vatanı’nın inşâsı ile alâkalı
mes’eleleri îzâh etmiş, Briand, verilen îzâhatı can kulağıyle dinlemiş,
Siyonizme ve Yahûdi Vatanı’na duyduğu candan sempatiyi dile getirmişti. (M. Briand a pris un vif intérêt à l’exposé
du Dr Weizmann et lui a donné l’assurance de sa profonda sympathie pour le
Sionisme et le Foyer National.) Bu haberi veren Yahûdi Telegraf Ajansı,
Briand’ın Weizmann tarafından yapılan teklîfleri de tasvîb ettiğini bildirmiş,
fakat bunların mâhiyetini açıklamamıştır. Weizmann’ın refâkatinde Meb’ûs Léon
Blum da bulunmakta idi. (“A. Briand, Filistin’de gerçekleştirilen Yahûdi eseri
için duyduğu sempatiyi dile getirdi”, -Kâhire’de münteşir- L’Aurore, Journal d’Informations Juives – Şafak; Yahûdilere Dâir
Haberler Gazetesi- , 5.11.1926, p. 2)
Aristide
Briand, en son 23 Temmuz 1926 ilâ 12 Ocak 1932 târihlerinde Hâriciye Vekîlliği
yaptı. Ölümünden (7 Mart 1932) iki ay kadar evvel II. Pierre Laval Hükûmetinde
(13.7.1931 – 12.1.1932) değişiklik yapılarak III. Pierre Laval Hükûmeti(14.1 –
16.2.1932) teşkîl edilmiş, Briand bu pek kısa ömürlü Hükûmetin dışında
kalmıştı. Bunun üzerine, Fransa-Filistin Fransız Siyonizm Dostları Komitesi
Reîsi, Sâbık Çalışma Vekîli Justin Godart, kendisine, bir mektubla, Siyonizme
hizmetleri sebebiyle harâretle teşekkür etmişti:
“Muhterem
Reîs Bey,
“Fahrî
Reîsimiz olmanızdan şeref duyan Fransa-Filistin Siyonizm Dostları Derneği’nin,
Hâriciye Vekîlliğinden ayrılmanızdan duyduğu derin üzüntüyü bu mektubla size
bildirmek istiyoruz.
“Filistin’de
bir Yahûdi Millî Vatanı kurulması fikrini sempatiyle karşılıyarak, başlıca
gâyesi, Yahûdi ve Siyonist Âleminde Fransa’ya lâyık olduğu mânevî ve fikrî
têsîri sağlamak olan Derneğimize âzâ olanlar arasında siz ilklerden birisiniz.
Âzâ olmakla verdiğiniz pek kıymetli destek sâyesindedir ki Derneğimiz sür’atle
faâliyete geçmiş ve büyük muvaffakıyetler elde etmiştir. Bunun için size bir
kerre daha teşekkür ederek… İlh… (Parmi
ceux qui, en France, ont témoigné effectivement leur sympathie à l’idée du
Foyer National Juif et ont adhéré à notre Association, dont le but principal
est d’assurer à la France, dans le monde juif et sioniste, l’influence morale
et intellectuelle qui lui revient, vous avez été un des tout premiers. Et c’est
gnâce à l’appui inappréciable de votre adhésion que notre Association a pu
réaliser si rapidement le grand élan de son action et les succès de son
activité. En vous remerciant encore une fois…)” (-Kâhire’de münteşir- L'Aurore, Journal d'informations juives,
4.2.1932, p. 2)
Aristide
Briand, Justin Godart’ın teşekkür mektubundan da anlaşılacağı vechiyle,
kuvvetle desteklediği Fransa-Filistin Siyonizm Dostları Derneği’nin İdâre
Hey’etine, Derneğin têsîsini müteâkib gönderdiği aşağıdaki mesajda, Filistin’de
bir Yahûdi Millî Vatanı ihdâsının, Yahûdi aleyhdârlığına karşı zarûrî bir
tedbîr olduğunu iddiâ ediyordu:
“Hiç şüphesiz arzûya şâyândır ki Yahûdiler, sık sık mârûz kaldıkları sûimuâmelere karşı Filistin’de bir melcê, hâtıralarını ve ümîdlerini yaşatabilecekleri bir Millî Vatan bulabileceklerini bilsinler! Bu husûsu San Remo’da dile getirdik. Yine orada şunu da söyledik: (Mâmâfih sanki bu tehdîd ortadan kalkmamış gibi onu tekrâr etmiye ihtiyâc var mı?) Yahûdilerin Filistin’i yerli halkın aleyhine olarak bir Yahûdi Devleti hâline getirmeleri ve bugün veyâ ileride, bu memleketin Hıristiyanları ile Müslümanlarına medenî ve siyâsî haklar sâhasında müsâvât tanımamaları anlaşılmaz bir tavır olurdu; hâlbuki son sulh muâhedeleri, 1914 evvelinde onlara bu haklarda müsâvâtı tanımıyan memleketlerde de onu artık têmînât altına almış bulunuyorlar… (Il est certainement désirable que les Juifs sachent qu’ils pourront trouver en Palestine un refuge contre les mauvais traitmenets qui trop souvent les accablent, un foyer national pour abriter leurs souvenirs et leurs espérances: nous l’avons dit à San-Remo. Nous y avons dit aussi –mais est-il besoin de le redire, comme si cette menace n’était pas écartée?- que nous ne comprendrions pas que les Juifs voulussent faire de la Palestine un État Juif au détriment des autochtones, ni refuser, aujourd’hui ou plus tard, aux chrétiens et aux musulmans de ce pays l’égalité de droits civils et politiques que les traités de paix leur ont garantis à eux-mêmes dans les États qui la leur refusaient avant 1914.
(Le Réveil juif; Journal
Hebdomadaire de Défense et d’Informations Juives, 16.4.1926, p. 1)
Tunus’ta münteşir, haftalık Le Réveil juif gazetesinin ilk
sayfasının iki tarafında, Édouard Herriot ile Aristide Briand’ın Siyonizme
desteklerini ifâde eden ve burada tam metin hâlinde asıllarını ve tercümelerini
verdiğimiz mesajları yer alıyor…
***