Yahûdilik-Masonluk münâsebeti (65)
“Pâris Sulh Konferansı”nda Rumen Murahhas Hey’etinin 4 Ağustos 1919’da
intisâb ettiği (Fransa Meşrik-ı Âzamı’na tâbi olarak 1910’da, Pâris’de têsîs
edilmiş) Ernest Renan Locası’nın 1921 senesi Rehberi… Devrin pek nüfûzlu
gazetesi Le Temps’ın Yazı İşleri Müdürü
ve Ernest Renan Locası’nın Üstâd-ı Muhteremi olan Marcel Huart, aynı zamânda,
Fransa Meşrik-ı Âzamı İdâre Hey’eti Âzâsıydı. Mihai D. Drecin’in –makâlesinde-
bu Locaya intisâb ettiklerini belirttiği bütün şahsıyetlerin isimleri 1921
Rehberi’nde mevcûddur; yalnız, isimler biraz Fransızcalaştırılmıştır. Nâmına
Loca têsîs edilmiş olan Ernest Renan (Tréguier, 27.2.1823 – Pâris, 2.10.1892),
Kemalist Totaliter Rejimin de çok îtibâr ettiği, eserlerini tercüme ettirdiği
Pozitivist bir feylesof ve târihçidir. 29 Mart 1883’te Sorbon Üniversitesi’nde
verdiği “L’Islamisme et la science (İslâmiyet ve İlim)” isimli konferansta, İslâmla ilmin uyuşamıyacağını,
Müslümanların Avrupa Medeniyetine nisbetle geri kalmalarının başlıca sebebinin
dînleri olduğunumüdâfaa etmiştir. Ulaştığı netîce şudur: “Müslümanlara hizmet
etmenin en iyi yolu, onları Müslümanlıktan kurtarmaktır (Emanciper le musulman de sa religion est le meilleur service qu'on
puisse lui rendre)!” (Tafsîlât için “Mustafa Kemâl’in Hastalığı
Ölümü, Cenâzesi”, Yeni Söz,
16-17.11.2018/58-59’a mürâcaat)
***
1919 “Pâris Sulh Konferansı”na iştirâk ederek kendi
milletlerinin taleblerini İhtisâs Encümenlerine ve Âlî Hey’et’e ileten muhtelif
memleketlere mensûb murahhasların da Konferansta hâssaten Farmasonluğun
(binâenaleyh Siyonizmin) têsîrini farketmiş olmaları, üzerinde durulmıya değer
bir husûstur. Bu mevzûda, Rumen Târih Prof. Dr. Mihai D. Drecin’in câlib-i
dikkat bir makâlesi bulunuyor: Mihai D. Drecin, “Freemasonry And
The Parıs Peace Conference (January 1919 – June 1920) (Farmasonluk ve Pâris
Sulh Konferansı)”, Annals of the
Academy of Romanian Scientists Series on History and Archaeology, Vol. 12,
Nr. 2/2020, pp. 21-31. (https://aos.ro/wp-content/anale/IVol12Nr2Art.3.pdf; 24.8.2024)
Drecin’in makâlesindeki îzâhata
nazaran, Pâris’deki Rumen Murahhas Hey’etine Başvekîl Ionel I. C. Brătianu
riyâset ediyordu. Refâkatinde, Rumen elitini temsîl eden daha birçok şahsıyet
bulunuyordu. Brătianu, Romanya ile Üçlü Îtilâf arasında imzâlanmış olan Ağustos
1916 Muâhedesinin hükümlerine riâyet etmiyen Fransız Başvekîli Clemenceau ile
şiddetle münâkaşa ettikden sonra Konferansı terk ediyor ve yerini (Tıb Dr.) Alexandru
Vaida-Voevod alıyor. Konferansın kulislerinde, Âlî Hey’etin tamâmının, ayrıca
onlara refâkat eden daha pek çok hâriciyeci ve mütehassısın Mason olduğu şüyû
bulmuştur. Bu vazıyeti müşâhede eden Vaida-Voevod, Bükreş’e dönmüş bulunan
Brătianu ile uzun istişârelerden sonra, Konferans’tan Milletinin menfâatine bir
netîce alabilmek için, birçok arkadaşıyle berâber, Masonluğa intisâb etmiye
karâr veriyor. Kendilerine Marcel Huart müzâhir oluyor. Huart, Fransa’nın o
devirde bir numaralı münevver gazetesi olan Le
Temps gazetesinin Yazı İşleri Müdürü ve Ernest Renan Locası’nın da Üstâd-ı
Muhteremidir. Böylece hem Vaida-Voevod, hem de Caius Brediceanu, Voicu Nițescu, Traian Vuia, Mihai Șerban, George Crișan, Ion Pillat gibi arkadaşları, 4 Ağustos 1919’da, mezkûr
Loca’da tekrîs ediliyorlar. Onların bu manevrası hakîkaten semeresini veriyor
ve Macaristan’la, 4 Temmuz 1920’de, Romanya’nın lehinde hükümler ihtivâ eden
Trianon Muâhedesi imzâlanıyor. Bilâhare, Ernest Renan Locası’nın bu Rumen
Müntesibleri, peyderpey Masonluğu terk ediyorlar… Drecin’in makâlesinin en
clâlib-i dikkat pasajının İngilizce aslı şöyledir:
“Behind the stages of the Paris Peace
Conference, people were claiming that Woodrow Wilson, Georges Clemenceau, Sir
David Lloyd George, and Vittorio Emanuele Orlando were members of the
Freemasonry, together with many other diplomats and experts in their teams. (Gheorghe Bichicean, Din istoria
Francmasoneriei. Alexandru Vaida-Voevod (The History of Freemasonry. Alexandru
Vaida-Voevod), 2nd Edition, Armanis Publishing House, Sibiu, 2013, pp.
49-54; Masoneria în Transilvania. Repere istorice (Freemasonry in
Transylvania. Historical Milestones), coordinators: Tudor Sălăgean, Marius
Eppel, 3rd Edition, Argonaut Publishing House, Cluj-Napoca, 2010.)
“Under the circumstances, following
the advice of Ionel I. C. Brătianu, who was in Bucharest at the time, Alexandru
Vaida-Voevod would take the necessary steps for his admission to Freemasonry.
He would be accompanied in his endeavours by Caius Brediceanu, Voicu Nițescu, Traian Vuia, Mihai Șerban, George Crișan, and Ion Pillat. (Gheorghe Bichicean 2013: 59; See
also: Liviu Maior, etc.) On 4
August 1919, they were admitted in the Ernest Renan lodge from Paris,
with the support of Marcel Huart, the editor-in-chief of the influential daily
newspaper Le Temps. The latter was also an important figure in the Ernest
Renan lodge, acting as the then current Venerable Master. (Gheorghe
Bichicean 2013: 55)”
1919 “Pâris Sulh Konferansı”ndaki “müstakbel İsrâil”
haritası
“Pâris Sulh Konferansı”nın fevkalâde câlib-i dikkat
bir vechesi de, Dünyâ Siyonist Teşkîlâtı’na mensûb bir murahhas hey’etinin, bir
muhtırayle, Filistin’de bir “Yahûdi Devleti” kurma talebini Âlî Hey’et’e
iletmiş ve bunun zeylinde, müstakbel “Yahûdi Devleti”nin bir haritasını takdîm
etmiş olmasıdır. Harita, henüz “Nil’den Fırat’a kadar” hedefine uygun olarak
çizilmemiştir. Lâkin bütün göç gayretlerine, ev sâhibi olan yerli halkın
irâdesini hiçe sayarak yapılmış işgâlci göçlere rağmen Filistin nüfûsunun
%10’unu ancak teşkîl edebilmiş bir topluluğun o memleketin tamâmı üzerinde hakk
iddiâ edebilmesi, ibretâmîz bir vâkıadır.
Siyonist Hey’eti, Chaim Weizmann’ın riyâseti altında
Nahum Sokolow, Menahem Ussishkin, Aaron Aaronson ve André Spire’den teşekkül
ediyordu. Bunlardan Aaron Aaronsohn (Romanya, Bacau, 21.5.1876 – Zihron Yaakov,
15.5.1919), Ordumuzu Filistin Cephesinde sırtından hançerliyen Nili câsûsluk
şebekesinin müessis ve reîsiydi. (Bütün Siyonistler, kahramanlaştırdıkları bu
hâinlerle pek çok iftihâr ediyor, sonra da yüzümüze sırıta sırıta “sâdık
vatandaşlar” olduklarını iddiâ ediyorlar! Her milletten görünüp kendilerinden
başka hiçbir milletten olmıyan ikiyüzlü millet!)
Hey’et, Muhtıra’sında, “Yahûdi
Milletinin İsrâil Arâzîsi üzerindeki târihî hakkı ile Yahûdilerin İsrâil
Arâzîsi üzerinde bir millî vatan kurma hakkının tanınmasını” taleb ediyordu.
Yine Siyonist Hey’etinin bir başka talebi de, “İsrâil Arâzîsi üzerindeki
hükümrânlığın Cem’iyet-i Akvâm’a, memleketin idâresinin ise Cem’iyetin vekîli (mandataire) sıfatıyle İngiltere’ye tevdî
edilmesiydi”. (https://fr.wikipedia.org/wiki/Conf%C3%A9rence_de_la_paix_de_Paris#:~:text=Elle%20consacre%20la%20disparition%20de,Tch%C3%A9coslovaquie%20et%20de%20la%20Yougoslavie.; 20.8.2024)
Netîce
olarak, “Pâris Sulh Konferansı” Siyonistlere “Filistin vatandaşlığı” hakkı
verdiği gibi, onu tâkîb eden 19-26 Nisan 1920 San Remo Konferansı’nda da, aynen
onların taleb ettiği vechiyle, Filistin’de bir manda idâresi kuruldu ve bu
idâre İngiltere’ye tevdî edildi. Daha evvel de bahsettiğimiz gibi, Lloyd
George, hemen Konferans akabinde, Filistin’e, Siyonist Lideri Herbert Samuel’i
Yüksek Âmir (dîğer tâbirle geniş salâhiyetli Vâlî) tâyîn ederek Siyonist
emellerinin tahakkukuna büyük bir hizmette bulundu.
Yukarıda,
Lloyd George’un, 11
Nisan 1931 akşamında, Londra’daki Savoy Hotel’de İngiliz Siyonist Federasyonu
tarafından şerefine tertîb edilen ziyâfette îrâd ettiği hitâbesinin en
ibretâmîz kısımlarını nakletmiştik. Orada sarfettiği şu sözlerden, San Remo’da,
“Yahûdi Milletinin İsrâil Arâzîsi
üzerindeki târihî hakkının tanınması”na dâir Siyonist talebini de kabûl
ettikleri anlaşılıyor:
“San Remo Konferansının nihâyetinde imzâlanan
vesîkada, Yahûdi Milletinin Filistin’le olan târihî bağı ve bu memlekette Millî
Yurdunu inşâ etme sebebleri resmen tanınıyordu.” “Sebebleri”, yânî
“esbâbımûcibesi”, yânî “hakkı”…
Hiç şüphesiz, bu “hak”, kendi kendilerine ve
kendileri için ihdâs ettikleri bir “hak”tır. Samîmî iseler, o “hakkı“,
Amerika’ya, Kanada’ya, Avustralya’ya, ilh… tatbîk etseler ya! Bütün dünyâyı
sömürgeleştirip talan ederken o “hakka” mı riâyet ediyorlardı?
“Carte de la Palestine présentée à la Conférence de la paix par la
délégation de l’Organisation sioniste mondiale.” (https://fr.wikipedia.org/wiki/Conf%C3%A9rence_de_la_paix_de_Paris#:~:text=Elle%20consacre%20la%20disparition%20de,Tch%C3%A9coslovaquie%20et%20de%20la%20Yougoslavie.; 20.8.2024)
“Pâris Sulh Konferansı”na verilen Siyonist Muhtırası’nın
zeylinde bu harita bulunuyordu. Yânî “Nil’den Fırat’a kadar uzanan İsrâil”
değil de, “Asgarî İsrâil”… “Asgarî İsrâil”, yânî yedinci asırdan beri, yânî bin
küsûr senedir Müslüman Arab Vatanı olan
Filistin! Asırlardır himâyemiz altında olan Filistin! Gûyâ burası onların
“târihî vatan”ıymış, binâenaleyh ebediyen onun üzerinde hak sâhibi imişler…
Şâyed o devrin ve günümüzün Emperyalist Devletlerinde muazzam bir nüfûz sâhibi
olmasalardı, herkes onların bu akıl-iz’ân dışı iddiâlarına güler geçerdi… Lâkin
öyle olmuyor! Filistinlilere karşı bir buçuk asırdır tâkîb ettikleri jenosid
siyâsetiyle, adım adım hedeflerine ilerliyorlar. Bundan sonrası: “Nil’den
Fırat’a kadar”!
***